Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hâkimin Çekilmesi”
- Uyuşmazlık: Hâkimin çekilme kararına ilişkin merci kararının bölge adliye mahkemesince verilen kararının temyiz edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 35/2, 43/2 ve 362. maddeleri uyarınca hâkimin çekilme kararına ilişkin merci kararları hakkında bölge adliye mahkemelerince verilen kararların kesin nitelikte olması ve temyiz yolunun kapalı olması gözetilerek davacının temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine, ilk hükmü veren hâkimin davadan çekilmesinin ardından yeni hâkimin görevlendirilmesi hususunda merciin kim olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hâkimin aynı işte görev alamayacağı ve adil yargılanma hakkı gereği olaya tamamen yabancı bir hâkimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği gözetilerek, yeni hâkim görevlendirmesinin adli yargı ilk derece komisyon başkanlığı tarafından değil, yargı mercii tarafından yapılması gerektiği gerekçesiyle mahkemenin kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının, başka bir davada mahkemeye sunduğu hâkimin reddi dilekçesinde kullandığı ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği ve manevi tazminat ödenmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının hâkimin reddi talebinde bulunması için yeterli emarelerin bulunduğu, bu nedenle dilekçede kullanılan ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Eşlerden birinin düzenlediği iddianame ile açılan kamu davasında, diğer eşin hâkim sıfatıyla yargılama yapmasının ve karar vermesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Ceza muhakemesinde tarafsızlığın güvence altına alınmasına yönelik düzenlemeler, CMK'nın 22 ve 23. maddelerinde sınırlı olarak sayılan hâkimin davaya bakamayacağı ve yargılamaya katılamayacağı hâller arasında, eşlerden birinin iddianame düzenlemesi durumunda diğer eşin hâkim olarak davaya bakamayacağına ilişkin açık bir düzenlemeye yer verilmemiş olması, sanık hakkında iddianame düzenleyen Cumhuriyet savcısının kovuşturma evresinde mahkemede görev almaması, sanık tarafından hâkimin reddi istenmemesi, hâkimin davadan çekinmemesi, eşlerin bir mahkemenin aynı dairesinde görev yapmaması, ceza muhakemesi hukukunda kıyas yoluyla istisnai hükümlerin kapsamının genişletilememesi ve yerleşik uygulamanın da bu yönde olması hususları değerlendirilerek, eşlerden birinin düzenlediği iddianame ile açılan davada diğer eşin hâkim sıfatıyla yargılama yapmasının ve karar vermesinin başlı başına adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğuracak şekilde objektif ve sübjektif anlamda tarafsızlık ilkesini zedelemediği kabul edilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafın duruşmalara katılmaması ve cevap dilekçesi vermemesi nedeniyle, davalının isticvap yoluyla dinlenmesinin ve davacıdan diğer delillerinin sorulmasının gerekip gerekmediği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının iddiasını tanık beyanlarıyla ispatladığı, davalının isticvap yoluyla dinlenmesinin kendi aleyhine olan bir vakıa hakkında sorguya çekilmesi anlamına geleceği ve davalının davayı tümüyle inkâr etmiş sayılması nedeniyle, isticvap ve ek delil toplanması gerekliliği bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hâkimin duruşma sırasında mağdura hakaret etmesi nedeniyle açılan hakaret davasında, mağdur vekilinin Hakimler Savcılar Kurulu'na sunduğu dilekçenin süresinde bir şikâyet olarak kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdur vekilinin duruşma günü düzenlediği tutanak ve aynı gün Hakimler Savcılar Kurulu'na sunduğu dilekçenin, hakaret fiilini ve failini açıkça belirtmesi ve cezalandırılma talebini içermesi nedeniyle süresinde yapılmış bir şikâyet olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin düşme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın, hâkim olarak görev yaptığı sırada, konkordato mühleti talebine ilişkin davada verdiği ihtiyati tedbir kararının görevi kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın verdiği ihtiyati tedbir kararının yargılama faaliyeti sırasındaki hukuki bir yorum olarak değerlendirilmesi, Anayasa'nın 138. maddesi uyarınca yargı yetkisi ve takdirinin kullanılması kapsamında kalması, uluslararası belgelerde hâkimlerin yargısal faaliyetleri nedeniyle kötü niyet dışında cezai sorumluluk doğurmayacağına yer verilmesi, sanığın hakkında yapılan reddi hâkim talebi üzerine davadan çekilmesi ve suç kastıyla hareket ettiğine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmaması gözetilerek, sanığın görevi kötüye kullanma suçundan beraatine ilişkin hükmün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalının hileli davranışları nedeniyle devredilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tesciline, aksi halde bedele karar verilmesi talebiyle açılan davanın reddine ilişkin kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından dava konusu taşınmaza yönelik annesi tarafından aynı davacı ve davalıya karşı inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığı ve bu dava ile mevcut dava arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu gözetilerek, davaların birleştirilmesi ve işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı, davalı tarafından dolandırıldığını iddia ederek inançlı işlem nedeniyle taşınmazının tapu kaydının iptalini ve adına tescilini, aksi halde bedelini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının inançlı işlem iddiasını ispatlayacak yazılı delil sunamaması ve davalıların iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunun unsurları itibariyle oluşup oluşmadığı ve bu suçtan dolayı sanığın mahkumiyetine karar verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Suç tarihi itibariyle başlayan dava zamanaşımı süresinin, soruşturma ve kovuşturma izinlerinin alınması süreleri ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesinleştikten sonra CMK’nın 231. maddesinde değişiklik yapan 6008 sayılı Kanun nedeniyle dosyanın yeniden ele alınmasına kadar geçen sürelerde durduğu, sanığın sorgusunun yapıldığı tarih ile hakkında mahkûmiyet kararının verildiği tarihler arasında ise kesildiği, bu durumda TCK ve CMK'da öngörülen kesintili dava zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararına konu hükmün bozulmasına ve kamu davasının dava zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Meslek öncesi eğitimini tamamlayıp mesleğe atandıktan sonra meslek öncesi eğitim süresi kadar çalışmadan görevden ayrılan hakim adayının, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca, meslek öncesi eğitimi sırasında yapılan ödemelerin iki katını ödeyip ödemeyeceği ve bu ödemenin miktarının ne olacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının göreve başlama tarihi ve bu tarihten itibaren çalıştığı süre göz önünde bulundurularak, bozma kararında belirtilen ilkeler doğrultusunda hesaplanan tazminat miktarının doğru olduğu ve davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bozma kararının kapsamı dışında kaldığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Akıl hastası olduğu tespit edilen sanığın sorgusu yapılmadan ceza verilmesine yer olmadığına ve suçta kullanılan silahın müsaderesine karar verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Akıl hastalığı nedeniyle ceza sorumluluğu bulunmayan sanığın dahi savunma hakkı kapsamında sorgusunun yapılması gerektiği, bu hakkın kısıtlanamayacağı ve güvenlik tedbirine karar verilebilmesi için fiil-fail-akıl hastalığı bağlantısının tespiti amacıyla yargılama yapılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.