Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hükümsüzlük”
- Uyuşmazlık: TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun (YİDK), davacı adına tescili istenen marka başvurusunu, davalı adına tescilli ancak hükümsüzlük davası açılmış markalar nedeniyle reddetmesi üzerine, davacının YİDK kararının iptalini istemesi.
Gerekçe ve Sonuç: YİDK kararının verildiği tarihte hükümsüzlük davası kesinleşmemiş olsa da, daha sonra hükümsüzlük kararının kesinleşmesi ve hükümsüzlüğün geriye etkili olması nedeniyle, YİDK'nın bekletici mesele yapması gereken hükümsüzlük davasını dikkate almamasının hukuka aykırı olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin tasarım tescil başvurusuna yapılan itirazın reddi üzerine açılan davada, itiraza konu tasarımın hükümsüzlüğü davasının derdest olması nedeniyle YİDK kararının iptali isteminin incelenmesinin mümkün olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İtiraz edilen tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin davanın devam etmesi ve hükümsüzlük kararının geriye yürümesi nedeniyle, 6769 sayılı SMK'nın 79/1. maddesi gözetilerek, hükümsüzlük davasının sonucunun beklenmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: YİDK kararının iptali istemine ilişkin davada, redde mesnet markanın hükümsüzlüğüne ilişkin davanın bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6769 sayılı SMK'nın 27. maddesi uyarınca hükümsüzlük kararının geçmişe etkili olduğu ve marka başvuru tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği gözetilerek, davacının açtığı davanın hükümsüzlük veya iptal davası olduğunun tespit edilmesi ve hükümsüzlük davası ise bekletici mesele yapılması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taklit ürünleri satmak suretiyle marka hakkına tecavüz suçundan ceza mahkemesinde yargılanan mağaza çalışanlarının, marka hükümsüzlüğü davası açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Markanın hükümsüzlüğünü isteyebilecek "zarar gören kişi" kavramının geniş yorumlanması ve 556 sayılı KHK'nin 61/c maddesi gereğince marka hakkına tecavüz yoluyla kullanılan ürünleri satan ve bu nedenle yargılanan davacıların, tanınmış bir marka ile iltibas oluşturduğu iddiasıyla marka hükümsüzlüğü davası açma ehliyetine sahip oldukları gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalıya ait markaların hükümsüzlüğüne karar verildikten sonra, davalının bu markaları kullanmaya devam etmesinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı ve davacı markasının tanınmışlığının tespiti için Türk Patent ve Marka Kurumu'na başvurulup başvurulmayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Kötü niyetli tescil edilen ve hükümsüzlüğüne karar verilen markanın, tescilli olduğu dönemde dahi kullanılması marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu; ayrıca, markanın tanınmışlığının tespitine ilişkin istemin bağımsız bir dava konusu yapılamayıp, ancak marka hakkına tecavüz veya hükümsüzlük davalarında hadise olarak değerlendirilebileceği gözetilerek, direnme kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı markasının tescil başvurusunun yapıldığı tarihte Türkiye'de marka tescili ve markasal kullanımı olmayan davacının, kötü niyet iddiasına dayalı olarak davalı markasının hükümsüzlüğünü isteyip isteyemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 556 sayılı KHK'nın 42. maddesinde kötü niyetli tescilin hükümsüzlük sebebi olarak sayılmamasına rağmen, Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca kötü niyetin hukuken korunamayacağı ve davalı markasının kötü niyetle tescil ettirildiğinin anlaşılması gözetilerek, yerel mahkemenin davalı markasının hükümsüzlüğüne ilişkin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı tarafın, davalı şirketin tescilli markalarının kendi tescilli markasıyla benzerlik teşkil ettiğini ve bu nedenle hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürdüğü marka hükümsüzlüğü davası.
Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesinin, davalı şirkete ait "BEREKET FX" markasının davacı şirketin daha önce tescilli "BEREKET" markası ile karıştırılma ihtimali olduğunu kabul ederek kısmi hükümsüzlüğüne karar vermesi, diğer markalar bakımından ise hükümsüzlük koşullarının oluşmadığına hükmetmesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin de bu kararı onaması üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, mahkemelerin vakıa ve hukuki değerlendirmelerinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir. - Uyuşmazlık: Henüz tescil edilmemiş bir markanın hükümsüzlüğü davası açılabileceği iddiasıyla TPE YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü davasında, karşı davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan temyiz üzerine Özel Daire bozma ilamına karşı direnme kararının incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Yargılama aşamasında hükümsüzlüğü istenen markanın tescil edilmiş olması ve 6100 sayılı HMK’nın 115/3. maddesi uyarınca dava şartı noksanlığının giderilmiş olması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacıya ait bir transformatör tekerleği tasarımının davalı tarafından gasp edilerek tescil ettirildiği iddiasıyla açılan tasarımın hükümsüzlüğü, tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti davasında, davalıya ait tasarım tescilinin hükümsüzlüğüne ve manevi tazminata hükmedilmesi üzerine davalı tarafından yapılan temyiz başvurusu.
Gerekçe ve Sonuç: Davalıya ait tasarım tescilinin hükümsüz kılınmasına rağmen, hükümsüzlük kararı öncesinde mülga 554 sayılı KHK hükümlerine göre korunan tescilli bir tasarıma dayalı kullanımların, kötü niyetli tescil olmadığı sürece tasarıma tecavüz ve haksız rekabet oluşturmayacağı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararına karşı açılan iptal ve marka hükümsüzlüğü davasında, tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilip verilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Taraf markaları arasında görsel ve sesçil benzerlik bulunduğu, dava konusu malların davacıya ait markalar kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür/benzer malları içerdiği ve tanınmışlığa ilişkin itiraz değerlendirmesinin YİDK kararının iptali davasındaki ile aynı olduğu gözetilerek, YİDK kararının iptaline ilişkin davanın reddine, hükümsüzlük talebiyle açılan davanın kabulüne ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıya ait markanın davacıya ait tescilli markayla benzerliği nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesi talebi ile davacıya ait markaların kullanılmama nedeniyle iptali ve hükümsüzlüğü talepli davalardır.
Gerekçe ve Sonuç: Markaların görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerlik taşıdığı, tescil edildikleri emtia sınıflarının aynı olduğu, davalı markanın davacı markalarının tanınmışlığından faydalanmak amacıyla kötüniyetli olarak tescil ettirildiği, davacı markalarının ise kullanımda olduğu, davalı tarafın hükümsüzlük ve iptal taleplerinde ise 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davalı marka hakkında hükümsüzlük ve terkin kararı vermesi, davacı markalarının iptali isteminin ise reddine ilişkin kararının istinaf incelemesinde onanması, temyiz incelemesinde de Yargıtay tarafından onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.