Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hükme Esas Alınan Deliller”
- Uyuşmazlık: Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte yardım etme, tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükmün, iletişimin tespiti yoluyla elde edilen delillere dayanıp dayanamayacağı ve hükmün yeterli gerekçe içerip içermediği noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Başka bir şüpheli hakkında verilen iletişimin denetlenmesi kararı kapsamında elde edilen ve sanıkla ilgili olan tesadüfi delillerin, sanık hakkında hüküm kurulan suçlar CMK’nın 135/8. maddesinde sayılan katalog suçlar arasında yer almadığından hükme esas alınamayacağı ve ayrıca hükmün gerekçesinde delillerin tartışılıp değerlendirilmediği, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin gösterilmediği, delillerle ulaşılan sonuç arasındaki bağın kurulmadığı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Görevsizlik kararı veren mahkemece dinlenen tanıkların, görevli mahkemece yeniden dinlenip dinlenilmeyeceği ve yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin yeterli olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Görevsiz mahkemede dinlenen tanıkların ifadelerinin, CMK m.7 uyarınca görevli mahkemede yeniden dinlenmesi gerektiği kuralının istisnasının, tanığın dinlenmesinin mümkün olmadığı haller olduğunun, somut olayda ise tanıkların dinlenmesinin mümkün olmadığı gibi, hükme esas alınan deliller de gözetildiğinde buna gerek de olmadığının ve yerel mahkemenin gerekçesinde, hükme esas alınan delillerin belirtildiği, tartışıldığı ve değerlendirildiğinin anlaşılması karşısında, yerel mahkeme hükmünün yasal ve yeterli gerekçeye dayandığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların nitelikli yağma suçundan mahkumiyetlerine dair yerel mahkeme kararının gerekçesinin yeterli olup olmadığı ve görevsizlik kararı veren mahkemece yapılan işlemlerin görevli mahkemece tekrarlanıp tekrarlanmaması gerektiği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, hükme esas aldığı delilleri gerekçesinde açıkça belirtmesi ve sanıkların mahkumiyetine yeterli gerekçe sunması, ayrıca görevsizlik kararı veren mahkemede dinlenen bazı tanıkların görevli mahkemede yeniden dinlenmemiş olmasının, hükme esas alınan diğer deliller ve CMK 7. maddesi uyarınca hükümde hukuka aykırılık yaratmaması gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hükmün yeterli gerekçe içerip içermediği.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkumiyet hükmünde, suça konu tabancanın sanığın kullandığı araçta ele geçirildiği belirtilmiş ancak aracın ve tabancanın sanığa ait olduğuna dair hükme esas alınan delillerin neler olduğu, delillerle sonuç arasındaki bağ ve bu sonuca varılma nedeni açıklanmadığından hükmün CMK’nın 230. maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerine aykırı şekilde yetersiz gerekçe içerdiği gözetilerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve nitelikli yağma suçlarının sabit olup olmadığı hususunda Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, iletişimin tespiti tutanaklarının ilgili kısımlarını sanığa okuyup savunmasını almadan ve hangi tutanakların hükme esas alındığını belirtmeden, delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ve hükme esas alınan delillerin gerekçeyle ortaya konulması hususunda eksiklikler içeren hüküm kurması; sanığın savunma hakkını kısıtlayarak hukuka aykırılık oluşturması nedeniyle, yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıklara atılı tefecilik suçunun sabit olup olmadığı ve yerel mahkeme kararının yeterli gerekçe içerip içermediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında, sanıkların tefecilik suçundan mahkumiyetlerine dair delillerin bir bütün halinde sayıldığı fakat sanıkların üzerlerine atılı suçlar ile delillerin ilişkilendirilip tartışılmadığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin neler olduğunun, delillerle sonuç arasındaki bağın ne olduğunun ve niçin bu sonuca varıldığının gösterilmediği, bu nedenle 5271 sayılı CMK’nın 230. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine aykırı olduğu ve Anayasanın 141. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 34, 230 ve 232. maddelerinde öngörülen şekilde kanuni ve yeterli gerekçeyi içermediği gözetilerek, yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yerel Mahkeme hükümlerinin Anayasa'nın 141. ve CMK'nın 34, 230 ve 232. maddelerinde öngörülen şekilde yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediği.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel Mahkeme'nin, bozma kararına rağmen sanıkların eylemlerinin sübutuna ilişkin yeterli ve yasal gerekçe göstermeksizin önceki bozulmuş hükmün gerekçe kısmını tekrarlaması ve mahkumiyet hükmü kurması, Anayasa'nın 141. maddesi ile CMK’nın 34, 230 ve 232. maddelerine aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet kararına dayanak yapılan arama işleminin hukuka uygun olup olmadığı ve delillerin hükme esas alınıp alınamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Kolluk görevlilerinin, sanık hakkında uyuşturucu ticareti yaptığına dair istihbari bilgi edinmelerine rağmen, CMK'nın ilgili hükümlerine uygun bir adli arama kararı almaksızın sanığın üzerinde arama yapmalarının hukuka aykırı olduğu, bu nedenle elde edilen uyuşturucu maddenin hükme esas alınamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık tarafından suç işlemek amacıyla kurulduğu kabul edilen örgütün silahlı olup olmadığı ve TCK'nın 220/3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında, suç örgütünün silahlı olduğuna ve sanığın eyleminin TCK'nın 220/3. maddesine uyduğuna dair yeterli ve yasal gerekçe gösterilmediği, delillerin tartışılıp değerlendirilmediği, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmediği, bu nedenle CMK'nın 230/1-b maddesine aykırılık yapılarak hüküm kurulduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Haklarında iletişimin tespiti kararı bulunmayan sanıkların, iletişimin tespiti kararı bulunan diğer sanıklarla yaptıkları telefon görüşmeleri ve mesajlarının hukuka uygun delil olarak kabul edilip edilemeyeceği ve bu delillere dayanılarak silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyetlerine karar verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıklar hakkındaki iletişim kayıtlarının tesadüfen elde edilmiş delil niteliğinde olduğu, ancak bu delillerin ancak ilk tespit edilen konuşma veya mesajlarla sınırlı olarak değerlendirilebileceği, ilk tespitten sonraki konuşma ve mesajların ise CMK'nın 135. maddesi uyarınca alınmış bir karar olmadığı için hukuka aykırı delil olarak kabul edileceği ve yerel mahkeme gerekçesinin de suçun unsurları yönünden her bir sanık bakımından ayrı ayrı değerlendirme yapmadığı için yetersiz olduğu gözetilerek, yerel mahkeme mahkumiyet kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında müdafi atanması talebinde bulunmayan ve tutuklu yargılanan sanık hakkında, müdafi atanmamasının CMK'nın 101/3. maddesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı ve bu bağlamda savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı ile TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanun’un 5. maddeleri uyarınca silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa, CMK'nun 150/3. maddesi uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve tutuklama talebiyle sevk edildiğinde müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise kendisine müdafi seçme veya görevlendirme talebinde bulunmadığı, CMK m. 150/3'te düzenlenen zorunlu müdafilik hükmünün sanığa atılı suçun temel cezası dikkate alındığında uygulanmayacağı, CMK 101/3'ün ise ilk tutuklamaya ilişkin olduğu ve tutuklu olarak yargılanmanın tek başına zorunlu müdafilik nedeni olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan verilen mahkûmiyet hükmünde TCK’nın 129. maddesinde düzenlenen özel haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme hükmünün gerekçesinde delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ve hükme esas alınan delillerin belirtilmesi hususunda CMK 230/1-b maddesine aykırı hareket edilerek, Anayasa'nın 141. maddesi ile CMK’nın 34. ve 230. maddelerinde aranan 'kararların gerekçeli olma zorunluluğu'na uyulmadığı gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.