Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“HMK 362. Madde”
- Uyuşmazlık: Yargıtay ilgili dairesinin hâkimin hukuki sorumluluğuna ilişkin davada ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği ve davanın reddine ilişkin kararın temyizi üzerine, HMK’nın 362. maddesindeki temyiz kesinlik sınırının uygulanıp uygulanmayacağı noktasında ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay ilgili dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlara karşı HMK m. 47/1’de temyiz yolu öngörülmekle birlikte, temyiz kesinlik sınırına dair bir düzenleme yer almaması ve bölge adliye mahkemeleri için getirilen kesinlik sınırının Yargıtay daireleri için de uygulanması gerektiği gerekçesiyle, HMK’nın 362. maddesinde belirtilen parasal sınırın esas alınması gerektiği gözetilerek temyiz isteminin miktar itibariyle reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay ilgili dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği manevi tazminat davası reddine ilişkin kararın, miktar itibariyle temyiz edilebilir olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 362. maddesinde belirtilen kırk bin Türk Lirası temyiz kesinlik sınırının, Yargıtay dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlar için de geçerli olduğu, davaya konu manevi tazminat miktarının bu sınırı aşmadığı gözetilerek, davacının temyiz isteminin miktar itibariyle reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hâkimin hukuki sorumluluğuna dayalı tazminat davasında, Yargıtay dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği karara karşı hangi temyiz kesinlik sınırının uygulanacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hâkimlerin hukuki sorumluluğuna ilişkin davalarda özel yetki, görev ve temyiz kuralları öngörülmüş olsa da, miktar bakımından bir temyiz sınırı belirlenmemiş olması miktara bağlı olmaksızın temyiz edilebileceği anlamına gelmeyip, HMK’nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemeleri için öngörülen kırk bin Türk Lirası kesinlik sınırının, Yargıtay dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlar için de uygulanması gerektiği gözetilerek davacının temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hâkimin hukuki sorumluluğuna ilişkin açılan tazminat davasında Yargıtay dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın temyizinde, HMK’nın 341. maddesindeki kesinlik sınırının mı yoksa 362. maddesindeki kesinlik sınırının mı uygulanacağı noktasında ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Hâkimin hukuki sorumluluğu davalarının özel niteliği ve HMK’nın 47. maddesindeki düzenlemeyle Yargıtay dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlara karşı temyiz yolunun açıkça öngörülmüş olması, ancak bu düzenlemede temyiz kesinlik sınırına dair bir kural yer almaması karşısında, HMK'nın 362. maddesindeki parasal sınırın uygulanması gerektiği değerlendirilerek, davacı vekilinin temyiz isteminin miktar itibarıyla reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay ilgili dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı tazminat davasında verilen karara karşı yapılan temyiz başvurusunda, temyiz kesinlik sınırının uygulanıp uygulanmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Hâkimin hukuki sorumluluğuna ilişkin davalarda Yargıtay dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlara karşı da HMK’nın 362. maddesindeki temyiz kesinlik sınırının uygulanması gerektiği, aksi halde kanun koyucunun bölge adliye mahkemeleri için öngördüğü kesinlik sınırını aşan yetkiyi Yargıtay dairelerine tanımış olacağı gözetilerek temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay ilgili dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği manevi tazminat davasında, temyiz kesinlik sınırının uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 362. maddesindeki temyiz kesinlik sınırının Yargıtay dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlara da uygulanması gerektiği, aksi halde kanun koyucunun bölge adliye mahkemeleri için öngördüğü kesinlik sınırını aşan yetkiyi Yargıtay dairelerine tanımış olacağı gözetilerek davacının temyiz isteminin miktar yönünden reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sırasında ilk derece mahkemesi yargılamasında eksiklik görülerek ek bilirkişi raporu alınmasına rağmen davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi çerçevesinde esastan reddine ilişkin kararın isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince yargılamada eksiklik görülerek duruşma açılıp ek bilirkişi raporu alınması halinde HMK’nın 353/1-b-3. maddesi gereğince esastan yeni bir karar verilmesi gerekirken, HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi usule aykırı olduğundan direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesi kararında eksiklik tespit edip ek bilirkişi raporu aldıktan sonra davalı vekilinin istinaf talebini HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddetmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin yargılamada eksiklik görüp duruşma açarak inceleme yapması halinde HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurması gerekirken, HMK 353/1-b-1 maddesine göre esastan ret kararı vermesi usul ve yasaya aykırı bulunarak direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesi kararında eksiklik görerek yaptığı yargılama sonucunda, davalı vekilinin istinaf talebini HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddetmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, yargılamada eksiklik görerek duruşma açıp inceleme yapması halinde, HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurması gerekirken, HMK 353/1-b-1 maddesini uygulayarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesince yargılamada eksiklik görülerek duruşma açılıp bilirkişi raporu alınmasına rağmen, davalı vekilinin istinaf talebinin HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin verilen kararın yerinde olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 7251 sayılı Kanun ile HMK'nın 353/1-b-3 ve 356/2. maddelerine eklenen hükümler uyarınca, bölge adliye mahkemesince duruşma açılıp eksiklikler giderildikten sonra da istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilebileceği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hâkimlerin yargılama faaliyetleri nedeniyle devlete karşı açılan tazminat davasında, HMK 46. maddesinde belirtilen sorumluluk şartlarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ileri sürülen hususların HMK’nın 46. maddesinde sayılan hâkimin hukuki sorumluluğunu gerektirecek kayırma, taraf tutma, kin ve düşmanlık saiki ile hukuka aykırı karar verme veya hakkın yerine getirilmesinden kaçınma hallerini ispatlamaya yeterli olmadığı değerlendirilerek davanın reddine ilişkin karar, disiplin para cezası, harç ve gider avansı yönünden düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: İstinaf mahkemesince verilen kararın HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kesin nitelikte olup olmadığı ve eksikliklerin hangi mahkemece giderilmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 353/1-a maddesinde belirtilen usule ilişkin aykırılıklar tespit edildiğinde istinaf mahkemesinin esası incelemeden verdiği, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dosyanın ilgili ilk derece mahkemesine gönderilmesi kararlarının kesin nitelikte olduğu ve HMK'nın 362. maddesinin (g) bendiyle de bu durumun açıkça belirtildiği gözetilerek direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.