Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“HMK m.163”
- Uyuşmazlık: Davalının, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verdiği kabul beyanının irade bozukluğuna dayanıp dayanmadığı ve bu beyanın hangi taşınmaz parçasını kapsadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, dava konusu taşınmazlarda davacının hissesi bulunduğunu kabul ettiğine dair beyanının, ilerleyen aşamalarda çelişkili beyanlarla farklılaşması ve davalının işitme problemi nedeniyle tutanağı anlayıp anlamadığının tespit edilmemesi, irade bozukluğu iddiasının HMK m.163'e göre ön sorun olarak incelenmesini ve davalının kabulünün hangi taşınmaz parçasını kapsadığının belirlenmesini gerektirmesi gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kooperatif yönetim kurulu üyeleri ile müdürü aleyhine açılan sorumluluk davasında, yerel mahkemenin gider avansının süresinde yatırılmaması nedeniyle davanın reddine ilişkin kararına karşı yapılan temyiz üzerine verilen bozma kararına karşı direnilmesinin hukuki olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin gider avansı için verdiği sürenin HUMK m.163 ve HMK m.94 anlamında kesin süre niteliğini taşımadığı ve kooperatif yönetim kurulu ile müdür aleyhine sorumluluk davası açılabilmesi için genel kurulca yetki verilip verilmediği hususunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İtirazın iptali davasında, icra dosyasının dava dosyasına getirilmesinin kimin yükümlülüğünde olduğu ve davacıya verilen kesin sürenin usulüne uygun olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İtirazın iptali davasında icra dosyasının celbinin davacı tarafın yükümlülüğünde olduğu, ancak mahkemece davacıya verilen kesin sürenin usulüne uygun olmadığı, zira icra dosyasının celbi için gerekli masrafın miktarının davacıya bildirilmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasında franchising sözleşmesi yapıldığı iddiasına dayalı tazminat davasında, davalının sözleşmeyi imzalamadığının tespiti üzerine davacının başka delil ibraz etmemesinin davanın reddini gerektirip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, mahkemece usulüne uygun verilen kesin süre içerisinde ve sonrasında dahi, sözleşmenin imzasının davalıya ait olmadığının tespitinden sonra, davalı ile arasında akdi ilişki kurulduğunu ispatlayacak başka bir delil sunmaması ve dosyadaki mevcut delillerle de bu hususun ispatlanamaması gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Mahkemece keşif ücretinin yatırılmaması nedeniyle davanın reddine ilişkin karar verilmesine karşı yapılan temyiz üzerine, direnme kararının bozulması gerekip gerekmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıya keşif ücreti yatırması için verilen kesin sürenin HUMK’nın 163. maddesi ile yargısal uygulamada öngörülen şartları taşımadığı, davacı tarafın delil ve yemin teklif hakkının kısıtlandığı ve mahkemece dosyadaki deliller değerlendirilmeden eksik incelemeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ana taşınmazdaki mimari projeye aykırı imalatların eski hale getirilmesi ve müdahalenin önlenmesi talebiyle açılan davada, mahkemece davacıya verilen kesin süre içinde delil sunulmaması nedeniyle davanın usulden reddedilmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece davacıya delil sunması için verilen kesin sürenin geçirilmesinin, davanın ispatı ile ilgili olup dava şartı eksikliği oluşturmadığı ve bu nedenle davanın usulden reddi yerine, mevcut delillerle esastan incelenmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra mahkemece gider avansı istenmesi ve bu avansın yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihte davanın dilekçeler aşamasının tamamlanmış ve tahkikat aşamasına geçilmiş olması, HMK'nın 448. maddesi ve basit yargılama usulünün yapısı gözetilerek, bu aşamada HMK’nın 120. maddesi uyarınca gider avansı istenemeyeceği, sadece HMK'nın 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra gider avansı için verilen kesin sürenin usulüne uygun olup olmadığı ve gider avansı yatırılmadığından davanın reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihte davanın dilekçeler aşamasının tamamlanmış ve tahkikat aşamasına geçilmiş olması, HMK'nın 448. maddesi ve basit yargılama usulü hükümleri gözetildiğinde HMK'nın 120. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, bu aşamada sadece HMK'nın 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği, ayrıca verilen kesin süreye ilişkin ara kararında alınması gereken avansın miktarı, hangi işlere ilişkin olduğu ve her iş için yatırılacak ücretin açıkça belirtilmemesi ile kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının açıklanmaması hususları gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.