Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hakimlerin Yargılama Faaliyetleri”
- Uyuşmazlık: Hakim hakkında, yargılama faaliyeti dışında gerçekleşen hakaret iddiası nedeniyle açılan manevi tazminat davasında, Hazine'nin sorumluluğunun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hakimlerin yargılama faaliyetlerinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği, yargılama faaliyeti dışında gerçekleşen fiillerden dolayı Hazine'nin sorumlu tutulamayacağı ve davacının tazminat talebinin hakimin yargılama faaliyetiyle ilgili olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ceza yargılaması sırasında hakimlerin verdiği duruşmadan men kararının hukuka aykırılığının tespiti ve kınanması talebiyle açılan davanın görevli mahkemesi ve husumet yönünden incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Yargılama faaliyetleri nedeniyle hakimlerin hukuki sorumluluğuna ilişkin davalarda görevli mahkemenin Yargıtay 4. Hukuk Dairesi olduğu, ancak husumet incelemesinin tarafların çağrılıp dinlendiği duruşmalı bir yargılama sonunda yapılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hakimin yargılama faaliyeti dışında gerçekleşen tutum ve davranışlarının manevi tazminat sorumluluğu doğurup doğurmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hakimlerin yargılama faaliyetlerinden kaynaklanan eylem ve işlemleri nedeniyle Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği, ancak yargılama faaliyeti ile ilgisi olmayan ve bu faaliyetin yürütüldüğü sırada meydana gelmiş olsa dahi kişisel kusur ve haksız fiilden dolayı Devletin sorumlu tutulamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hakim tarafından verilen ve kesinleşen adli para cezası nedeniyle açılan tazminat davasında hakimin yargılama faaliyetinden dolayı hukuki sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hakimin yargılama faaliyeti nedeniyle sorumluluğunun HUMK m.573/b.1-7'de sayılan hallerle sınırlı olduğu, somut olayda bu hallerin hiçbirinin gerçekleşmediği ve delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı, hakimin HMK'nın 46. maddesinde belirtilen hallerin gerçekleşmesi nedeniyle haksız yargılama sonucu zarara uğradığını iddia ederek Devlet aleyhine tazminat davası açmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 46. maddesinde belirtilen hakimin sorumluluğunu gerektiren kayırma, rüşvet, açıkça hukuka aykırı karar verme, olmayan sebebe dayanarak hüküm kurma, sahtecilik ve hakkın yerine getirilmesinden kaçınma hallerinden hiçbirinin gerçekleşmediği, hakimin takdir yetkisi dahilinde kararlar verdiği ve davacının zararının yargılama faaliyetinden kaynaklanmadığı gözetilerek Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hâkimlerin yargılama faaliyetleri nedeniyle devlete karşı açılan manevi tazminat davasında, HMK’nın 46. maddesinde belirtilen sorumluluk hallerinin oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ileri sürülen iddiaların, HMK’nın 46. maddesinde sınırlı olarak sayılan hâkimin yargılama faaliyetinden doğan sorumluluk hallerinden hiçbirini oluşturmadığı, davacı aleyhine kasıt veya ağır ihmal sonucu hukuka açıkça aykırı karar verildiğine dair herhangi bir delil bulunmadığı gözetilerek, mahkeme kararlarının yasal mevzuata uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hakimlerin yargılama faaliyetlerinden dolayı verdikleri karar nedeniyle açılan tazminat davasında, 6110 sayılı Kanun'un uygulanıp uygulanmayacağı, uygulanacaksa davaya kimin aleyhine devam edileceği ve görevli-yetkili mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6110 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi gereğince, hakim ve savcıların yargılama faaliyetleri nedeniyle açılan tazminat davalarında yasal hasmın devlet olduğu ve bu davalarda kanun yolu başvurusu için miktar sınırlamasının uygulanmayacağı, ayrıca kesinleşmemiş hükümler bakımından da 6110 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanarak davaya Devlet aleyhine devam olunacağı gözetilerek Özel Daire kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hakim kararına karşı açılan tazminat davasında, hakimin yargılama faaliyetinden dolayı devletin hukuki sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İcra mahkemesinin, adi yazılı tahliye taahhüdüne dayalı icra takibine itirazın kaldırılması davasında, imza incelemesi yapamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermesinin hukuka aykırı olmadığı ve hakimin yargı yetkisini kullandığı alana ilişkin olup, kanun yoluyla düzeltilebileceği gözetilerek Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.