Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hamiline Yazılı Hisse Senedi”
- Uyuşmazlık: Davacıların miras yoluyla sahip olduklarını iddia ettikleri hamiline yazılı hisse senetlerinin davalı şirket tarafından değiştirilmemesi ve akabinde imha edilmesi nedeniyle açılan alacak ve sahtelik tespiti davaları.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay’ın önceki bozma kararına uygun hüküm kurduğu, dosyadaki delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve davacıların hisse senetlerine ilişkin hak iddialarının dayanağı olan tespit tutanağının sahteliğinin tespitine karar verildiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava konusu bononun teminat senedi olup olmadığı ve hamil şirketin bu durumu bilip bilmediği noktasında oluşan uyuşmazlık nedeniyle borçlu olmadığının tespiti davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının bononun teminat senedi olduğuna dair iddiasını yazılı delille ispatlayamaması ve hamil şirketin davacının zararına hareket ettiğini gösterir herhangi bir delil sunulamaması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirkete ait %40 hissenin davacıların mülkiyetinde olup olmadığı, pay defterine kayıtlı bulunan hisse sahibinin kim olduğunun tespiti ve hisselerin kaydının düzeltilmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, hisseleri temsil eden geçici ilmühaberleri ibraz etmeleri, davalıların hamiline yazılı hisse senetlerinin varlığını ispatlayamamaları ve davacıların genel kurul toplantılarına katılımlarının hisse devri olarak yorumlanamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulması ve davacıların hisse sahipliklerinin tespiti yönündeki Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının hamiline yazılı hisse senetlerinden kaynaklanan temettü ve hisse senedi bedeli alacağı için doğru davalıya dava açıp açmadığı hususunda husumet itirazının değerlendirilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, hisseleri devralınan şirket yerine devralan şirkete dava açması gerekirken, yalnızca yönetim kurulu başkanının aynı kişi olması nedeniyle başka bir şirkete de husumet yöneltmesinin hukuken geçerli bir gerekçe olmadığı gözetilerek, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vadesi boş bırakılan bir bononun sonradan doldurulmasıyla tahrif edildiği ve bedelsiz kaldığı iddialarının, bonoyu devralan yetkili hamile karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği, bu iddialara göre menfi tespit isteminin kabulünün yerinde olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bononun bedelsiz kaldığı ve yetkili hamil tarafından bilindiği iddiasının şahsi defi niteliğinde olması ve davacıların hamil olan davalının bilerek kendi zararlarına hareket ettiğini ispatlayamamaları gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Nama yazılı anonim şirket hisselerine ilişkin haciz işleminin, icra memurunun hisse senetlerine fiilen el koyması suretiyle mi yoksa şirket pay defterine haciz şerhi konulmasıyla mı yapılması gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Nama yazılı anonim şirket hisselerinin kıymetli evrak niteliğinde olması ve İİK'nın 88. maddesi uyarınca bu tür mallara icra dairesince fiilen el konulması gerektiği, dolayısıyla şirket pay defterine haciz şerhi konulmasıyla yapılan haciz işleminin usulsüz olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Şirketin genel kurul kararlarının iptali ve butlanı istemiyle açılan asıl dava ile sermaye artırımı kararının tescilinin iptali istemiyle açılan birleşen davada, asıl davanın sulh ile sonuçlanmasının ardından birleşen davanın da konusuz kalıp kalmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Asıl davada genel kurul kararlarının iptali talebinden sulh yoluyla feragat edilmesi nedeniyle, birleşen davada talep edilen sermaye artırımı kararının tescilinin iptali isteminin de konusuz kaldığı gözetilerek, yerel mahkemenin birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eylemlerinin kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın arazi üzerinde tarımsal faaliyetlerde bulunduğunun ilçe tarım müdürlüğü tarafından yerinde tespit edilmiş olması, arazi bilgileri formunun gerçek durumu yansıtması, formdaki taşınmaz bilgisinin tapu kaydı ile uyuşması ve ilçe tarım müdürlüğünün yerinde tespit yapma yetkisi bulunması nedeniyle, arazi bilgileri formunun aldatma yeteneğinin ve sanığın hileli bir davranışının olmadığı gözetilerek, resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçlarının unsurlarının oluşmadığı kabul edilerek yerel mahkemenin beraat kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Evlilik dışı ilişkiden olan çocuğunu, resmi nikâhlı eşinden doğmuş gibi göstererek nüfusa kaydettiren sanığın eyleminin resmi belgede sahtecilik mi yoksa soybağını değiştirme suçu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Nüfus Hizmetleri Kanunu uyarınca doğum bildiriminin resmi belge olmaksızın sözlü yapılabilmesi ve nüfus memurunun beyanın doğruluğunu araştırma yükümlülüğü bulunmaması nedeniyle sanığın eyleminin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturmadığı, ancak çocuğun soybağını değiştirme suçunun özel norm niteliğinde olduğu gözetilerek yerel mahkemenin ve Özel Daire'nin, sanığı soybağını değiştirme suçundan cezalandıran kararlarının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Özel bir tıp merkezinde görev yapan doktorun, muayene etmediği kişiler adına sahte reçete düzenlemesi eyleminin hukuki nitelendirmesi ve dava zamanaşımı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin 765 sayılı TCK'nun 342/1. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nun 210/2. maddesi delaletiyle 204/1. maddesinde düzenlenen “resmi belgede sahtecilik” suçunu oluşturduğu, ancak suç tarihi ile Ceza Genel Kurulu’nun inceleme tarihi arasında dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ve sanık hakkında kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tamamen sahte olan bir çekin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturabilmesi için gerekli aldatma yeteneğine sahip olup olmadığı ve bu hususun tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılıp yaptırılmayacağı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Suça konu çekin sahte olduğunun banka görevlisi tarafından ilk bakışta anlaşılamaması, mahkemece çek aslının incelenerek sahteliğinin tespit edilmesi ve dosya kapsamında çekin mevcut haliyle aldatma yeteneğine sahip olduğunun anlaşılması gözetilerek, bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek olmadığı ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı özel belgede sahtecilik suçunun sabit olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kendi el yazısıyla doldurduğu ve katılan yerine başkasına imzalattığı senedi takibe koyduğu, katılanın senedi imzalamadığına dair beyanı, Adli Tıp ve Jandarma raporlarıyla senet imzasının katılana ait olmadığının tespit edilmesi, sanığın savunmasının çelişkili olması, diğer delillerle desteklenmemesi ve yüksek miktarda para verdiğine dair belge sunamaması gibi hususlar gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.