Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kaldırma Kararı”
- Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin kesin nitelikteki kaldırma kararına rağmen, İlk Derece Mahkemesi'nin kararda belirtilen hususları araştırmadan aynı kararı vermesi nedeniyle davalı şirketin işçilik alacaklarından sorumlu tutulup tutulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca verdiği kesin nitelikteki kaldırma kararında belirtilen hususlar, İlk Derece Mahkemesi tarafından araştırılmadan ve eksiklikler giderilmeden aynı gerekçelerle davalı şirketin işçilik alacaklarından sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı sonuca etkili olmamak üzere bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesinin, inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasında verdiği kaldırma kararının kesin olup olmadığı ve HMK 353/1-a.6. maddesinin uygulanabilirliği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığın çözümünde etkili olan delillerin toplanmış olması ve dosyada eksiklik bulunmaması gözetilerek, HMK 353/1-a.6. maddesinin uygulanamayacağı ve Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararının kesin olmayıp, esasa ilişkin inceleme yapması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacıların mirasbırakanına ait tapu kaydının geçerliliği ve davalıların zilyetlik iddiası arasındaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararları, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve kaldırma kararının içeriği gözetilerek davalı vekilinin temyiz itirazının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İnançlı işlem sözleşmesine konu taşınmazın devri ve akabinde üçüncü kişiye satışı nedeniyle tapu iptali ve tescil ile bedel istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, davacının borcunu ödeyip ödemediğinin tespiti, devrin muvazaalı olup olmadığının araştırılması, taşınmaz üzerindeki ipotek ve terkininin değerlendirilmesi gibi hususların eksik araştırıldığı ve yanılgılı değerlendirmeyle hüküm kurulduğu gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve istinaf mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar vermiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti davasında, taşınmaz üzerindeki muhdesat bedelinin hüküm altına alınıp alınmaması uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı öncesinde ilk derece mahkemesince hüküm altına alınan muhdesat bedelinin, kaldırma kararıyla bu husus kaldırma nedeni yapılmadığı halde, yeniden verilen kararda hüküm altına alınmaması nedeniyle eksik bedele hükmedildiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir hükmün infaz aşamasında, hükmün kesinleşmesinden önce dava zamanaşımının gerçekleştiği iddiasıyla verilen davanın ortadan kaldırılması kararına karşı başvurulacak kanun yolunun temyiz mi yoksa itiraz mı olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5275 sayılı Kanun'un 98. maddesinde düzenlenen ve infaz aşamasında verilen kararlara karşı kanun yolunun itiraz olduğu, hükmün yorumu, cezanın hesabında duraksama, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilmeyeceği veya lehe kanun durumlarında hükmü veren mahkemeden karar istenebileceği, somut olayda ise kesinleşmiş hükmün infazı sırasında dava zamanaşımı nedeniyle oluşan tereddüdün giderilmesi için verilen kararın infaza ilişkin olduğu gözetilerek itiraz yoluna başvurulması gerektiği kabul edilerek yerel mahkemenin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesi hükmüne karşı Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusunda bulunmaması durumunda, bölge adliye mahkemesi hükmünün bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz hakkının, ilk derece Cumhuriyet savcısının istinaf yoluna başvurup başvurmadığına bağlı olmadığı ve kanun yollarına başvurma hakkının Anayasa'nın 36. maddesi ve AİHS'nin 6. maddesi ile güvence altına alındığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş ve Yargıtay 3. Ceza Dairesinin temyiz isteminin reddine ilişkin kararı kaldırılmıştır. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayanarak, davalı adına kayıtlı taşınmaz paylarının iptali ve davacı adına tescili talebiyle açılan davada, davacının sunduğu devir senedinin geçerliliği ve ispat yükünün yerine getirilip getirilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalıya ait imzanın bulunduğu iddia edilen devir senedinin, davalıya ait olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edilmesi, davacının bu konuda tanık beyanları ile de iddiasını ispatlayamaması ve davalının yemin ederek senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını beyan etmesi gözetilerek, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine'nin, kadastro öncesi kayıtlara dayanarak, davalılar adına kayıtlı taşınmazların mera vasfında olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, Hazine'nin mera iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, Hazine'nin dayandığı tahrir kaydının aidiyetinin tespiti, mera vasfının belirlenmesi, taşınmazların tarihsel kullanımı hususunda yeterli araştırma yapılmadığı, bilirkişi raporları arasında çelişkiler bulunduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının, kadastro tutanağının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılması nedeniyle reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin davacı tarafından geçirildiği ve bu süre geçtikten sonra açılan tapu iptali ve tescil davasının reddi gerektiği gözetilerek, istinaf mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı olarak davacı mirasçının, mirasbırakanın sağlığında yaptığı paylaşımla davalıya intikal ettiği iddia edilen taşınmaz üzerindeki tapu iptali ve tescil talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif ve uygulama sonucunda, çekişmeli taşınmazın davalı dayanağı tapu kaydı kapsamında olduğu ve mirasbırakanın sağlığında yaptığı paylaşımla davalının babasına bırakıldığı, davalının da babasından intikal yoluyla taşınmazı edindiği belirlenerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine'nin, tapulama sırasında mera vasfındaki taşınmazların şahıslar adına tespit ve tescil edildiğini iddia ederek açtığı kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece davacı Hazinenin mera iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, Hazine'nin dayandığı tahrir kaydı ve tapu kayıtlarının taşınmaza aidiyeti hususunda yeterli araştırma yapılmadığı, toplanan deliller arasında çelişkiler bulunduğu, taşınmazların niteliği ve kullanım amacına ilişkin yerel bilirkişi ve tanık dinlenilmesi gibi hususlarda eksik inceleme yapıldığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.