Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşu”
- Uyuşmazlık: Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca, taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen adrese yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki sözleşmenin noterce tasdik edilmemiş olması ve alacaklı bankanın kamu bankası niteliğinde olmaması sebebiyle Tebligat Kanunu'nun 35/son maddesinin uygulanamayacağı, bu nedenle sözleşmede belirtilen adrese yapılan tebligatın usulsüz olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ticaret ve Sanayi Odası yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesi isteminin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5174 sayılı Kanun'un 94. maddesinde belirtilen görevden alma nedenlerinin somut olayda gerçekleşmediği, Bakanlığın talimatının oda yönetim kurulunun asli görevlerine ilişkin olmadığı ve eski oda başkanının göreve iadesi yetkisinin sadece ilgili odaya ait olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin sermayesinin yarısından fazlası kamu kurumlarına ait olduğu dönemde çalışan davacının ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin %52,2 hissesine Türk Standartları Enstitüsü'nün, kalan hisseye ise özel bir şirketin sahip olduğu, 29.04.2010 tarihinde Türk Standartları Enstitüsü'nün %3,2 hissesini Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne devretmesiyle kamu hissesinin %50'nin altına düştüğü, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin 6772 sayılı Kanun kapsamında "kamu kurumu" olarak değerlendirilmediği gerekçesiyle davacının ilave tediye alacağının 29.04.2010 tarihine kadar olan dönem için hesaplanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdureye ait banka hesabından sahte kimlik ve belgelerle para çekmesi eyleminin TCK 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu mu yoksa hem bu maddeyi hem de aynı kanunun 158/1-f maddesinde düzenlenen banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Suçun işlenmesinde hem banka hizmet, kayıt ve belgelerinden hem de nüfus cüzdanı gibi kamu kurumuna ait maddi varlıklardan yararlanılması nedeniyle hem banka hem de kamu kurumunun araç olarak kullanıldığı değerlendirilerek, yerel mahkeme hükmünün TCK'nın 158/1-d ve f bentleri uyarınca hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eylemlerinin kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın arazi üzerinde tarımsal faaliyetlerde bulunduğunun ilçe tarım müdürlüğü tarafından yerinde tespit edilmiş olması, arazi bilgileri formunun gerçek durumu yansıtması, formdaki taşınmaz bilgisinin tapu kaydı ile uyuşması ve ilçe tarım müdürlüğünün yerinde tespit yapma yetkisi bulunması nedeniyle, arazi bilgileri formunun aldatma yeteneğinin ve sanığın hileli bir davranışının olmadığı gözetilerek, resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçlarının unsurlarının oluşmadığı kabul edilerek yerel mahkemenin beraat kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın sahte sürücü belgesi kullanarak araç kiralayıp geri vermemesi eyleminin basit dolandırıcılık mı yoksa nitelikli dolandırıcılık mı olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık ve görevli mahkemenin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Sahte sürücü belgesinin, kaynağı itibariyle toplumda güven duygusu oluşturan ve bu güven duygusunun suçun işlenmesini kolaylaştıran Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen bir belge olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle sanığın eyleminin TCK'nın 158/1-d maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılması ve bu görevin ağır ceza mahkemesine ait olması gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin nitelikli dolandırıcılık suçunun hangi unsurunu oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, mağdurun içinde bulunduğu zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği, ancak kamu kurumunu araç olarak kullanmadığının anlaşılması ve TCK 53. maddeye ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Rüşvet suçuna teşebbüs halinde, suç tarihinde yürürlükte olan TCK'nun 35/2. maddesindeki genel teşebbüs hükümlerine göre mi, yoksa direnme kararından önce yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'la değişik TCK'nun 252/4. maddesindeki özel teşebbüs hükmüne göre mi ceza indirimi yapılacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararından önce yürürlüğe giren ve sanık lehine olan 6352 sayılı Kanun ile değişik TCK'nun 252/4. maddesindeki özel teşebbüs hükmünün uygulanması gerektiği, TCK'nun 7/2. maddesi uyarınca lehe olan kanun hükmünün uygulanması gerektiği ve yerel mahkemenin lehe kanun değerlendirmesi yapmadan direnme kararı vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında verilen nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde, sanıkların hukuki ilişkiye dayanan bir alacağı tahsil amacıyla hareket ettikleri iddiasının yeterince incelenip incelenmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık avukatların, tahsil cirosu ile devraldıkları senedin sahte olduğunu bilerek ve avukatlık sıfatlarının gerektirdiği özeni göstermeyerek icra takibi başlatmaları, ayrıca diğer sanıkların da senedin dayanağı olan sözleşme ve borç ilişkisine dair delil sunamamaları ve hayatın olağan akışına aykırı savunmalarda bulunmaları gözetilerek, sanıklar hakkındaki nitelikli dolandırıcılık mahkûmiyet kararının onanması, ancak usuli bir eksiklik nedeniyle sanık ... yönünden bozulması gerektiğine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklara atılı 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'na aykırılık, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından eksik araştırma yapılıp yapılmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların banka zimmeti suçunu işlediğine dair yeterli delil bulunmadığı, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunda ise yasal değişiklik nedeniyle uzlaştırma yoluna gidilmesi gerektiği, nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin ise eksik araştırma yapıldığı gözetilerek; banka zimmeti suçundan beraat kararları onanmış, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet kararı bozulmuş ve nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında verilen basit dolandırıcılık suçundan mahkûmiyet hükümlerine karşı yapılan itirazın niteliği ve uzlaştırma işlemlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların eylemlerinde kamu kurumu olan icra dairesi ile bankanın araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunun oluştuğu gözetilerek yerel mahkemenin basit dolandırıcılıktan verdiği mahkûmiyet hükmü bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.