Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kamusal Denetim”
- Uyuşmazlık: Davalının suç duyurusu metnini sunmak üzere basın toplantısı düzenlemesi ve yerel bir kanalda açıklamalarda bulunmasının davacının kişilik haklarına hukuka aykırı saldırı teşkil edip etmediği ve manevi tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının milletvekili sıfatıyla kamusal denetim yetkisi ve görevi kapsamında suç duyurusu ve basın açıklamasında bulunduğu, konunun kamuoyunun bilgisi dahilinde olduğu ve aynı hususta daha önce ceza soruşturması yapıldığı, ifade özgürlüğü sınırlarının gözetildiği değerlendirilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Baraj inşaatı nedeniyle kamulaştırma yapılan köyde ikamet eden davacının, zorunlu göç nedeniyle ödenen iskan bedeli alacağının davalı şirketten tahsili talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının çocuğunun eğitimi nedeniyle ikametgahını il merkezine taşımasına rağmen, köy ile bağlantısını kesmediği ve baraj inşaatı nedeniyle köyde oturmak amacıyla kaldığı, dolayısıyla 5543 sayılı İskan Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği’nin aradığı hak sahipliği şartlarını taşıdığı gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, HES projesi nedeniyle köyünden göç etmek zorunda kaldığını ve bu nedenle 5543 sayılı İskan Kanunu uyarınca iskan alacağına hak kazandığını ileri sürdüğü davada, davacının hak sahibi sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, 5543 sayılı İskan Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nin 6. maddesi uyarınca aranan, iskân plânlama etüdlerinin başladığı tarihten en az üç yıl önce kamulaştırma sahasında yerleşmiş olma şartını taşımadığı ve köyde kesintisiz ikamet etme şartını da sağlamadığı gözetilerek, davacının iskan alacağına hak kazanamayacağı gerekçesiyle, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İş kazasından kaynaklı tazminat davasında davalı Organize Sanayi Bölgesi Yönetimi yönünden adli yargı mı yoksa idari yargı mı görevli olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Organize Sanayi Bölgelerinin özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olması ve İdari Yargılama Usulü Kanunu kapsamında "idare" olarak nitelendirilemeyeceği gözetilerek, Organize Sanayi Bölgesi Yönetimi aleyhine açılan davanın adli yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hakimin verdiği tutukluluğun devamına ilişkin kararda yeterli gerekçe gösterilmediği iddiasıyla açılan tazminat davasında, davanın yasal dayanağının HUMK m. 573 mü yoksa CMK m. 141 mi olduğuna ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, hakimlerin hukuki sorumluluğuna ilişkin HUMK m. 573 hükmünün CMK m. 141 ile kaldırılmadığı, her iki düzenlemenin amacı, sujesi, koşulları ve sonuçları itibariyle farklı olduğu, davacının dava dilekçesinde açıkça hakimin gerekçesiz karar vermesi nedeniyle HUMK m. 573/2’ye dayandığı, bu nedenle Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin davaya bakmakla görevli olduğu ve davanın bu maddeye göre değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle Özel Daire kararının, tazminata hükmedilme koşullarının varlığına ilişkin bölümünü onamış, ancak tazminat miktarının belirlenmesinde yasal gerekçe bulunmadığından miktar yönünden bozulmasına karar vermiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkla aynı oturumda bulunmayan ve vekaletnamesi de bulunmayan avukatın, sanık adına yaptığı temyiz başvurusunun geçerli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Avukatın, sanık tarafından seçilmiş müdafi olduğunu ispatlayacak herhangi bir belge sunmaması ve bu durumun ilgili mercie usulüne uygun olarak bildirilmemiş olması nedeniyle, yetkili müdafi olarak kabul edilemeyeceği ve dolayısıyla sanık hakkında verilen hükmü temyiz etme hakkının bulunmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Özel hukuk hükümlerine tabi bir şirkette adli yazışmalardan sorumlu olan sanığın, Cumhuriyet Başsavcılığınca yazılan müzekkerelere cevap vermemesi eyleminin, TCK’nın 257/2. maddesinde düzenlenen ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu mu yoksa Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesinde düzenlenen emre aykırı davranış kabahatini mi oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: CMK’nın 332. maddesi uyarınca, soruşturma amacıyla özel şahıslardan istenen bilgilere cevap verme yükümlülüğünün, kamu görevlisi olmasalar dahi, bu kişileri geçici olarak yargı faaliyetine katılan ve bu anlamda kamu görevlisi sayılan konuma getirdiği, sanığın bu yükümlülüğe aykırı davranarak kişilerin mağduriyetine ve kamu zararına neden olması nedeniyle eyleminin TCK'nın 257/2. maddesinde düzenlenen ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu ve aynı fiilin hem kabahat hem de suç olarak tanımlanması halinde sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanacağı gözetilerek yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: TMSF'ye devredilen bir bankanın, davacıya ait hesaba uyguladığı yüksek faiz oranlarını daha sonra gabin ve ahlaka aykırılık iddiasıyla tenkis etmesi sonucu ödenmeyen faiz alacağının tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, bankanın müzayaka halinde olup olmadığı, uygulanan faiz oranlarının aşırı olup olmadığı ve davacının sözleşme çerçevesinde faiz istemesinin objektif iyiniyet kuralına aykırı olup olmadığı konularında yeterli inceleme yapmadan ve eksik bir bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı belediye ile belediyenin pay sahibi olduğu şirket arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının davalı belediyeden talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı belediye ile şirket arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna aykırı olmadığı ve muvazaaya dayanmadığı, davacının belediye faaliyet alanındaki işlerde çalıştırılmasının, emir ve talimatları belediye yetkililerinden almasının ve belediye işçileri ile benzer işlerde çalıştırılmasının tek başına muvazaa kriteri olarak değerlendirilemeyeceği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hatalı ameliyat iddiasıyla açılan tazminat davasında Sağlık Bakanlığı'na karşı adli yargıda dava açılıp açılamayacağına ilişkin görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kamu görevlilerinin hizmet kusurlarından kaynaklanan zararlar için idareye karşı idari yargıda dava açılması gerektiği, sağlık hizmetlerinin de idari faaliyet niteliğinde olduğu ve hizmet kusuruna dayalı tazminat davalarının idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.