Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kanun Yolu Yanılması”
- Uyuşmazlık: Sanığa atılı silahlı terör örgütü yöneticisi olma suçundan beraatine ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına karşı yapılan itirazın kabul edilebilirliği.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun, ceza dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararların temyiz incelemesi sonucu verdiği kararlara karşı CMK 308. maddesinde düzenlenen itiraz yolunun öngörülmediği, bu itiraz yolunun sadece ceza dairelerinin temyiz incelemesi sonucu verdiği kararlar için öngörüldüğü ve kanun hükmünün kıyas yoluyla genişletilemeyeceği gerekçesiyle itiraz reddolunmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık müdafisinin temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz sebebi göstermemesi nedeniyle reddedilen temyiz kararına karşı yapılan itirazda, CMK’nın 295. maddesi uyarınca temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçenin sunulması için ek süre verilmesi ve buna ilişkin ihtar yapılması gerekliliği ile sanığın cezaevi idaresine verdiği dilekçenin temyiz istemi niteliğinde olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık müdafisine CMK 295/1 uyarınca tebligatta 7 günlük ek süre verilmediği ve ihtar yapılmadığı, ayrıca sanığın cezaevinden gönderdiği dilekçenin içeriğinin temyiz sebepleri içerdiği ve kanun yolunun belirlenmesindeki yanılgının başvuru hakkını ortadan kaldırmayacağı gözetilerek, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin ret kararı kaldırılarak dosyanın eksikliklerin giderilmesi ve temyiz incelemesinin yapılması için daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanıklar hakkında TCK'nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurenin 15 yaşından küçük olduğunun anlaşılması, sahte kimlik taşıyor olsa dahi sanıkların mağdurenin yaşı konusunda dikkatli davranmaları gerektiği ve sanıkların mağdurenin küçük yaşta olduğunu bilmeleri gerektiği gözetilerek TCK'nın 30. maddesindeki hata hükmünün uygulanamayacağına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Borca batıklığın tespiti ve iflasın ertelenmesi davasında, mahkeme kararının temyiz süresinin hatalı gösterilmesi nedeniyle temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi sebebiyle temyiz isteminin reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İİK m. 164'te belirtilen 10 günlük temyiz süresinin yasa ile belirlenmiş kesin bir süre olması, hakimin bu süreyi uzatma yetkisinin bulunmaması ve Anayasa Mahkemesi kararlarının münferit olaylara ilişkin olup genel bir kural oluşturmaması, ayrıca temyiz süresinin kaçırılmasının iflasın açılması talebinde bulunma hakkını ortadan kaldırmaması ve mahkemeye erişim hakkını ihlal etmediği gözetilerek, temyiz isteminin süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükmün, mağdurun yaşının tespitinde eksik araştırma yapılıp yapılmadığı, sanık hakkında TCK'nın 30. maddesindeki hata hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda hesap hatası yapılıp yapılmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurun nüfusa geç kaydedilmesi ve sanığın mağdurun yaşını bilmediği savunması nedeniyle mağdurun gerçek yaşının tespiti için yeterli araştırma yapılmaması, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda ceza hesaplanırken yapılan aritmetik hata gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünün davacı kadının iradesi sakatlanarak imzalandığı iddiasıyla açılan yargılamanın iadesi talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Anlaşmalı boşanma davasında hakimin tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesinin yeterli olduğu, davacının iddiasının yargılamanın iadesi sebeplerinden olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirkete satılan taşınmazın devrinde, davacı tarafın iradesinin aldatma yoluyla sakatlanıp sakatlanmadığı ve Yargıtay'ın bu konuda maddi denetim yapıp yapamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirket vekilinin, satış bedelinin tamamını ödememiş olmasına rağmen davacı vekilini sözleriyle yanıltarak taşınmazın devrini sağladığı ve bu durumun Türk Borçlar Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen aldatma (hile) kapsamına girdiği, Yargıtay'ın da maddi vakıalara bağlı hukuki sonuçları denetleyebileceği gözetilerek, direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında imzalanan hisse devri ve borç tasfiye protokolüne ekli hesap tablosundaki rakamlardaki farklılıkların hesap hatası mı yoksa esaslı hata mı olduğu, protokolde imzası bulunan tanıkların dinlenip dinlenemeyeceği ve protokolde belirtilen bir alacağın ödenip ödenmediği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Protokolde yer alan ve taraflarca ödeneceği kabul edilen miktar ile daha sonra iddia edilen miktar arasındaki farkın büyüklüğü, hesap hatası olarak nitelendirilemeyecek kadar önemli bir fark olduğundan ve bu durumun esaslı bir hata olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, ayrıca protokolde imzası bulunan tanıkların beyanlarının da dikkate alınması gerektiğinden ve davalı vekilinin bir alacak kaleminin ödenmediği yönündeki kabulünün de değerlendirilmesi gerektiğinden, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan taşınmaz devri hükmünün geçerliliği ve tapu iptal tescil davasının akıbeti.
Gerekçe ve Sonuç: Anlaşmalı boşanma protokolünün geçerli bir sözleşme niteliğinde olduğu, kadının irade sakatlığı iddiasını ispatlayamadığı ve davacının tapu iptali ve tescil talebinin haklı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık ve suça sürüklenen çocuğun, mağdurede bulunan zekâ geriliğini bilip bilmedikleri ve eylemlerinin nitelikli cinsel istismar suçunu oluşturup oluşturmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdure ile sanığın uzun süreli arkadaşlıkları, sık iletişimleri ve sanığın mağdureye yönelik davranışları değerlendirilerek, sanığın mağduredeki zekâ geriliğini bildiği, bu nedenle TCK 30. maddesindeki hata hükümlerinden faydalanamayacağı ve mahkumiyet kararının onanması gerektiğine, ancak suça sürüklenen çocuk ile mağdure arasında bu derecede yakın ilişki bulunmadığı ve suça sürüklenen çocuğun mağduredeki zekâ geriliğini bildiğine dair yeterli delil olmadığı gözetilerek suça sürüklenen çocuk hakkında TCK 30. maddesinin uygulanması gerektiğine ve bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma davasından vazgeçme beyanının irade fesadına uğrayıp uğramadığı ve bu sebeple davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın geçerli olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının, davalı erkek tarafından boşanma kararının kesinleşmesi için istinaf başvurusundan feragat dilekçesi vermesi gerektiği yönünde yanıltılarak davadan vazgeçme dilekçesi imzalattırıldığı iddiası, irade fesadı iddiasını oluşturduğundan, bu hususun tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek infaza yönelik bir karar verilmesi gerekirken, istinaf mahkemesince bu hususta hukuki bir değerlendirme yapılmaksızın esastan ret kararı verilmesi doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.