Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kazanılmış Hak.”
- Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalının eşi ile yaptığı inançlı işlem nedeniyle, davalıya devredilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve kendi adına tesciline karar verilmesi istemiyle açılan davada, Özel Daire’nin ilk bozma kararına uyulmasının davalı lehine kazanılmış hak doğurup doğurmadığı hususunda Hukuk Genel Kurulu’nun görüş birliği sağlayamaması.
Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire'nin ilk bozma kararında, davacının iddiasının inançlı işleme dayalı olduğu ve davalıya yemin teklifinde bulunulmasının hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, bu kararın davacının dava dilekçesindeki iddialarının gerçeği yansıtmadığı, iddianın hileye dayalı olduğu ve bu nedenle ilk bozma kararının maddi hataya dayandığı; maddi hataya dayalı bozma kararına uyulmasının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı, bu nedenle de Özel Daire'nin ikinci bozma kararına uyularak hile yönünden inceleme yapılıp, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine dair verilen yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı arsa sahibinin, davalı yükleniciden, imzalanan ek protokolde kararlaştırılan tazminatı isteyip isteyemeyeceği ve davalı aleyhine başlatılan icra takibinde haklı olup olmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı yüklenicinin, imar planının iptal edildiğini bilmesine rağmen ek protokolü imzalayarak taahhüdünü yerine getirmediği ve davacı arsa sahibinin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatmakta haklı olduğu değerlendirilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Anayasa Mahkemesi'nin TMK 713/2. maddesindeki "ölmüş" ibaresini iptal etmesinden sonra, bu maddeye dayalı tapu iptali ve tescil davalarında kazanılmış hak iddiasının olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği ve kazanılmış hakları etkilemeyeceği, davacının 20 yıl malik sıfatıyla zilyetliğinin Anayasa Mahkemesi kararından önce gerçekleştiği ve TMK 713/5 uyarınca mülkiyeti kazandığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasında, ilk bozma kararı sonrası davacı vekilinin bordrolara ve bordrolarda yer alan ücretlere itirazının olmadığını beyan etmesiyle ilk bozma kararı öncesi düzenlenen hesap raporu yönünden davalı lehine usulî kazanılmış hak oluşup oluşmadığı ve hesaplanan maddi tazminattan SGK tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ile bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin davalının kusur oranına göre rücuya tabi kısmının mahsup edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Asgari ücretin kamu düzenine ilişkin olması ve davacı vekilinin ilk hesap raporundaki ücretlere itiraz etmemiş olması nedeniyle, davalı lehine usulî kazanılmış hak oluştuğu, ayrıca SGK ödemelerinin davalının kusur oranına göre rücuya tabi kısmının mahsup edilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesince verilen kamulaştırma bedeli tespitine ilişkin kararın davalı tarafından temyiz edilmemesi sebebiyle, davacı idare lehine usulü kazanılmış hak oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesince verilen ilk kararda, uyuşmazlık konusu olan iki katlı yapı bedeli ve makine nakil bedeline ilişkin bir hüküm tesis edilmediği, davalı tarafça temyiz edilmeyen ilk kararın kapsamında olmayan bu hususlar yönünden davacı idare lehine usulü kazanılmış hak doğmadığı gözetilerek direnme kararının onanmasına ve dosyanın esas incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında, davacının 4721 sayılı TMK'nın 713/2. maddesine dayanarak ileri sürdüğü olağanüstü zamanaşımı yoluyla mülkiyet kazanımı iddiasının, Anayasa Mahkemesi'nin "ölmüş" ibaresini iptal eden kararından önceki 20 yıllık zilyetlik süresiyle kazanılmış hak olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının Resmî Gazete'de yayımlanmasından önceki 20 yıllık zilyetlik süresi ile olağanüstü zamanaşımı şartlarını davacı lehine sağlamış olmasının kazanılmış hak doğurduğu, bu nedenle Anayasa Mahkemesi'nin TMK m.713/2'deki "ölmüş" ibaresini iptal kararının davacıya uygulanamayacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş kazası sonucu vefat eden işçinin mirasçılarının açtığı maddi ve manevi tazminat davasında, davacılar vekilinin daha önceki bir bilirkişi raporunu kabul etmiş olmasının davalı lehine usuli kazanılmış hak doğurup doğurmadığı ve bu rapor esas alınarak hükmedilen miktarın direnme kararında korunmasının doğru olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacılar vekilinin önceki bilirkişi raporundaki ücreti kabul etmiş olmasının ve ilk bozma kararında usuli kazanılmış haklara ilişkin bir belirleme yapılmamasının gözetilmesi gerektiği, ancak sonradan düzenlenen raporda yer alan artışların asgari ücret artışlarından kaynaklanması sebebiyle davacının önceki beyanı ile bağlı olmadığı ve mahkemenin ilk bozma kararında belirtilen ilkelere uygun olarak karar verdiği gerekçesiyle direnme kararı onanmış, ancak davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Bakanlık müşaviri olarak ataması yapılan davacının, sendika üyeliğinin ve genel merkez yönetim kurulu üyeliğinin, 4688 sayılı Kanun'un 15. maddesi uyarınca sona erdiğine dair sendika genel merkez yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire'nin ilk bozma kararına uyulmasıyla davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu ve Özel Daire'nin, Anayasa ve uluslararası sözleşme hükümlerini göz ardı ederek verdiği ilk bozma kararının maddi hata içermediği, bu nedenle usuli kazanılmış hakkın ihlal edildiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Daha önce kısmi dava olarak açılan ve kesinleşen tazminat davasından sonra, kalan maddi tazminatın tahsili için açılan ek davada, kesinleşen ilk davada hesaplanan zarar miktarının usuli kazanılmış hak oluşturup oluşturmadığı ve davalı yararına oluşan bu hakkın ihlal edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen ilk davada davacının maddi zararının 14.781,08 TL olarak hesaplandığı ve 100 TL'sinin hüküm altına alındığı, kalan kısım için açılan ek davada ise mahkemenin davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkı göz ardı ederek 149.193,80 TL gibi daha yüksek bir miktara hükmetmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Evlat edinme kararının kesinleşmesinden sonra Anayasa Mahkemesi tarafından evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına ilişkin hak düşürücü süreye dair hükmün iptal edilmesi üzerine, iptal kararından önce dolan beş yıllık hak düşürücü süre gözetilerek davanın reddinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Evlat edinme kararının kesinleşmesinden sonraki beş yıllık hak düşürücü sürenin Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından önce dolduğu, bu nedenle davalı yararına maddi anlamda kazanılmış hak doğduğu, iptal kararının geriye yürümeyeceği ve bu kazanılmış hakkı ortadan kaldıramayacağı gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Özel Daire'nin ilk bozma ilamına uyulması sonucu davalı yararına zamanaşımı def'inin süresinde yapıldığına dair usulî kazanılmış hak doğup doğmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire'nin ilk bozma kararındaki zamanaşımı süresinin hesabına ilişkin değerlendirmenin dosya kapsamına uygun olmayacak şekilde açık ve tartışmasız bir maddi hata niteliğinde olduğu ve bu nedenle davalı yararına usulî kazanılmış hak oluşturmadığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Doğumla Türk vatandaşı olup sonradan Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığından çıkan davacının, vatandaşlıktan çıkmadan önce Almanya'da geçen çalışma sürelerini 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlanıp borçlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 29. maddesi ile 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 28. maddesi uyarınca, Türk vatandaşlığından izinle çıkanların sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış haklarının saklı tutulduğu ve bu hakların kullanımında Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri gözetilerek, 3201 sayılı Kanun'un uygulama yönetmeliğinin borçlanma tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aramasına rağmen, davacının Türk vatandaşı olarak yurtdışında çalıştığı süreleri borçlanabileceği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.