Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kefalet.”
- Uyuşmazlık: İcra kefaletinin tüm borçlular için mi yoksa sadece bir borçlu için mi verildiği ve kefaletin verildiği tarihte asıl borçlu hakkındaki takibin kesinleşip kesinleşmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: İcra kefaletinin verildiği haciz tutanağında kefilin "dosya borcuna" kefil olduğunun açıkça beyan edilmesi ve borçlulardan birine özgü herhangi bir kayıt bulunmaması, kefaletin tüm borçlular için verildiği ve borçlulardan şirket hakkındaki takibin kefaletten önce kesinleştiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kefilin sorumlu olduğu sürenin kefalet sözleşmesinde el yazısıyla belirtilmemesi halinde kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil olması durumunda bu hususların el yazısıyla belirtilmesi şartının, kefilin sorumlu olduğu süreyi kapsamadığı ve belirli süreli kira sözleşmelerinde kefalet süresinin kira sözleşmesinin süresiyle sınırlı olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin kefalet sözleşmesini geçersiz sayan kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında düzenlenen "kefalet sözleşmesi" başlıklı belgenin hukuki niteliğinin kefalet mi yoksa garanti sözleşmesi mi olduğu ve buna bağlı olarak davalının davacıya karşı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmenin başlığı "Kefalet Sözleşmesi" olsa da, içeriği incelendiğinde davalının borçlu şirketin akaryakıt borçlarını ödememesi halinde sorumluluk altına girdiği, bu yükümlülüğün asıl borca bağlı olduğu, davalının borçlu şirketin şahsına yönelik bir teminat verdiği, ayrıca kefalet sözleşmesi için öngörülen şekil şartlarından olan kefilin sorumlu olduğu miktarın belirtilmemiş olması gözetilerek, sözleşmenin geçersiz bir kefalet sözleşmesi olarak nitelendirilmesi ve davalının sorumluluğunun olmadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olacağı miktarın açıkça belirtilip belirtilmediği ve kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde kredi limitinin açıkça belirtilmiş olması ve bu limitin kefalet limiti olarak kabul edilmesi gerektiği, dolayısıyla kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İhtiyati haciz aşamasında verilen icra kefaletinin geçerli olup olmadığı ve bu kefaletin iptal edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İİK m. 38 uyarınca icra kefaletlerinin geçerliliği için asıl borçlu hakkında takibin kesinleşmesi şartı aranmadığı, kefaletin geçerli olduğu ancak asıl borçlu hakkında takip kesinleşmeden kefile icra emri çıkarılamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kira sözleşmesine kefil olan davacı hakkında, kefalet sözleşmesinin kanunda öngörülen şekil şartlarına uygun olup olmadığı ve bu bağlamda kefaletin geçerliliğinin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde, kefilin sorumlu olacağı azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefaletin kefilin el yazısı ile belirtilmemesi nedeniyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesinde öngörülen şekil şartına uyulmadığı ve kefaletin hükümsüz olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kefilin, kredi geri ödeme kefalet sözleşmeleri kapsamında, borçlu şirkete kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredilerden kaynaklanan borçlardan sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kefilin, nakdi kredi için kefalet sözleşmesinde belirtilen miktar kadar sorumluluğu bulunduğu, ödemeyi gerçekleştirdiği için bakiye borçtan sorumlu olmadığı, gayri nakdi kredi için ise, kefalet sözleşmesinin dayanağı olan protokol hükümleri ve dürüstlük kuralı gözetilerek, teminat mektubu şeklindeki kredi kullandırımının kefalet kapsamında olduğu ve davalının sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kira sözleşmesine kefil olan davalının, kefalet sözleşmesinde sorumlu olduğu azami miktar ve tarihi kendi el yazısıyla belirtmediği gerekçesiyle kefaletin geçerli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde sorumlu olunan azami miktar ve kefalet tarihinin kefil tarafından el yazısıyla belirtilmesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesi gereğince emredici hüküm olması ve davalının tacir sıfatının bulunmaması gözetilerek, istinaf mahkemesinin davalının kefalet sorumluluğunu reddeden direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kefalet içeren avukatlık ücret sözleşmelerinde, kefaletin geçerlilik şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde, kefilin sorumlu olacağı azami miktar ve kefalet tarihi belirtilmediği için Borçlar Kanunu'nun 484. maddesindeki şekil şartlarına uyulmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin kefaletin geçerliliğine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sınırlı süreli kefalette, kefalet süresinin bitiminden sonra bir ay içinde takip başlatılmaması sebebiyle kefilin sorumluluğunun ortadan kalktığı durumda, alacaklı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet süresinin bitimini takip eden bir ay içerisinde alacaklının takibe başvurmaması nedeniyle kefilin sorumluluğunun sona ermesinin, alacağın varlığı veya yokluğuna ilişkin esasa dair bir inceleme sonucu olduğu ve bu nedenle alacaklının haksız takip yapmış sayılacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurt dışında doktora yapmak üzere gönderilen bir araştırma görevlisinin eğitimini tamamlayamaması üzerine mecburi hizmet borcu ve kefalet senetlerinden kaynaklanan alacak davasında, kefilin sorumluluğunun kapsamı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet senetlerinde kefilin sorumlu olduğu miktarın açıkça belirtilmiş olması ve kefaletin bu miktarla sınırlı olması hukuki ilkesi gözetilerek, yerel mahkemenin kefilin sorumluluğunu kefalet senetlerinde belirtilen miktarın üzerinde kabul eden kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.