Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kolluk Beyanı”
- Uyuşmazlık: Sanığa atılı yalan tanıklık suçundan eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kollukta verdiği beyan ile mahkemede verdiği beyan arasında çelişki bulunması ve mahkemenin diğer delilleri de değerlendirmesine rağmen sanığın yalan tanıklık yaptığına dair hükmü eksik araştırmaya dayanarak vermesi nedeniyle bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların ülke topraklarının bir kısmını devlet egemenliğinden ayırmaya yönelik eylemlerde bulunma suçunu işlediklerine dair delillerin yeterliliği ve hükümlerin usule uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların Hizbullah örgütüyle bağlantılı olduklarına dair örgüt dökümanları, kolluk ifadeleri, başka dosyalarda kesinleşmiş mahkumiyet kararları ve çeşitli eylemlere katılımlarının tespit edilmesi, ayrıca bu delillerin bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanıkların eylemlerinin çeşitlilik ve yoğunluk arz etmesi gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine ve sanıkların mahkumiyetine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, hırsızlık suçlamasıyla yakalandığında başkasının kimlik bilgilerini kullanmasının TCK'nın 206. maddesindeki "resmi belgede yalan beyan" suçu mu, yoksa 268. maddesindeki "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma" suçu mu oluşturduğu hususu.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 268. maddesindeki suçun oluşabilmesi için failin işlediği bir suç nedeniyle hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen beraat kararının kesinleşmesiyle sanığın bir suç işlediğinden bahsedilemeyeceği ve bu nedenle TCK'nın 268. maddesindeki suçun unsurlarının oluşmadığı, ancak sanığın kolluk kuvvetlerine verdiği yalan beyana istinaden resmi belgeler düzenlendiği gözetilerek, eylemin TCK'nın 206. maddesindeki resmi belgede yalan beyan suçunu oluşturduğu gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu mu yoksa silahlı terör örgütünü kurma veya yönetme suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın hiyerarşik konumu ve sorumluluk alanı itibariyle örgüt üyelerini sevk ve idare ettiğine dair yeterli delil bulunmadığı, örgüt üyelerinin işlediği suçlardan fail olarak sorumlu tutulamayacağı ve eylemlerinin örgütün amaç ve etkinliği bakımından genel bir etki yaratmadığı değerlendirilerek, sanığın eyleminin TCK'nın 314/2. maddesi kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu kabul edilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı reddedilmiş ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkumiyetine ilişkin Yargıtay 10. Ceza Dairesi'nin bozma kararına karşı yerel mahkemenin direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıktan uyuşturucu madde satın aldıklarını beyan eden ve birbirlerini tanımayan tanıkların beyanlarının kolluktaki fotoğraf ve canlı teşhislerle doğrulanması, ayrıca olay tutanakları ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararının isabetli olduğu ve uygulamanın denetlenmesi için dosyanın Yargıtay 10. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı iftira suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı ve kolluk ifadesi sırasında yapılan yalan beyanın resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın hukuka aykırı fiil isnadını yetkili makamlara doğrudan yapmadığı, annesine bildirmesi ve ağabeyinin dolaylı olarak öğrenmesi sonucu başlatılan soruşturmada şikayetçi olmadığını belirttiği ifadesinin de soruşturma başlatılmasını sağlama amacına yönelik olmadığı değerlendirilerek iftira suçunun unsurlarının oluşmadığına, ayrıca kolluk ifadesinin içeriğinin tek başına ispat aracı olarak kullanılabilecek resmi belge niteliğinde olmadığı gözetilerek resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun da oluşmadığına karar verilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçundan beraatine karar verilmesi üzerine Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusunun kabulü ile sanığın mahkumiyetine karar verilmesi karşısında, sanık tarafından mağdurun çelişkili beyanlarda bulunduğu, mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığı iddiasıyla yapılan temyiz isteminin reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurun olay tarihinde sanık tarafından bıçakla yaralandığına dair kolluk beyanı ve bu beyanı doğrulayan adli tıp raporu ile birlikte dosya kapsamındaki diğer delillerin sanığın mahkumiyeti için yeterli olduğunun değerlendirilmesi suretiyle, sanığın temyiz isteminin esastan reddiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın nitelikli hırsızlık suçundan beraatine dair yerel mahkeme kararına karşı direnme kararının yerinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın suçsuzluk karinesi gözetilerek, savunmasının aksine doğrudan bir delil bulunmadığı, kolluk fezlekesinde yer alan ve sanık tarafından doğrulanmayan ifadelerin hükme esas alınamayacağı, katılanın banka hesap hareketlerindeki açıklanamayan para girişlerinin sanığın suçunu ispat için tek başına yeterli olmadığı ve bu konuda katılanın yeniden dinlenmesinin de sonuca etkili olmayacağı değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdura yönelik eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs mü yoksa kasten yaralama mı oluşturduğu, haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı ve eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin gerçekleştiği ani gelişen hareketli kavga ortamında mağdurun karın bölgesini bilerek ve isteyerek hedeflediğine dair kesin bir kanıt bulunmaması, mağdurda yaşamsal tehlikeye neden olacak şekilde tek bir yara olması, sanığın eylemine kendiliğinden son vermesi ve olay yerinden uzaklaşması gibi hususlar değerlendirilerek sanığın kastının yaralamaya yönelik olduğu, ayrıca sanığa hakaret eden kişinin mağdur değil, yanında bulunan 3. bir kişi olduğu, sanığın vücudunda darp izine rastlanılmadığına dair rapor ve sanığın cezadan kurtulmaya yönelik soyut savunmalarının doğrulanmaması nedeniyle haksız tahrik hükümlerinin uygulanamayacağı ve eksik araştırma yapılmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin TCK’nın 146. maddesinde düzenlenen “Ülke Topraklarının bir kısmını Devlet Egemenliğinden ayırmaya yönelik eylemlerde bulunma” suçunu mu yoksa TCK’nın 314/2. maddesinde düzenlenen “silahlı terör örgütüne üye olma” suçunu mu oluşturduğu ve sanık hakkında eksik araştırma ile hüküm verilip verilmediği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığa ait olduğu iddia edilen ses kaydı üzerinde inceleme yapılmadan ve sanıkla yüzleştirilmeden başka dosya sanıklarının müdafisiz beyanlarına dayanılarak mahkûmiyet kararı verilmesinin eksik araştırmaya neden olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına, özel daire onama kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında kasten öldürme suçundan dolayı haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın maktul tarafından darp edildiğine dair savunmasını destekleyen adli rapor ve hakaret edildiğine ilişkin savunmasının aksinin ispatlanamaması, şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektirmesi ve ayrıca TCK 53. madde ile ilgili Anayasa Mahkemesi iptal kararının gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın çocuğun basit cinsel istismarı suçunu cebir kullanmak suretiyle işleyip işlemediği ve TCK’nın 103/4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurenin kolluktaki beyanı ile mahkemedeki beyanı arasında çelişki olması, yaralanmaların sanığın eylemi sonrasında mağdurenin kaçarken düşmesi sonucu oluşabilecek nitelikte olması, sanığın eylemin rıza ile gerçekleştiği yönündeki savunması ve mağdurenin sanığın fiziksel şiddet kullanmadığı yönündeki beyanları değerlendirilerek sanığın eyleminde cebir unsurunun bulunmadığına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.