Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kredi Kullanımı”
- Uyuşmazlık: Konut kredisi kullanımı ve yapılandırılması sırasında banka tarafından tahsil edilen ücret ve masrafların haksız şart niteliğinde olup olmadığı ve tüketiciye iadesi gerekip gerekmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Banka tarafından alınan kredi kullanım ve refinansman komisyon bedellerinin kredinin kullanımı için zorunlu, makul ve belgeli masraflar olup olmadığının tespiti için uzman bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından kredi kullanımı amacıyla davalıya devredilen taşınmazın, kredi ödenmesine rağmen geri devredilmemesi nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, işlemin inançlı işlem olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın devrinin kredi kullanımı amacıyla yapıldığı, ara malikin tanık beyanı ile sabit olduğundan ve davalının da bu durumu bilmesi veya bilmesi gerektiğinden, işlemin inançlı işlem olarak nitelendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kredi kartından kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali davasında, temerrüt faizinin başlangıç tarihinin belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.11.2022 tarihli ve E. 2021/(19)11-973, K. 2022/1556 sayılı kararı uyarınca, hesap kat ihtarı ve hesap özeti gönderilmemiş olması sebebiyle temerrüt tarihinin takip tarihi olarak kabulü gerektiği gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vefat eden kredi borçlusunun hayat sigortası ile güvence altına alındığı iddia edilen konut kredisi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen taksitlerin iadesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Konut kredisi için yapılan hayat sigortasının ihtiyari sigorta kapsamında olması ve mevcut olmayan hayat sigortası nedeniyle sırf aydınlatma yükümlülüğü ihlal edildiğinden davalı bankanın sorumlu tutulamayacağı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacıya ait kredi kartının izinsiz kullanımı sonucu oluşan zarardan, kredi kartını kabul eden üye işyerinin sorumluluğunun belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Üye işyerinin, kredi kartını kabul ederken kart hamilinin kimliğini doğrulama yükümlülüğünü ihlal etmesi ve bu ihmali nedeniyle zarara neden olması, ancak davacının da kredi kartının güvenliğinin sağlanmasında özen yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle müterafik kusurlu bulunması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı bankadan tahsiline karar verilen 1.527,00 TL faiz bedelinin, kredi kullanımı sırasında yapılan kesintilerin krediye eklenmesi sonucu oluşan fazladan faiz mi, yoksa kesintilerin yapıldığı tarihten itibaren işletilen faiz mi olduğu ve buna göre tahsilinin uygun olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararının verildiği tarihte temyiz kesinlik sınırının 2.190,00 TL olması ve Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlığın sadece 1.527,00 TL'lik faiz bedeline ilişkin olması nedeniyle, davalı vekilinin temyiz isteminin miktar itibariyle incelenmesinin mümkün olmadığı, ancak Özel Daire'nin sair temyiz itirazlarını incelememiş olması sebebiyle dosyanın Özel Daire'ye gönderilmesi gerektiği gözetilerek, davalı vekilinin işlemiş faize ilişkin temyiz isteminin miktardan reddine, dosyanın ise Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan sanık hakkında TCK'nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurun zararının, bozma sonrası yapılan yargılamada hüküm verilmeden önce karşılandığı ve sanığın zararın giderilmesine karşı duruş sergilemediği gözetilerek, TCK'nın 168/2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tüketici mahkemesinin, kredi kartı borcuna ilişkin menfi tespit davasında, faiz hesabında TBK'nın 88. ve 120. maddelerini uygulayıp uygulamamasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tüketiciye karşı açılan kredi kartı borcuna ilişkin davada, tüketicinin korunması amacıyla özel düzenlemelerin bulunduğu ve mahkemenin bu düzenlemeleri gözeterek faiz hesabı yapması gerektiği, TBK'nın 88. ve 120. maddelerinin uygulanmasının mümkün olmadığı değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıkların eylemlerinin nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturup oluşturmadığı ve resmi belgede sahtecilik suçundan beraat kararında eksik araştırma olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların katılan bankayı hileli davranışlarla aldattıklarının kabulü için, bankanın kendi inceleme ve denetim yükümlülüğünü yerine getirmemesinin sanıkların lehine değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle sanıkların eylemlerinde dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı, ancak resmi belgede sahtecilik suçlaması yönünden ise, kullanılan belgelerin asıllarının ve sahteliğin aldatma kabiliyetinin incelenmemesi nedeniyle eksik araştırma yapıldığı gözetilerek, nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat kararının onanmasına, resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat kararının ise bozulmasına, ancak dava zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığından kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın sahte kimlikle bankalardan kredi kartı alması eyleminin hangi suçu oluşturduğu ve TCK 245/2 ve 245/3. maddelerinin birlikte uygulanıp uygulanamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sahte kimlikle bankalara başvurup kredi kartı düzenletme ve bu kartları kullanarak yarar sağlama eylemlerinin ayrı suçlar olarak değerlendirilmesi gerektiği, dolayısıyla sanığın hem TCK'nın 245/2. maddesindeki sahte banka veya kredi kartı üretme suçundan hem de 245/3. maddesindeki sahte kartı kullanma suçundan cezalandırılması gerektiği, ancak kredi kartı sözleşmesinde sahtecilik yapma eyleminin sahte kredi kartı üretme suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Borca itiraz edilen bir icra takibinde, takibe konu bonoların kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilip verilmediği ve bu durumun borca itirazın kabulünü gerektirip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Bonoların üzerinde teminata ilişkin bir kayıt bulunmaması, alacaklı vekilinin bonoların kredi borcundan mahsup edilmek üzere verildiğine dair beyanının teminat amacıyla verildiği anlamına gelmemesi ve borçlunun bonoların teminat senedi olduğuna dair iddiasını ispatlayamaması gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın, başkasına ait kimlik bilgileriyle kredi kartı başvurusunda bulunarak kartı elde etmesi ve kullanması suretiyle işlediği fiillerin, TCK'nın 245/2. ve 245/3. maddeleri kapsamında ayrı ayrı suçları mı yoksa tek bir suçu mu oluşturduğu, ayrıca sahte nüfus cüzdanı kullanarak kart edinmesinin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sahte kredi kartı üretme eyleminin, sahte kartı kullanarak yarar sağlama suçunun unsuru olarak değerlendirilmesi gerektiği, sahteciliğin banka veya kredi kartında yapılması gerektiği, kredi kartı sözleşmesindeki sahteciliğin ise 5464 sayılı Kanun'un 37/2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve somut olayda sahte nüfus cüzdanının resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacak şekilde aldatıcı niteliğinin kanıtlanamadığı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazlarının değişik gerekçelerle kabulüne karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.