Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Lehe Olan Yasa”
- Uyuşmazlık: 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinde 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile yapılan değişiklikten önce verilip infazına başlanılan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin çağrıya rağmen başvurmayan sanığa ikinci bir tebligat yapılmasının ve ısrar şartının aranmasının gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Fail lehine olan kanun uygulaması, suç tarihinde yürürlükte olan 5402 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik hükümleri, ısrar koşulunun çağrıya uyan ve müracaat eden sanıklar için öngörülmüş olması ve sanığın başvurmamasına ilişkin bir mazeret de ileri sürmemiş olması değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hükümlünün işlediği suç bakımından 765 sayılı TCK ve 5237 sayılı TCK arasında lehe yasa uygulamasının nasıl yapılacağına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümlünün eyleminin 765 sayılı TCK ve 5237 sayılı TCK’daki karşılıkları ile mağdurun şikayetinden vazgeçmesi ve uzlaşma talebinin değerlendirilerek lehe yasanın tespiti için her iki yasaya göre ayrı ayrı ceza hesaplaması ve karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulmasının usule aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Önceki kanunun lehe kabul edilerek uygulama yapılması halinde, suç tarihinde yürürlükte olup hüküm tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılan özel tekerrür hükmünün uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Suç tarihinde yürürlükte olan ve hüküm tarihinde yürürlükten kalkan kanun hükmünün lehe kabul edilmesi durumunda dahi dava zamanaşımı gerçekleşmiş ise kamu davasının düşmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Lehe yasa değerlendirmesinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı ve Özel Dairenin onama kararının isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında lehe olan kanunun tespitine yönelik usulüne uygun bir karşılaştırma yapılmayarak, 765 sayılı TCK ve 5237 sayılı TCK hükümlerine göre ayrı ayrı ceza hesaplaması ve karşılaştırılması yapılmadan hüküm kurulması, ayrıca Özel Dairece de farklı tarihli hükümler üzerinden değerlendirme yapılarak çelişki yaratılması isabetsizlikleri gözetilerek, Özel Daire’nin onama kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında işleme dayalı manipülasyon suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin olarak, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının uzman kişilerce düzenlenip düzenlenmediği ve TCK’nın 62. maddesindeki takdiri indirim nedenlerinin uygulanmamasına ilişkin gerekçenin yeterli olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Hükme esas alınan bilirkişi raporlarının alanında uzman kişiler tarafından düzenlendiği kabul edilmekle birlikte, TCK’nın 62. maddesinde düzenlenen takdiri indirim nedenlerinin uygulanmamasına ilişkin gerekçenin yetersiz olması ve usulüne uygun lehe kanun karşılaştırması yapılmaması gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne karşı yapılan temyiz üzerine, lehe yasa karşılaştırmasının ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK 231/5. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûmiyetinin bulunması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK 231/5. maddesinin uygulanamayacağına, ancak lehe yasa karşılaştırmasının usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık lehine olan kanunun tespitinde, 5846 sayılı Kanun'un suç tarihinde ve hüküm tarihinde yürürlükte olan ilgili maddelerinin hangilerinin karşılaştırılması gerektiğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık tarafından işlenen fiilin suç tarihinde yürürlükte olan 5846 sayılı Kanun'un 81/9-1/b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, hüküm tarihinde yürürlükte olan 81/4. maddesiyle değerlendirilmesi ve lehe olan kanun tespitinde 81/13 ve 71/1. maddelerinin karşılaştırılmaması isabetsiz görülerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 4733 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan verilen iki ayrı erteli hapis cezasına dair hükümlerin bozulmasının ardından zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasıyla verilen ertelenmeyen hapis cezası ile önceki erteli hapis cezaları arasında sanık lehine olanın hangisi olduğunun tespiti ve 7242 sayılı Kanun ile 5607 sayılı Kanun'da yapılan değişikliklerin bozma nedeni yapılıp yapılmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 7242 sayılı Kanun'un 63. maddesiyle 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin ikinci fıkrası uyarınca, kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalarda lehe değerlendirme yapılması gerektiği ve 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca suç tarihinde yürürlükte olan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun hükümlerinin sanık lehine olanının uygulanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın işlediği suç tarihinin 11.06.2005 olması nedeniyle lehe kanun değerlendirmesi yapılıp yapılamayacağı ve sabıkalı sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay 13. Ceza Dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin bozma kararına karşı verdiği hükmün, direnme kararı niteliğinde olmayıp, eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hüküm olması gözetilerek, dosyanın temyiz incelemesinin yapılabilmesi için Yargıtay 13. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükümlü hakkında yapılan uyarlama yargılamasında 5237 sayılı TCK’nın 35/2. maddesi uyarınca belirlenen ceza miktarının isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Uyarlama yargılaması sonucunda verilen hükmün, Anayasa’nın 141. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 34, 230 ve 232. maddelerinde öngörülen biçimde yasal ve yeterli gerekçe içermediği, suçun oluştuğu kabul edilen eylemin ne olduğuna, hangi maddi ve hukuki gerekçelerle hukuki nitelendirmesinin yapıldığına, haksız tahrik nedeni ve indirim oranına dair bir açıklamada bulunulmadığı ve 5237 sayılı TCK ile 765 sayılı mülga TCK’nın olayla ilgili tüm hükümlerinin Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde uygulanıp ortaya çıkan sonuçların karşılaştırılmasının yapılmadığı gözetilerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Uyarlama yargılaması sonucunda verilen hükmün zorunlu müdafi tarafından temyiz edilmesi üzerine, hükümlünün müdafinin temyiz talebine muvafakatının olup olmadığı ve bu kapsamda hükümlünün temyizden haberdar edilerek muvafakatının sorulup sorulmaması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümlünün, kendisine zorunlu müdafi atandığından ve müdafi tarafından hükmün temyiz edildiğinden haberdar olmadığı, bu konudaki iradesinin de dosya kapsamından anlaşılamadığı durumlarda hükmün veya temyiz dilekçesinin sanığa tebliğinin adil yargılanma hakkının gereği olduğu, uyarlama yargılamasında kazanılmış hak ilkesinin uygulanmasının mümkün olmadığı ve bu nedenle hükümlünün müdafinin temyiz talebine muvafakat edip etmediğinin sorulması gerektiği gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne ve dosyanın Yargıtay 13. Ceza Dairesine tevdi edilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükümden sonra suçun ceza üst sınırının düşürülmesi durumunda, lehe olan yeni yasanın uygulanıp uygulanmayacağı ve önceki hükmün bozulup bozulmayacağı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 152/1-a maddesinde düzenlenen kamu malına zarar verme suçundan sanık hakkında verilen hapis cezası hükmünden sonra, 6545 sayılı Kanun ile suçun ceza üst sınırının düşürülmesi nedeniyle lehe olan yasanın uygulanması gerektiği, aksi halde sanık hakkında daha az ceza belirlenme ihtimalinin göz ardı edileceği gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.