Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Mübadil Taşınmaz”
- Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetlik koşullarını sağlayıp sağlamadığı ve taşınmazın Hazine adına tescilinin hukuka uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, hava fotoğrafları incelenmeden, tanık dinlenmeden, kadastro tutanakları ve varsa kadastro dosyaları getirtilmeden, uzman ziraat bilirkişisinden rapor alınmadan ve taşınmazın mübadil Rumlara ait olup olmadığı hususu yeterince araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine, mübadele sonrası Türkiye'ye kalan taşınmazların tapularının iptali ve Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, Hazine'nin iddiasını ispatlayamadığı ve davalıların uzun süreli zilyetliği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, çevre parsellerle ilgili kesinleşmiş mahkeme kararları, mübadele ve iskana ilişkin kayıtlar ile diğer delillerin incelenmeden eksik araştırma ile hüküm kurulduğu gözetilerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, miras bırakanlarının mübadil olarak iskân edilen taşınmaz üzerindeki haklarının ihlal edildiği iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasında, hak düşürücü süre ve zamanaşımı defilerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi ve geçici 4. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürelerin ve tazminat talebi yönünden zamanaşımı süresinin geçtiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasçıları gaip olan ve Hazine adına tescili yapılan taşınmazın, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca vakfına iadesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca, tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölmeleri, kaybolmaları, terk ve mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyetinin vakfı adına tescil edilmesi gerektiği ve bu hükmün uygulanması için başka bir koşul aranmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mukataalı vakıf taşınmazının Hazine adına tesciline ilişkin kararın kesinleşme tarihinin mi yoksa tapu kaydının işlenme tarihinin mi 2762 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 29. maddesinin uygulanmasında esas alınacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 2888 sayılı Kanun ile değişik 2762 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 29. maddesi gereğince, Hazine adına intikal işleminin tapu kütüğüne işlenmemiş olması ve 2888 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra tapuda Hazine adına tescil işleminin yapılmış olması gözetilerek, taşınmazın mülkiyetinin vakfa ait olduğuna ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcareteynli vakıf taşınmazının mutasarrıflarının gaipliği nedeniyle vakfa tescili davasında, mahkemenin yaptığı araştırmanın yeterli olup olmadığı ve vakfın niteliğinin belirlenmesinin gerekliliği.
Gerekçe ve Sonuç: Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından açılan davada, taşınmazın icareteynli veya mukataalı olup olmadığı, kayıt maliklerinin mirasçılarının bulunup bulunmadığı ve ... Vakfı'nın mazbut veya mülhak vakıf olup olmadığı hususlarında yeterli araştırma yapılmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasında, davacının zilyetliğinin tapu kaydına esas olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ileri sürülen zilyetlik iddiasının, Hazine'ye ait taşınmazlar üzerinde zilyetlikle iktisabın mümkün olmaması ve iskan yoluyla tevzii iddiasının ispatlanamaması sebepleriyle, tapu iptali ve tescil talebinin reddine dair yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tapusuz taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanıldığı iddiasıyla açılan tescil davasında, Yargıtay'ın bozma ilamına uyan mahkemenin, davalı hazinenin emvali metrukeden kaldığı iddiasını kabul ederek davanın reddine karar vermesi üzerine, davacı yararına usulü müktesep hak doğup doğmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Tescil davalarının kamu düzenini ilgilendirmesi ve taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek nitelikte olup olmadığının re'sen araştırılması gerekliliği gözetilerek, mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uymasının usulü müktesep hak doğurmayacağı gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tapusuz taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanıldığı iddiasıyla açılan tescil davasında, Hazine'nin taşınmazın Emvali Metruke niteliğinde olduğunu ileri sürmesi üzerine, davacı yararına usuli kazanılmış hakkın doğup doğmadığı ve taşınmazın zilyetlikle kazanılıp kazanılamayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tescil davalarının kamu düzenini ilgilendirmesi ve mahkemenin taşınmazın zilyetlikle kazanılıp kazanılamayacağını re'sen araştırması gerektiği, bu nedenle davacı lehine usuli kazanılmış hak doğmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Aslı vakıf olan taşınmazın, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca, tasarruf edenlerin/maliklerin mirasçı bırakmadan ölmeleri, kaybolmaları veya terk gibi durumlara düşmeleri sebebiyle vakfına rücu edip etmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz maliklerinden birinin nüfus kayıtlarında bekar olarak görünmesi ve diğerinin nüfus kayıtlarına ulaşılamaması, her ikisinin de uzun yıllardan beri kayıp olmaları ve haklarında gaiplik kararı verilmiş olması, 5737 sayılı Kanun'un 17. maddesindeki ‘mirasçı bırakmadan ölme, kaybolma veya terk’ hallerinin gerçekleşmiş olması, taşınmazın aslının vakıf olduğunda tereddüt bulunmaması hususları gözetilerek yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.