Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Mücerretlik İlkesi”
- Uyuşmazlık: Borçlunun aynı alacaklıya karşı farklı tarihlerde verdiği ve farklı icra takiplerine konu olan bonolar nedeniyle verdiği ödeme taahhütlerini ihlal etmesi durumunda, her bir taahhüdün ihlali için ayrı ayrı tazyik hapsi cezası verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Her ne kadar bonolar arasında ekonomik bir bağlantı olsa da, kambiyo senetlerinin mücerretlik ilkesi gereği her bir bononun ayrı bir borç ilişkisi doğurduğu ve farklı icra takiplerinde verilen farklı taahhütlerin ihlalinin ayrı ayrı cezalandırılabileceği gözetilerek, itiraz edilen kararlar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Aval veren tarafından imzalanan bononun teminat senedi olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit ve istirdat davasında, aval verenin TTK'nın 702/2. maddesi gereğince asıl borçlunun geçersizlik defisine dayanıp dayanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Aval verenin, teminat altına aldığı asıl borcun şekil noksanlığı dışında bir nedenle geçersizliğini ileri süremeyeceği ve TTK 702/2. maddesi uyarınca sorumluluğunun devam edeceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Borca itiraz edilen bir icra takibinde, takibe konu bonoların kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilip verilmediği ve bu durumun borca itirazın kabulünü gerektirip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Bonoların üzerinde teminata ilişkin bir kayıt bulunmaması, alacaklı vekilinin bonoların kredi borcundan mahsup edilmek üzere verildiğine dair beyanının teminat amacıyla verildiği anlamına gelmemesi ve borçlunun bonoların teminat senedi olduğuna dair iddiasını ispatlayamaması gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin, davalı bankaya ciro ettiği bono nedeniyle bankaya borçlu olmadığının tespiti davasında, bonodaki cironun tahsil cirosu mu yoksa temlik cirosu mu olduğu ve davacının bankaya karşı temel ilişkiye dayalı def’i ileri sürüp süremeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirket ile davalı banka arasında imzalanan kredi sözleşmelerine dayalı olarak davacı şirketin bankaya borcunun olmadığı ve dava dışı şirketlere kullandırılan kredi sözleşmelerinde davacı şirketin kefaletinin bulunmadığı tespit edilerek, davacı şirketin icra takibine konu senet nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Konut tesliminin gecikmesi nedeniyle açılan davada, ayıp oranında bedel indirimi, senetten borçlu olmadığının tespiti ve geç teslimden kaynaklı kira kaybı taleplerinin değerlendirilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Henüz teslim edilmeyen konutta ayıp oranında bedel indirimi talep edilemeyeceği, emre yazılı senetlerin 6502 sayılı Kanun'un 4/5. maddesi uyarınca tüketici yönünden geçersiz olduğu ve bu geçersizliğin herkese karşı ileri sürülebileceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bonoda aval veren eş için, Türk Borçlar Kanunu'nun kefalet sözleşmesinde eş rızası şartını düzenleyen hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Avalin kambiyo senetlerine özgü bağımsız bir teminat türü olduğu, Türk Ticaret Kanunu'nda özel olarak düzenlendiği ve ticari hayatın hız ve güven gerekleri gözetilerek, kefalet sözleşmesinden farklı olarak avalde eş rızası aranmaması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının, dava dışı şirketin ortağı olduğu ve bonoların gerçek alacaklısının davalı değil, dava dışı şirket olduğu tespit edilmişken, mahkemece davacının lehtar davalıya değil, ancak dava dışı şirkete borcu olduğu hususunun esas alınarak hüküm kurulup kurulmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların, bonoların gerçek alacaklısının dava dışı şirket olduğunu ikrar etmeleri nedeniyle kambiyo hukuku ilkelerinin uygulanamayacağı ve ikrarın tarafları bağlayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe konu edilen senedin teminat senedi olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun borca itirazının yasal beş günlük süreden sonra yapıldığı, bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu ve mahkemece resen gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Menfi tespit davasında, yargı çevresi değişikliği nedeniyle istinaf incelemesini yapacak yetkili bölge adliye mahkemesinin hangisi olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesince verilen ara kararın istinaf incelemesinin, yargı çevresi değişikliği öncesinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi tarafından yapılıp esastan reddine karar verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun'un Ek Madde 1'i hükmü gözetilerek, uyuşmazlığın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinde görülüp sonuçlandırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Borçlunun aynı alacaklıya karşı farklı tarihlerde ödenmek üzere verdiği bonolar nedeniyle düzenlenen taahhütnamelerin ihlali halinde, her bir taahhütname için ayrı ayrı tazyik hapsi cezası verilip verilemeyeceği ve taahhütnamelerde faiz belirtilmemesi halinde taahhüdün geçerli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Aynı alacaklıya karşı birden fazla bono düzenlenmesi halinde, her bir bono için ayrı icra takibi başlatılsa ve ayrı taahhütname düzenlense dahi, borç ilişkisinin tek bir borç olarak değerlendirilmesi ve tazyik hapsinin toplamda 3 ayı geçemeyeceği, ayrıca taahhütnamelerde işleyecek faizin belirtilmemesi halinde taahhüdün geçersiz olacağı gözetilerek yerel mahkemenin mahkûmiyet kararları bozulmuş ve sanığın beraatine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vekilin yetkisini aşarak düzenlediği çek nedeniyle şirketin sorumlu olup olmadığının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Vekile çek düzenleme yetkisi verilmediği ve vekilin bu hususta şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı, TTK m.678 uyarınca yetkisiz temsil durumunda temsil olunanın sorumlu olmayacağı gözetilerek, şirketin çek borcundan sorumlu olmadığı yönündeki yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.