Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Müdafi Görevlendirme”
- Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında müdafi atanması talebinde bulunmayan ve tutuklu yargılanan sanık hakkında, müdafi atanmamasının CMK'nın 101/3. maddesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı ve bu bağlamda savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı ile TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanun’un 5. maddeleri uyarınca silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa, CMK'nun 150/3. maddesi uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve tutuklama talebiyle sevk edildiğinde müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise kendisine müdafi seçme veya görevlendirme talebinde bulunmadığı, CMK m. 150/3'te düzenlenen zorunlu müdafilik hükmünün sanığa atılı suçun temel cezası dikkate alındığında uygulanmayacağı, CMK 101/3'ün ise ilk tutuklamaya ilişkin olduğu ve tutuklu olarak yargılanmanın tek başına zorunlu müdafilik nedeni olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Terör örgütüne üyelik suçundan yargılanan tutuklu sanığa, kovuşturma aşamasında müdafi atanmasının zorunlu olup olmadığı ve sanığın açıkça müdafi istemediğini beyan etmesi halinde zorunlu müdafi görevlendirilmesinin gerekip gerekmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildiğinde CMK m. 101/3 uyarınca kendisine zorunlu müdafi atandığı, kovuşturma aşamasında ise CMK m. 147/1-c'deki hakkı hatırlatılarak müdafi talep edip etmediği sorulduğu, sanığın müdafi istemediğini beyan ederek savunmasını yaptığı, dosyaya erişim ve dosyadan örnek alma hususunda kısıtlandığına dair bir savunmasının da bulunmadığı, "adaletin selameti" ilkesinin adli yardım müessesesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Salduz/Türkiye kararının CMUK dönemine ilişkin olduğu ve sanığın müdafiye erişim hakkının kısıtlanmadığı gerekçeleriyle, zorunlu müdafi atanmamasında isabetsizlik olmadığına ve sanığın savunma hakkının kısıtlanmadığına karar verilerek yerel mahkeme kararının onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında tutuklu yargılanan ve müdafi talebinde bulunmayan sanığa müdafi atanmasının zorunlu olup olmadığı, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa CMK 150/3 uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği ve sanığın savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve ilk sorgusunda müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise müdafi hakkı kendisine hatırlatıldığı halde talepte bulunmadığı, CMK'nın 101/3. maddesinin ilk tutuklama talebine ilişkin olduğu ve kovuşturma aşamasındaki tutuklu yargılamada müdafi atanmasını zorunlu kılmadığı, zorunlu müdafilik hallerinin kanunda sınırlı olarak sayıldığı ve yorum yoluyla genişletilemeyeceği, sanığın müdafiye erişim hakkının kısıtlanmadığı, TCK 314/2'de belirlenen temel cezanın 5 yıl hapis olduğu ve 3713 sayılı Kanun'un 5. maddesinin ceza artırımına ilişkin olduğu, CMK 150/3'ün ise temel cezayı esas aldığı, kanun koyucunun ceza artırımını öngören nitelikli halleri bu kapsamda değerlendirmediği, ayrıca sanığa talebi halinde baro tarafından ihtiyari müdafi görevlendirmesinin yapılabileceği gözetilerek, Özel Daire'nin sanığın savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle verdiği bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu yargılanan sanığa zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği ve yargılama sırasında dosyada mevcut delillerin hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan davada, suçun cezasının alt sınırının TMK'nın 5/1. maddesi gereğince yapılacak arttırımla 5 yıldan fazla olması ve CMK 150/3 gereğince zorunlu müdafi atanması gerektiği, ayrıca hükmün dayandığı delillerin dışında ByLock kullanıcısı olduğuna dair rapor ve tanık beyanlarının sanık ve müdafiine okunmadan hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tutuklu yargılanan sanığa, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan dolayı yapılan yargılamada, CMK’nın 150/3. maddesi uyarınca zorunlu müdafi atanmasının gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Silahlı terör örgütüne üye olma suçunun, 3713 sayılı TMK'nın 3. maddesinde düzenlenen mutlak terör suçlarından olması ve bu suçlarda 5/1. maddesi uyarınca cezanın alt sınırının beş yıldan fazla olması nedeniyle CMK'nın 150/3. maddesi gereğince sanığın istemi olmasa dahi zorunlu müdafi atanması gerektiği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine karşı yapılan temyiz üzerine, bozma ilamına rağmen yerel mahkemenin direnmesi üzerine oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Resmi belgede sahtecilik suçunda dava zamanaşımının gerçekleştiği, nitelikli dolandırıcılık suçunda ise sanığın duruşmada hazır bulunma hakkının ve müdafi yardımından yararlanma hakkının ihlal edildiği gözetilerek, resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı açılan davanın düşürülmesine, nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmünün ise bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanması sırasında savunma ve ek savunmasının alındığı celsede müdafinin bulunmaması ve eksik araştırma yapılması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın savunmasının alındığı ilk celsede zorunlu müdafi görevlendirilmemiş olsa da, sonraki celsede müdafii ile temsil edilmesi ve savunma hakkını kullanabilmesi, ayrıca Yargıtay içtihat değişikliklerinin geriye yürümeyeceği ilkesi gözetilerek savunma hakkının ihlal edilmediği kabul edilmiş, ancak Bank Asya'daki hesap hareketlerine ilişkin yeterli araştırma yapılmadan ve gelen raporlar sanık ve müdafisine okunmadan hüküm kurulması nedeniyle eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında verilen hükümlerde, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olup olmadığı ve sanık müdafiinin temyiz hakkının bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık vardır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık müdafiinin, sanık tarafından azledilmesi nedeniyle temyiz hakkının bulunmadığı ve yerel mahkeme kararında TCK'nın 62. maddesinin uygulanmasına dair kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu, ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerini iptal etmesinin de gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle, yerel mahkeme hükümleri bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Görevi kötüye kullanma suçundan beraat eden sanık lehine, yargılama aşamasında vekâletname sunulmaması nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Ceza Muhakemesi Kanunu'nun yargılama giderlerine ilişkin hükümleri, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ve içtihatlar gözetilerek, beraat eden sanık lehine vekâlet ücretine hükmedilebilmesi için yargılamaya vekâletnamenin sunulması gerektiği, vekâletnamenin avukat-müvekkil ilişkisinin ispatı ve kötüye kullanımın önlenmesi açısından önem taşıdığı, bu nedenle yargılama aşamasında vekâletname sunulmaması ve süre talep edilmemesi karşısında beraat eden sanık lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği gerekçesiyle Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan yargılanan ve müdafi talebinde bulunan sanığa CMK’nın 150. maddesi uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği ve bu bağlamda sanığın savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın 04.05.2015 tarihli dilekçesi ile müdafi yardımından yararlanmak istediğini beyan etmesi ve akabinde katıldığı duruşmada da bu dilekçesini tekrar etmesi karşısında, savunma hakkının Anayasal güvence altında olduğu ve adil yargılanma hakkının uygulanabilir ve etkili olabilmesi için her davanın koşullarına göre zorunlu sebepler olmadıkça şüpheliye/sanığa avukat erişiminin sağlanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Avukat tutacak mali imkanı bulunmadığı anlaşılan sanıklara CMK’nın 150/3. maddesi uyarınca zorunlu olarak atanan müdafilere ödenen ücretin, mahkûmiyet hükmü ile birlikte yargılama giderlerine dahil edilerek sanıklardan tahsiline karar verilmesinin AİHS’nin 6/3-c maddesine aykırılığı.
Gerekçe ve Sonuç: Temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla iç hukuk kuralları çatıştığında milletlerarası andlaşma hükümlerinin esas alınması gerektiği, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesi uyarınca avukat tutacak mali imkanı bulunmayan sanıkların ücretsiz olarak avukat yardımından yararlanması gerektiği ve sanıkların avukat tutacak mali imkanlardan yoksun olduğunun anlaşıldığı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün yargılama giderleri yönünden bozulmasına, ancak bu husus yeniden yargılama gerektirmediğinden yargılama giderlerine ilişkin hatalı uygulamanın giderilmesi suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin kasten yaralama mı yoksa TCK'nın 37. maddesi delaletiyle kasten öldürme suçunu mu oluşturduğu ve zorunlu müdafi ücretinin sanıktan tahsil edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, maktulü arkadaşıyla birlikte dövdükten sonra bıçakla yaraladığı, maktulün sonrasında aldığı başka bir bıçak darbesiyle öldüğü olayda, sanığın eyleminin TCK'nın 37. maddesi kapsamında kasten öldürme suçunu oluşturduğu ve AİHS 6/3-c maddesi uyarınca sanığın maddi imkânlarının yetersizliği nedeniyle zorunlu müdafi ücretinin sanıktan tahsil edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.