Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Mal Rejiminin Tasfiyesi”
- Uyuşmazlık: Yabancı mahkeme kararıyla boşanma durumunda, mal rejiminin tasfiyesi davasında zamanaşımının yabancı kararın kesinleşme tarihinden mi yoksa tanıma-tenfiz kararının kesinleşme tarihinden mi başlayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkeme kararlarının maddi hukuk bakımından etkisinin 5718 sayılı MÖHUK'un 59. maddesi uyarınca yabancı kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlayacağı ve boşanmanın malî sonuçlarının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Evlilik birliği içerisinde bedeli davacı (erkek) tarafından ödenerek satın alındığı iddia edilen taşınmazın tapu kaydının davalı (kadın) adına tescil edilmesinin bağış sayılıp sayılmayacağı ve mal rejiminin tasfiyesi.
Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliği içinde edinilen malvarlığına diğer eşin katkısının bağış olarak nitelendirilemeyeceği, davacı erkeğin taşınmaza katkısının belirlenmesi için kooperatif üyeliği ve ödemelerine ilişkin tüm delillerin toplanıp değerlendirilmesi, mal ayrılığı ve edinilmiş mallara katılma rejimlerinin uygulandığı dönemlere göre davacı alacağının ayrı ayrı hesaplanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı eşin, tapusu kayınvalidesi adına kayıtlı taşınmaz için yaptığı ödemelerin, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi kapsamında davalı eşten katkı payı olarak talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Edinilmiş mal kapsamına, mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde edilen ve mülkiyeti eşe ait olan mal varlığı değerlerinin girdiği, davacı eşin ise tapusu üçüncü kişi adına kayıtlı taşınmazın edinilmesinde bulunmuş olduğu iddia edilen katkısının, davalı eşten talep edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan akdi ve yasal vekalet ücretinin ödenmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Boşanma davasının para ile ölçülemeyen bir dava türü olması, mal rejiminin tasfiyesi davası için vekalet ücretine hak kazanılabilmesi için boşanma davasının sonuçlanması gerektiği, davacı avukatın mal rejiminin tasfiyesi davası için ancak maktu vekalet ücreti talep edebileceği, anlaşmalı boşanma protokolü ile davalıya kalan mallar üzerinden nispi vekalet ücreti hesaplanamayacağı ve kısmi davanın tam ıslah yoluyla belirsiz alacak davasına dönüştürülemeyeceği gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan "tarafların mal talepleri yoktur" ifadesinin, eşler arasında mal rejiminden kaynaklanan alacak isteklerini de kapsayıp kapsamadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların boşanmalarına ilişkin kesinleşen karar ile onanan protokol hükmü uyarınca tarafların karşılıklı mal taleplerinin bulunmadığına ilişkin protokoldeki ifadenin mal rejiminden kaynaklanan alacağı da kapsadığının anlaşılmasına göre, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 4721 sayılı TMK'nın yürürlüğe girmesinden önce düzenlenen mal ortaklığı sözleşmesindeki, eşlerden birinin ölümü halinde sağ kalan eşe bütün malların kalacağına dair hükmün, yeni yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi karşısında geçerli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmenin ilgili hükmünün mal rejimi sözleşmesinin kapsamı dışında, ölüme bağlı bir tasarruf niteliğinde olan ve miras sözleşmesi olarak kabul edilen bir irade beyanı olduğu, bu nedenle de yeni yasal mal rejimine geçilmiş olsa dahi geçerliliğini koruduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında, eşlerden birinin adına kayıtlı taşınmazlara diğer eşin katkı payı talebiyle açılan mal rejiminin tasfiyesi davasında, taşınmazların edinilme tarihleri ve katkı payı ispatı hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mal rejiminin sona ermesinden sonra edinilen taşınmazların tasfiye kapsamında değerlendirilemeyeceği, ancak bu konuda görevsizlik kararı verilmesi gerektiği, mal rejimi devam ederken edinilen taşınmaz için ise eşin katkı payı iddiasının hayatın olağan akışına uygun olduğu ve bu hususta yerel mahkemenin gelirler ve giderler nazara alınarak katkı payını belirlemesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tedbir nafakası ve boşanma davası devam ederken davacı kadının mal rejiminin tasfiyesi talebinde bulunması üzerine, bu talebin usulüne uygun açılmış bir dava olarak kabul edilip edilemeyeceği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından mal rejiminin tasfiyesi istemi için ayrı bir dava dilekçesi verilmemesi ve başvurma harcı yatırılmaması nedeniyle, davanın usulüne uygun açılmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasında, yurtdışında açılmış boşanma davasının devam etmesi nedeniyle dava şartlarının oluşup oluşmadığı ve davanın usulden reddedilip reddedilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Mal rejiminin tasfiyesi davası açıldıktan sonra yurtdışında boşanma davası açıldığı ve boşanma hükmünün kesinleştiği, bu nedenle dava şartı noksanlığının daha sonra giderilmiş olduğu ve yerel mahkemenin boşanma davasının sonucunu bekletici mesele yapmayıp davanın usulden reddine karar vermesinin hatalı olduğu gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı davasında, ıslah edilen miktar için zamanaşımı süresinin 1 yıl mı yoksa 10 yıl mı olduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı TMK'da katılma alacağına özgü bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden, katılma alacağının kanundan doğan bir alacak hakkı olduğu ve TMK m.5 yollamasıyla TBK'nun genel hükümlerinin uygulanması gerektiği, bu nedenle de TBK m.146 uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağı davasında uygulanacak zamanaşımı süresinin Türk Medeni Kanunu'nun 178. maddesi uyarınca bir yıl mı yoksa Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca on yıl mı olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Katılma alacağının, boşanmanın fer'i niteliğinde olmayıp kanundan doğan bir alacak hakkı olduğu, bu sebeple Türk Medeni Kanunu'nun 178. maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı, bunun yerine Türk Medeni Kanunu'nun 5. maddesi yollamasıyla Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesindeki on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.