Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Manevi Haklar”
- Uyuşmazlık: Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'ndan kaynaklanan manevi hakların ihlali halinde, eser sahibinin mirasçılarının manevi tazminat talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Eser sahibinin ölümünden sonra mirasçılarına manevi hakların kullanımı konusunda belirli yetkiler tanındığı, eserin bütünlüğüne müdahale edilerek bazı kısımlarının çıkarılıp değiştirilmesinin FSEK'nin 16/3. maddesinde düzenlenen eserin bütünlüğünün korunması hakkını ihlal ettiği ve bu nedenle mirasçıların FSEK'nin 19/2. ve 70/1. maddeleri uyarınca manevi tazminat talep edebilecekleri gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na muhalefet suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, radyo yayını içeriğine müdahale imkânı bulunmadığından yayın akışında telif hakkıyla korunan eserlerin kullanılacağını bilmeden radyo yayınını umuma açık mahalde müşterilere sunması nedeniyle kast unsurunun oluşmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, müdürlüğünü yaptığı otelin lobisinde ve odalarında müzik yayını yapması eyleminin, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na muhalefet suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Televizyon kuruluşlarınca yapılan yayın içeriğine müdahale yetkisi ve imkânı bulunmayan sanığın, yayın akışında Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu tarafından korunan eserlerin kullanılacağını bilmeyerek televizyon yayınını müşterilere sunması nedeniyle, suça konu musiki eserlerinin umumi mahalde son tüketiciye kasten temsil ve iletimi sağlanmadığından, suçun manevi unsuru oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından izinsiz kullanılan fotoğraflar nedeniyle davacının açtığı eserden doğan mali ve manevi haklara tecavüz davasında manevi tazminat miktarı, vekalet ücreti ve davanın kabul/ret oranının belirlenmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından izinsiz kullanılan fotoğraflar nedeniyle, davacının manevi haklarının ihlal edildiği, ancak taraflar arasında sözlü bir kullanım izni bulunduğu ve bu iznin dava tarihine kadar geçerli olduğu, bu nedenle sadece isim belirtilmemesi nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, ilk temyiz incelemesinde davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine usuli müktesep hak doğduğu, ilk kararda belirlenen kabul/ret oranının esas alınması gerektiği gözetilerek, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı belediyenin proje sahibi, davalı şirketin ise organizatör olduğu proje kapsamında davacı tarafından yapılan ve sergilenen bankın üçüncü kişilerce tahrip edilip çalınması üzerine, davalıların FSEK kapsamında sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Eserin mülkiyetinin devredilmiş olsa dahi eser sahibinin manevi haklarının devam ettiği, davalı belediyenin aslın maliki ve zilyedi olarak eseri korumak için gerekli objektif özeni göstermekle yükümlü olduğu, bu yükümlülüğün yerine getirilip getirilmediğinin tespiti ve davalı şirketin sorumluluğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın farklı tarihlerde işlediği eylemlerin zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Farklı tarihlerde işlenen eylemlerin, manevi haklar ihlali ve bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarını oluşturduğu, suçların mağdurlarının farklı olması (biri kamu, diğeri eser sahibi), bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçunun manevi haklar ihlali suçunu içermediği ve suçların aynı suç işleme kararı kapsamında işlendiğine dair delil bulunmadığı gözetilerek, zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tüzel kişilerin kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat davası açıp açamayacağı ve bu davanın şirketin yerleşim yeri mahkemesinde görülüp görülemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tüzel kişilerin de gerçek kişiler gibi kişilik haklarına sahip olduğu, bu haklara saldırı halinde manevi tazminat talep edebileceği ve TMK m. 25/son'un hem kişilik haklarının korunması hem de manevi tazminat davalarını kapsaması nedeniyle davanın şirketin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 12.06.1995 tarihinden önce meydana getirilen sinema eserlerinde başrol oyuncusu olarak yer alan icracı sanatçının, eser sahibi yapımcı ile yaptığı sözleşme ile FSEK m. 80 kapsamındaki mali haklarını devrettiğinin kabul edilip edilemeyeceği ve bu bağlamda icracı sanatçının mirasçılarının, eser sahibi/devralandan tazminat talep edip edemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: FSEK m. 80 kapsamındaki icracı sanatçı haklarının 12.06.1995 tarihinden sonra tanındığı, bu tarihten önceki sözleşmelerle bu hakların devredilemeyeceği, FSEK’in 51. maddesi gereğince ileride doğacak hakların devrinin geçersiz olduğu ve davalının iyi niyetli üçüncü kişi olarak korunamayacağı gözetilerek, davacıların tazminat talep etme hakları bulunduğundan direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanık lehine olan kanunun tespitinde, suç tarihinde ve hüküm tarihinde yürürlükte olan 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun hangi hükümlerinin karşılaştırılması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bandrolsüz eserlerin satışının, suç tarihinde yürürlükte olan 5846 sayılı Kanun'un 81/9-1/a maddesi, hüküm tarihinde ise hem 81/4. maddesi kapsamındaki bandrolsüz eser ticareti suçunu hem de 71/1 maddesindeki manevi ve mali haklara tecavüz suçunu oluşturduğu, hak sahiplerinin şikayeti nedeniyle 81/13. maddesindeki özel içtima hükmünün uygulanması gerektiği, dolayısıyla lehe olan kanunun tespiti için suç tarihindeki 81/9-1/a maddesinin, hüküm tarihindeki 81/13 ve 71/1 maddeleriyle karşılaştırılması gerekirken, sadece 81/4. madde ile karşılaştırılarak eksik inceleme yapılması isabetsizliği nedeniyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında açılan fikri ve sınai haklar davasında lehe kanunun belirlenmesi ve dava zamanaşımının uygulanması uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suç tarihinde yürürlükte olan ve daha az cezayı öngören kanun hükmünün lehe kabul edilmesi ve kesintili dava zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilerek, yerel mahkeme direnme kararının bozulmasına ve sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık lehine olan kanunun tespiti için 5846 sayılı Kanun'un hangi maddelerinin karşılaştırılması gerektiği ve davaya katılma talebi bulunan MÜ-YAP'ın duruşmalardan haberdar edilip edilmemesi gerektiği hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: MÜ-YAP'ın şikayet ve katılma talebinin mahkemeye ulaştığı halde, dosyaya zamanında eklenmediği ve bozma sonrası yargılamada kendisine tebligat yapılmadığı, bu durumun hak arama hürriyetine aykırı olduğu ve CMK'nın ilgili hükümleri uyarınca katılma talebi bulunan tarafların duruşmalardan haberdar edilme hakkı bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının MÜ-YAP vekiline tebliğ edilmesi ve temyiz yolunun açılması, temyiz edilmemesi halinde ise dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderilmesi için yerel mahkemeye tevdiine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.