Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Mutad Mesken”
- Uyuşmazlık: Yabancı uyruklu eşler arasındaki boşanma davasında uygulanacak hukukun tespiti uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 14. maddesi uyarınca, yabancı uyruklu eşler arasındaki boşanma davasında öncelikle eşlerin müşterek milli hukuku, bunun olmaması halinde müşterek mutad mesken hukuku, bunların da olmaması veya Türk kamu düzenine aykırı olması halinde Türk hukukunun uygulanması gerekirken, mahkemece bu hususlar incelenmeden doğrudan Türk hukuku uygulanarak karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yabancı uyruklu eşler arasındaki boşanma davasında uygulanacak hukukun tespiti uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların yabancı uyruklu olması nedeniyle, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun uyarınca öncelikle müşterek milli hukuk, ardından müşterek mutad mesken hukuku, bunların yokluğunda veya Türk kamu düzenine aykırılığında Türk hukukunun uygulanması gerekirken, mahkemece doğrudan Türk hukuku uygulanarak hüküm kurulması doğru görülmeyerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Türk vatandaşı olmayan eşlerin boşanma davasında hangi ülke hukukunun uygulanacağı hususunda ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 14. maddesi uyarınca boşanma davalarında eşlerin müşterek milli hukukunun, ayrı vatandaşlıkta olmaları halinde müşterek mutad mesken hukukunun, bulunmadığı takdirde Türk hukukunun uygulanması gerekirken, mahkemece doğrudan Türk hukuku uygulanarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tarafların Türkiye'ye tatil amacıyla geldikleri sırada anne tarafından boşanma davası açılması ve geçici velayetin anneye verilmesi üzerine, müşterek çocuğun Lahey Sözleşmesi kapsamında mutat meskeni olan baba yanında İsviçre'ye iade edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların Türkiye’ye birlikte tatile geldikten sonra anne tarafından boşanma davası açılması ve babanın bu durumu bilerek tek başına İsviçre’ye dönmesi nedeniyle çocuğun “kaçırılma” veya “alıkonulma” hallerinin olmadığı, ayrıca boşanma davası ile tarafların ayrı yaşamaya hak kazandıkları, velayetin tedbiren anneye verildiği, çocuğun annesinden hiç ayrılmadığı ve henüz üç yaşını doldurmadığı, bu yaştaki bir çocuğun anneden ayrılmasının çocuğu fiziki ve psikolojik tehlikeye maruz bırakacağı, babanın çalışması halinde çocuğa üçüncü bir kişi tarafından bakılacak olması gibi hususlar gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davacı annenin görüşü alınmadan çocukların velayetinin babaya verilmesi kararının, çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Velayet ve kişisel ilişkiye ilişkin kararların dava süresince ve tedbir niteliğinde verildiği, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapıldığı ve hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir yanlışlık bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Annesiyle Türkiye'ye gelen çocuğun, babasının yanında kalmak istemesi üzerine, Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi kapsamında mutad meskeni olan annesinin yaşadığı Almanya'ya iade edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire bozma kararının ve duruşma gününün davacı anneye tebliğ edilmemesi ve davacının katılmadığı duruşmada bozma kararına karşı beyanları sorulmadan direnme kararı verilmesi nedeniyle usul hükümlerine aykırı bulunarak bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Çocukların, Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi hükümlerine göre mutad meskenlerine iade edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Çocukların mutad meskenleri olan Almanya'dan Türkiye'ye babanın velayet hakkı ihlal edilerek getirildiği ve Türkiye'de haksız olarak alıkonulduğu, ayrıca çocukların iadesine engel teşkil edecek bir durumun da bulunmadığı gözetilerek, davalı annenin boşanma davasında çocukların tedbiren velayetinin kendisine verilmiş olmasının ve çocukların Türkiye'deki ortama alışmış olmalarının iadeye engel teşkil etmeyeceği değerlendirilerek, ilk derece mahkemesinin ret kararının bozulmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Anneleri tarafından Türkiye'ye getirilen müşterek çocukların, babalarının yaşadığı Amerika Birleşik Devletleri'ne, Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi kapsamında iade edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuklardan birinin 16 yaşını doldurarak sözleşme kapsamı dışında kalması, diğer çocuğun ise yaşı ve olgunluğu itibariyle dinlendiğinde Amerika'ya dönmek istemediğini beyan etmesi ve annesiyle kalmasının çocuğun üstün yararına aykırı olmadığının tespit edilmesi gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi uyarınca, Finlandiya'da yaşayan babanın, annesi tarafından Türkiye'ye getirilen çocuğunun Türkiye'den Finlandiya'ya iade edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun Türkiye'den Finlandiya'ya iade edilmesi halinde, çocuğun psikolojik bir tehlikeye maruz kalabileceği yönündeki uzman bilirkişi raporu ve Lahey Sözleşmesi'nin 13/b maddesi uyarınca iade zorunluluğu bulunmayan bir halin varlığı değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.