Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Muvazaalı Satış”
- Uyuşmazlık: Davacı şirketin, eski şirket müdürünün davalıya yaptığı taşınmaz satışlarının muvazaalı olduğu iddiasıyla açtığı tapu iptal ve tescil davasında, muvazaa iddiasının ispatı için gerekli delil türünün ne olduğuna ve davacı şirketin taraf sıfatıyla mı yoksa üçüncü kişi sıfatıyla mı muvazaayı ileri sürdüğüne ilişkin yargılama.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin, taşınmaz satışlarında taraf konumunda olduğu ve resmi yazılı şekle tabi bir sözleşmenin muvazaalı olduğunun iddia edilmesi halinde, 6100 sayılı HMK'nın 201. maddesi uyarınca yazılı delil ile ispat zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, boşandığı eşinin katkı payı alacağını ödememek için mal kaçırma amacıyla yaptığı iddia edilen muvazaalı taşınmaz satışına dayanarak açtığı tapu iptal ve tescil davasında, satışın muvazaalı olduğunun kanıtlanması halinde İİK m. 283/1 hükmü gereğince tapu iptaline gerek olmaksızın taşınmazın haczi ve satışına karar verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının amacının tapu iptali olmayıp alacağına kavuşmak olduğu, davada muvazaanın kanıtlanması halinde davacının satışa konu maldan alacağını tahsil edebileceği, ancak bu hakkın ayni değil şahsi bir sonuç doğuracağından tapu iptaline değil İİK’nın 283/1. maddesi gereğince tapu iptaline gerek olmaksızın davacıya taşınmazın haczi ve satışını isteyebilme hakkı tanınması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Muvazaalı olduğu iddia edilen bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Yargıtay’ın ilk bozma kararına uyulmasıyla oluşan usulü kazanılmış hakkın ileri sürülebilir olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Satış vaadi sözleşmesinin TMSF tarafından muvazaalı olduğu gerekçesiyle geçersiz sayılmasına karar verildiği ve bu kararın idari yargıda kesinleştiği, dolayısıyla ilk bozma kararının maddi bir hataya dayandığı gözetilerek, Hukuk Genel Kurulu’nun bozma kararı kaldırılarak yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, vekalet veren kardeşi ile vekilin muvazaalı satış yaptıkları iddiasıyla açtığı tapu iptali ve tescil davasında, sonradan taşınmazı devralanlara karşı husumetin bulunup bulunmadığı ve davacının kötü niyet iddiasını ispat edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, vekaletle yapılan ilk satışın muvazaalı olduğunu ileri sürmesine rağmen, sonradan iyi niyetli olarak taşınmazı devralan kişinin kötü niyetli olduğuna dair delil sunamaması ve dava konusu taşınmazın maliki olmayanlara karşı husumet bulunmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Paylı mülkiyetteki taşınmazların satışında muvazaa iddiası nedeniyle önalım hakkının hangi bedel üzerinden kullanılacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalıların satış tarihlerinin yakınlığı, taşınmazların kısa sürede yüksek bedellerle el değiştirmesi ve alıcının alım gücünün olmaması gibi hususlar değerlendirilerek son satışın muvazaalı olduğunun ispatlandığı ve önalım hakkının ilk satış bedelleri üzerinden kullanılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, yerel mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uymasına rağmen, bozma gereklerini yerine getirip getirmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uymasıyla davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlal edildiği, bozma kararında belirtilen hususların incelenmeden karar verildiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Miras bırakanın, taşınmazını sağlığında çocuklarına satış yoluyla temlik etmesinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı muvazaalı bir işlem olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı mirasçının, satış işleminin muvazaalı olduğunu ve miras bırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiğini ispatlayamaması, miras bırakanın ölümünden sonra da başka taşınmazlarının bulunması ve davalı tanığın satışın muvazaalı olmadığına dair beyanı da değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Paylı mülkiyetteki bir payın trampa yoluyla devrinde, trampanın muvazaalı olup gerçekte satış işlemi olduğunun tespiti ve buna bağlı olarak önalım hakkının kullanılıp kullanılamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Trampaya konu taşınmazların değer ve nitelik farkı, trampanın hemen akabinde trampa yoluyla edinilen payın satılması, davalının sonrasında başka paylar da satın alması ve ortaklığın giderilmesi davası açması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek, işlemin gerçek bir trampa olmayıp önalım hakkından kaçınmak için yapılan muvazaalı bir satış olduğu ve davacının önalım hakkının bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, sağlığında yaptığı taşınmaz satışının muris muvazaası olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın taşınmazı satış bedeli karşılığında devrettiğine dair tanık beyanları ve davalının taşınmazı satın alma gücünün bulunması, satışın gerçek bir satış olduğunu gösterdiğinden, mahkemece muris muvazaası iddiasının reddine dair verilen direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Vekaletname ile satışı yapılan aracın bedelinin ödenmemesi ve vekaletin kötüye kullanılması nedeniyle satış işlemlerinin iptali ve aracın davacı adına tescili talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı, vekaletin kötüye kullanıldığını ve satışların muvazaalı olduğunu ispatlayamadığından, satış bedelini tahsil edebileceği vekil haricindeki diğer davalılar yönünden davanın reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Murisin, davalıya yaptığı pay devrinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın, davalıya yaptığı pay devrinde mirasçılarından mal kaçırma kastıyla hareket ettiğine dair yeterli delil bulunmadığı, birlikte çalıştığı ve tek erkek çocuğu olması gibi hususlar gözetilerek direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasbırakan tarafından davalı oğluna satış suretiyle yapılan pay temlikinin, diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın, davalıya yaptığı temlikteki gerçek irade ve amacının mirasçılardan mal kaçırmak olduğu, satış bedeli ile taşınmazın gerçek değeri arasında fahiş fark bulunması, mirasbırakanın maddi sıkıntıda olmadığı, davalının mirasbırakanın tek erkek çocuğu olduğu ve diğer mirasçılarla ilişkilerinin iyi olmadığı gibi hususlar değerlendirilerek direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.