Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Orman Tahdit Alanı”
- Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve buna bağlı olarak tapu kaydına şerh verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan orman tahdit çalışmaları, maki tefrik işlemleri ve 2/B uygulamaları incelendiğinde, taşınmazın 1942 yılında yapılan orman tahdidi sınırları içerisinde kaldığı, 1976 yılında yapılan 2/B işleminin ise itiraz üzerine iptal edilerek taşınmazın orman sınırları dışında bırakıldığı, ancak bu işlemin 2/B kapsamında orman sınırları dışına çıkarma anlamına gelmediği ve 1989 yılındaki çalışmalara da konu edilmediği gözetilerek, 2/B şerhi verilmesine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve bu hususun tapu kaydına şerh edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 1942 yılında yapılan orman tahdidi ile orman sınırları içinde kaldığı, 1976 yılında yapılan kadastro çalışmasında 2/B kapsamında orman sınırları dışına çıkarıldığı ancak itiraz üzerine bu işlemin düzeltilerek taşınmazın orman sınırları dışında bırakıldığı, 1989 yılındaki çalışmalarda ise 2/B uygulamasına konu edilmediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve bu hususun tapu kaydına şerh edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 1942 yılındaki orman tahdidiyle orman sınırları içinde kaldığı, 1976 yılında yapılan 2/B uygulamasının iptal edildiği, 1989 yılındaki kadastro çalışmalarına konu olmadığı ve orman sınırları içindeki taşınmazın mahkeme kararıyla orman dışına çıkarılamayacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi sonucu orman sınırları içinde kaldığı belirlenen taşınmazın tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili ile el atmanın önlenmesi talebinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan temyiz üzerine Yargıtay'ın bozma kararına direnilmesi nedeniyle uyuşmazlık Hukuk Genel Kurulu'na gelmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 9. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemine karşı açılan davanın reddi yönündeki kesinleşmiş mahkeme kararının taraflar için kesin delil, taraf olmayanlar için ise güçlü delil oluşturduğu, ayrıca orman kadastrosunun ikinci kadastro niteliğinde olmadığı ve kesinleşmiş orman tahdidini değiştiremeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine'nin, kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit edilen taşınmazın mülkiyetinin Hazine'ye ait olduğunu iddia ederek açtığı kadastro tespitine itiraz davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı ve atalarının taşınmaz üzerinde uzun yıllardır, ekonomik amaca uygun, eklemeli ve davasız zilyetliklerinin bulunduğu; taşınmazın 1977 yılı orman tahdit çalışmasında tahdit dışı orman olmayan alanda bırakıldığı, mevcut durumunun orman veya orman içi açıklık olarak vasıflandırılamayacağı; taşınmazın ilk kadastrosu 1975 yılında yapıldığında da tarım arazisi olarak kullanıldığı, hava fotoğrafları ile de bu durumun sabit olduğu gerekçeleriyle davalı zilyetliğine dayanılarak Hazine'nin davasının reddine dair yerel mahkeme kararları onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kesinleşen orman tahdidine göre, davalı adına kayıtlı taşınmazın bir bölümünün orman sınırları içinde kalıp kalmadığı ve tapu iptali ile Hazine adına tescil edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda tespit edilen 1941 tarihli kesinleşmiş orman tahdit hattına göre, uyuşmazlık konusu taşınmazın bir kısmının orman sınırları içinde kaldığı, bu nedenle tapu iptali ve tescil talebinin kısmen kabul edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 4785 sayılı Yasa öncesinde yapılan orman tahdidinde tapu kaydı nedeniyle tahdit dışında bırakılan taşınmazın, sonraki orman kadastrosunda devletleştirilmiş orman olarak orman sınırları içine alınıp 2/B uygulamasıyla orman rejimi dışına çıkarılmasının hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın evveliyatının devlet ormanı olduğu, 1944 yılındaki tahdit işleminin hatalı olduğu, dayanılan tapu kaydının taşınmazı kapsamadığı, makiye ayırma işleminin geçerli olmadığı, 4785 sayılı Yasa ile devletleştirildiği, 5658 sayılı Yasa'ya göre iadeye tabi olmadığı ve orman kadastrosu işlemlerinin hukuka uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşen orman tahdit sınırı içerisinde kalan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırı içinde kalması nedeniyle davacıların mülkiyet hakkının kısıtlanması sebebiyle 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi gereğince tazminat hakkı doğduğu ve taşınmazın gerçek bedelinin net gelir metoduna göre hesaplanarak Hazine'den tahsiline karar verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı işgal ve faydalanma suçundan eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulup kurulmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suça konu yerin orman arazisi olup olmadığı hususunda bilirkişi raporlarında çelişkiler bulunması, suça konu yerin tapu kaydı ve kadastro davasına konu yerle olan bağlantısının net olarak tespit edilmemiş olması, suça konu yerin vasfının ve sanığın kast unsurunun belirlenmesi için gerekli araştırmaların yapılmamış olması nedeniyle eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulması isabetsizliği gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hazine adına tescilli taşınmazların 2008 yılında yapılan orman kadastro çalışmaları sonucu orman olarak sınırlandırılmasının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro mahkemesinin direnme kararında, ilk kararında yer vermediği 1986 yılında yapılan orman kadastro çalışmaları ve hak düşürücü süre gibi yeni bir hukuki gerekçeye dayanarak karar vermesi nedeniyle, direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu ve temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu'nca değil Özel Dairece yapılması gerektiği gözetilerek dosyanın Yargıtay'a gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve buna bağlı olarak tapu kaydına şerh verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan orman tahdit çalışmaları ve komisyon kararları incelendiğinde, taşınmazın 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılmadığı, 1942 yılındaki orman tahdidi sınırları içerisinde kaldığı, 1976 yılındaki işlemlerin ise orman sınırlarını değiştirmediği gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.