Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ruh Sağlığında Bozulma”
- Uyuşmazlık: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunda, mağdurun ruh sağlığının bozulmasına ilişkin raporun hangi tarih esas alınarak düzenlenmesi gerektiği ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın davaya katılıp katılamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: TCK’nın 103/6. maddesi kapsamında mağdurun ruh sağlığının bozulduğuna dair raporun düzenlenmesi için öngörülen 6 aylık sürenin, zincirleme suçlarda son eylem tarihinden itibaren başlaması gerektiği ve Bakanlığın davaya katılma hakkının bulunmasına rağmen, mevcut yargılamada katılan vekillerinin temyiz hakkını kullanarak etkin bir denetim sağladıkları gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayanmaksızın 15 yaşından küçük mağdure ile ilişkiye giren sanığın, mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmadan sorumlu tutulup tutulamayacağı ve bu bozulmanın cezanın belirlenmesinde nasıl dikkate alınacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın yaşı, sosyal çevresi ve eğitim düzeyi gözetilerek mağdurenin ruh sağlığının bozulacağını öngöremeyeceği ve bu ağır neticede taksir derecesinde dahi kusurunun bulunmadığı kabul edilerek TCK’nın 103/6. maddesi kapsamında ceza artırımı yapılamayacağı, ancak ruh sağlığının bozulmasının TCK'nun 61. maddesi uyarınca cezanın bireyselleştirilmesinde dikkate alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ilişkin Özel Daire kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunda, mağdurenin ruh sağlığının bozulması halinde uygulanacak cezanın belirlenmesinde, sanığın eylemi ile mağdurun ruh sağlığındaki bozulma arasında illiyet bağının kurulup kurulamayacağı, mağdurun daha önce başka bir cinsel istismar olayına maruz kalmasının rapor değerlendirmesinde dikkate alınıp alınmayacağı ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdurenin ruh sağlığının bozulması ihtimalini öngörebilecek durumda olduğunun kabulü, mağdurun daha önceki cinsel istismar olayına maruz kalması nedeniyle ruh sağlığının bozulup bozulmadığının araştırılmasının ve bu hususta ayrıca rapor alınmasının gerekliliği ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanma koşullarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Birden fazla cinsel istismar eyleminin mağdurun ruh sağlığını bozması halinde, TCK 103/6’nın her bir eylem için ayrı ayrı uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Her bir cinsel istismar eyleminin mağdurda travma sonrası stres bozukluğu oluşturduğu ve ruh sağlığını bozduğuna dair Adli Tıp Kurumu raporu mevcut olması, mağdurun ruh sağlığının bir önceki eylemle bozulmuş olmasının sonraki eylemler nedeniyle TCK 103/6’nın uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği gerekçesiyle Özel Daire ilamı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın eylemi sonucunda mağdurun ruh sağlığında bozulma meydana gelip gelmediği ve TCK'nın 103/6. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının sanık hakkında açılan kamu davasından haberdar edilip edilmeyeceği noktasında ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi ve Anayasa'nın 36. ve 40. maddeleri gözetilerek, Bakanlığın davadan haberdar edilmesi zorunluluğu ve gerekçeli kararın tebliğ edilmesi gerektiği, ancak bu eksikliğin hükmün bozulmasını gerektirmediği, Bakanlığa tebligat yapılarak temyiz hakkı tanınması gerektiği değerlendirilerek, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin bozma kararı kaldırılmış ve dosya tevdi edilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocuğun cinsel istismarı suçunda, mağdurun ruh sağlığının bozulması halinde uygulanan ceza artırımının (TCK 103/6), mağdurun daha önce var olan ruhsal bozukluğunun artması durumunda da uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: TCK 103/6'daki ceza artırımının uygulanabilmesi için, sanığın eyleminin mağdurun ruh sağlığında *yeni* bir bozulmaya neden olması gerektiği, mevcut bir bozukluğun ağırlaşmasının bu kapsamda olmadığı, aksi yorumun kanunilik ilkesine aykırı olacağı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı reddedilmiş ve yerel mahkemenin bozma kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Çocuğun cinsel istismarı suçunda, mağdurun ruh sağlığının bozulması halinin netice sebebiyle ağırlaşmış suç hükümlerine göre değerlendirilmesi ve sonradan yapılan kanun değişikliğinin sanıkların hukuki durumuna etkisinin olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların eylemleri sonucunda mağdurda oluşan ruh sağlığı bozukluğunun öngörülebilir olduğu ve bu nedenle sanıkların taksirle hareket ettikleri, ayrıca TCK'nın 103. maddesinde 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin sanıkların lehlerine olabileceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocukların basit cinsel istismarı suçunda, mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin adli tıbbi raporun suç tarihinden en az altı ay sonra alınmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Basit cinsel istismar suçunda mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu'nun uygulamada altı aylık bir süre öngörmesine rağmen, bu sürenin mutlak bir kural olmadığı, somut olayın özelliklerinin ve mağdurların durumlarının dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle dosya kapsamında çelişkili raporlar nedeniyle oluşan tereddüdün giderilmesi için altı aylık sürenin beklenmesinin gerekli görüldüğü gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükmün temyiz incelemesinde, 6284 sayılı Kanun uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın davaya katılıp katılamayacağı ve katılmaması halinde hükmün bozulup bozulmayacağı hususunda oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi ve Anayasa'nın 36. ve 40. maddeleri gözetilerek, Bakanlığın davaya katılma hakkının bulunduğu, bu hakkın kullanılabilmesi için Bakanlığın davadan haberdar edilmesinin ve gerekçeli kararın tebliğinin zorunlu olduğu, ancak Bakanlığın katılmamasının tek başına hükmün bozulması için yeterli olmadığı, Bakanlığa kararın tebliğ edilerek yasal temyiz süresinin başlatılması ve Bakanlığın temyiz etmesi halinde davaya katılan sıfatıyla temyiz isteminin incelenmesi gerektiği değerlendirilerek, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin bozma kararı kaldırılmış ve dosya, kararın Bakanlığa tebliği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan verilen hükümde, TCK'nın 103/6. maddesinin uygulanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın davaya katılıp katılmaması gerektiği noktasında ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi ve Anayasa'nın 36. ve 40. maddeleri gözetilerek, Bakanlığın davaya katılma hakkı bulunduğu ve davadan haberdar edilmesi gerektiği, bu nedenle yerel mahkeme hükmünün bozulmaması, ancak Bakanlığa tebligat yapılarak temyiz süresinin işletilmesi gerektiğine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocukların cinsel istismarı suçunda, mağdurun ruh sağlığının bozulmasının sanığın eyleminden kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve TCK'nın 103/6. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurun ruh sağlığındaki bozulmanın, sanığın eylemiyle kesin bağlantısı kurulamadığından ve oluşan şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiğinden, TCK'nın 103/6. maddesinin uygulanma şartlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, çocukların cinsel istismarı suçundan verilen hükme karşı yaptığı itiraz üzerine, Özel Daire’nin verdiği bozma kararından sonra, mağdurun ruh sağlığındaki bozulmanın kalıcı olup olmadığına ilişkin itiraz nedeninin incelenmesinde hukuki yarar bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire'nin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazını kısmen kabul ederek Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu raporunun kurulun kanuna uygun teşekkül etmemesi nedeniyle hükme esas alınamayacağına ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar vermesi nedeniyle, mağdurun ruh sağlığındaki bozulmanın kalıcı olup olmadığının belirtilmesi hususundaki itiraz nedeninin bu aşamada incelenmesinde hukuki yarar kalmadığı gözetilerek itirazın incelenmeksizin iadesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.