Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Süre Başlangıcı”
- Uyuşmazlık: Boşanma davasından sonra açılan maddi tazminat davasının zamanaşımı süresi içinde açılıp açılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Boşanma hükmünün kesinleşme tarihinin, Yargıtay ilamında da belirtildiği gibi, 19.09.2013 olduğu, davacının maddi tazminat davasını bu tarihten bir yıl sonra açtığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın farklı tarihlerde gerçekleştirdiği uyuşturucu madde verme ve satma eylemlerinin zincirleme suç teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın alıcı konumundaki görevlilere uyuşturucu madde verme eylemleri ile 27.05.2014 tarihli uyuşturucu madde satma eylemi arasında 5 ay 22 günlük uzun bir süre bulunması, eylemlerin farklı yerlerde ve farklı nitelikte uyuşturucu maddelerle gerçekleştirilmesi, sanığın eylem tarzını değiştirmesi ve beyanlar birlikte değerlendirildiğinde suç işleme kararının yenilendiğinin anlaşılması gözetilerek, eylemlerin zincirleme suç oluşturmadığı ve sanığın ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği kabul edilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş ve yerel mahkeme kararının bozulmasına dair Yargıtay 20. Ceza Dairesinin kararı kaldırılmıştır. - Uyuşmazlık: Yurt dışı borçlanma talebinde bulunan davacıya, borç tahakkuk cetvelinin tebliğ edilememesi nedeniyle, borçlanma başvurusunun geçerli sayılıp sayılmayacağı ve borçlanma bedelinin hangi tarihteki prime esas kazanç üzerinden hesaplanacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı Kurum’un, davacının yurt dışı borçlanma başvurusuna istinaden düzenlediği borç tahakkuk cetvelini, davacının bildirdiği adrese iadeli taahhütlü olarak göndermesine rağmen tebligatın gerçekleşmemesi ve davacının tebligatın akıbetini soruşturmadan makul süre geçtikten sonra Kuruma başvurarak davanın da makul süre içerisinde açılmaması nedeniyle, borçlanmanın dava tarihi itibariyle kabul edilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti talebinin hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi ve kararın usul ve yasaya uygun olması gözetilerek temyiz edilen karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Paylı mülkiyetteki payın satışında, yasal önalım (şuf’a) hakkının kullanılması için öngörülen dava açma süresinin başlangıcının ne zaman olduğu ve bu sürenin somut olayda aşılıp aşılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı TMK m.733 hükmü gereğince yasal önalım hakkının kullanılması için öngörülen üç aylık dava açma süresinin, satışın hak sahibine noter aracılığıyla bildirildiği tarihten itibaren başlayacağı ve hak sahibinin satışı başka bir şekilde öğrenmesinin bu süreyi başlatmayacağı, davada noterden gönderilen ihtarname ile satışı öğrendiğini ve şuf’a hakkını kullanacağını bildiren davacının bu bildiriminin yasanın aradığı anlamda bir bildirim olmadığı, bu nedenle dava açma süresinin başlamadığı ve iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılması nedeniyle davanın süresinde açıldığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının belirtilen tarihte davalı şirket yanında bir gün süreyle çalışıp çalışmadığının ve sigorta başlangıç tarihinin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının bir gün süreyle çalıştığının tespitine ilişkin yerel mahkeme kararının, yeterli araştırma yapılmadan ve delillerin tam olarak değerlendirilmeden verildiği, ayrıca sigorta başlangıç tarihi tespiti talebinin de kararda yer almamasının eksiklik oluşturduğu gözetilerek bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında aynı mağdura karşı farklı tarihlerde işlenen cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından dolayı zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın ilk suçtan sonra yakalama kararı çıkmasına rağmen aradan geçen sürede yeni bir suç işleme kastıyla hareket ederek aynı mağdura karşı tekrar aynı suçları işlemesi nedeniyle suçlar arasında fiili kesintinin olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin sanığı zincirleme suçtan değil, tek tek suçlardan cezalandıran direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının sigortalı başlangıç tarihinin tespiti talebi yönünden hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının işe giriş bildirgesinin düzenlenmemiş ve Kuruma herhangi bir hizmet bildiriminde bulunulmamış olması, ücretinden prim kesintisi yapılmamış olması ve yönetmelikte belirtilen belgelerin bulunmaması nedeniyle, hizmet tespiti isteminin dava tarihi itibarıyla hak düşürücü süreye uğradığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 3201 sayılı Kanun'a göre 4759 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra yurtdışı borçlanması yapılması halinde, yaşlılık aylığı bağlanma koşullarının 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesindeki kademeli geçiş hükümlerine göre mi yoksa borçlanma tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre mi belirleneceği.
Gerekçe ve Sonuç: 4759 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra 3201 sayılı Kanun'a göre yapılan yurtdışı borçlanmalarının da 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesindeki kademeli geçiş hükümlerinin uygulanmasında dikkate alınması gerektiği ve bu borçlanma ile kazanılan sigortalılık süresinin de değerlendirilerek yaşlılık aylığına hak kazanılıp kazanılmadığının tespit edilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kocanın altsoyu tarafından açılan soybağının reddi davasında hak düşürücü sürenin başlangıcı ve davanın bu süre içinde açılıp açılmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kocanın altsoyunun, soybağının reddine ilişkin davayı, kocanın ölümünü öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde açması gerektiği, davacının bu süreyi geçirerek dava açtığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurtdışında geçen sürelerin borçlanılması halinde, sigortalılık başlangıç tarihinin uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi ve 3201 sayılı Kanun hükümleri birlikte uygulanarak mı yoksa yalnızca sözleşme hükmü gözetilerek mi belirleneceği hususunda yaşanan hukuki anlaşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Türkiye ile Almanya arasındaki Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin 29/4. maddesinin Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca 3201 sayılı Kanun'a göre uygulama önceliği bulunduğu ve davacının Almanya'daki sigortalılık başlangıç tarihinin Türkiye'deki sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiği, 3201 sayılı Kanun'un 5. maddesi hükmünün sözleşme hükmü ile birlikte uygulanarak sigortalılık başlangıç tarihinin geriye götürülemeyeceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.