Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Süre Verilmesi”
- Uyuşmazlık: Tüketici hakem heyeti kararına itiraz davasında, davacıya harç ve avans yatırması için verilen sürenin yasal olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 120/2. maddesi gereğince, davacıya harç ve avans yatırması için iki haftalık kesin süre verilmesi gerekirken, mahkemece bir haftalık süre verilmesi ve bu süre içinde harcın yatırılmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunarak, Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma talebi kabul edilerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı idarenin, davacılar ile yaptığı sözleşmeyi haksız yere feshedip fesih nedeniyle davacıların uğradığı zararları tazmin etmeyi reddetmesi nedeniyle açılan tazminat davasında, feshin haklı olup olmadığı ve varsa zararın miktarı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarenin kamulaştırma işlemlerini makul sürede tamamlamadığı ve bu nedenle fesihte kusurlu olduğu kabul edilmekle birlikte, davacı yüklenicinin de kamulaştırmaya gerek olmayan kısımlardaki işleri zamanında yapıp yapmadığının ve fesihte kusurlu olup olmadığının araştırılması, ayrıca kâr mahrumiyetinin hesaplanmasında kesinti yönteminin kullanılması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesi kararının tefhimi üzerine süre tutum dilekçesi ile istinaf yoluna başvurulan davada, gerekçeli istinaf dilekçesinin ilk derece mahkemesi kararının tebliğinden itibaren 8 günlük istinaf süresi geçtikten sonra sunulması nedeniyle, gerekçeli istinaf dilekçesinin makul sürede verilip verilmediği ve HMK’nın 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesinde dikkate alınıp alınamayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Hâkim tarafından değiştirilmesi mümkün olmayan kesin sürelerden olan kanun yoluna başvuru sürelerinin, süre tutum dilekçesi verilmesi ile korunamayacağı ve HMK’da süre tutum dilekçesi verilmesi halinde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren sekiz günlük süre sonrasının "makul süre" olarak değerlendirilemeyeceği gözetilerek direnme kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş ancak, Özel Dairece incelenmeyen ve davalılar vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kamu düzeni yönünden incelenmesi için dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sosyal güvenlik davalarında, 6552 sayılı Kanun'un 64. maddesi ile 5521 sayılı Kanun'un 7. maddesine eklenen (7036 sayılı Kanun'un 4. maddesi) dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumu'na başvuru zorunluluğu hükmünün, tamamlanabilir bir dava şartı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal güvenlik hakkının anayasal güvence altında olduğu, hak arama özgürlüğünün kısıtlanmaması gerektiği, usul ekonomisi ve yargı yükünün azaltılması amacıyla Kuruma başvuru şartının yargılama aşamasında da tamamlanabileceğinin kabulünün mümkün olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle açılan işçilik alacağı davasında, tanık dinletme usulüne uyulup uyulmadığı ve fazla mesai ücretinin hesabında imzalı ücret bordrolarının dikkate alınıp alınmayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Tanıkların adreslerinin tebliğe elverişli olmaması durumunda, 6100 sayılı HMK'nın 240/3. maddesi uyarınca, tarafa adres göstermesi için bir defaya mahsus kesin süre verilmesi gerekirken, davacıya birden fazla süre verilmesi ve fazla çalışma ücreti hesabında, işçinin imzalı ücret bordrolarındaki fazla mesai sürelerinin ve ödemelerinin dikkate alınmaması usul ve yasaya aykırı görülerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mahkemece eksik harcın tamamlanması için kanunda öngörülen süreden daha kısa süre verilmesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’da belirtilen sürelerin kesin süreler olduğu ve mahkemece kısaltılamayacağı gözetilerek, eksik harcın tamamlanması için takip eden duruşmaya kadar süre verilmesi gerekirken daha kısa süre verilmesi nedeniyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İhalenin feshi şikayetinde, şikayetçinin istisnai kişilerden olmaması halinde nispi harcın ve teminatın yatırılmaması sebebiyle davanın usulden reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: İhalenin feshi davasını, satış isteyen alacaklı, borçlu, resmi sicilde kayıtlı ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerin açması halinde nispi harca ve teminata tabi olması, davacıya öncelikle noksan harcı tamamlaması için süre verilmesi, harcın tamamlanması halinde teminat yatırması için süre verilmesi gerekirken, eksiklik giderilmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuş ve bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılmıştır. - Uyuşmazlık: Belirsiz alacak davasında davacıya talebini tam ve kesin olarak belirlemesi için süre verilmesi gerekip gerekmediği, kıdem tazminatı hesabına esas alınacak süre ve miktarı, ayrımcılık ve kasa tazminatı, dini bayram ve genel tatil ücreti, eksik ücret, servis ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarının ispatı ve fazla mesai ücretinin miktarı, hesaplanması ve indirim oranına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Belirsiz alacak davasında, alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda hâkimin davacıya talebini netleştirmesi için resen süre vermesi gerektiği, bu süre verilmeden davanın karara bağlanmasının usule aykırı olduğu ve davacının ek dava hakkı da gözetilerek, davacıya 6100 sayılı HMK'nın 107/2. maddesi uyarınca talebini tam ve kesin olarak belirlemesi için süre verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davanın açılması veya dava devam ederken harçsız ihtiyati tedbir talebinde bulunulması halinde, harcın tamamlanması için süre verilmesi ve ardından talebin incelenmesi mi yoksa harç eksikliği sebebiyle doğrudan usulden reddedilmesi mi gerekir?
Gerekçe ve Sonuç: Harçlar Kanunu'nun 32. maddesi gereğince yargı harçları ödenmeden işlemlere devam edilemeyeceği ve ihtiyati tedbir talebinin de başvuru harcına tabi olduğu, ancak kanun koyucunun amacının kişileri yasal dayanak olmaksızın yükümlülük altına sokmak olmadığı gözetilerek, harçsız ihtiyati tedbir talebinde bulunan tarafa tamamlama için süre verilmesi ve harcın ödenmesi halinde talebin esasının incelenmesi gerektiği sonucuna varılarak, harçsız talebin usulden reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Özel hukuk hükümlerine tabi bir şirkette adli yazışmalardan sorumlu olan sanığın, Cumhuriyet Başsavcılığınca yazılan müzekkerelere cevap vermemesi eyleminin, TCK’nın 257/2. maddesinde düzenlenen ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu mu yoksa Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesinde düzenlenen emre aykırı davranış kabahatini mi oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: CMK’nın 332. maddesi uyarınca, soruşturma amacıyla özel şahıslardan istenen bilgilere cevap verme yükümlülüğünün, kamu görevlisi olmasalar dahi, bu kişileri geçici olarak yargı faaliyetine katılan ve bu anlamda kamu görevlisi sayılan konuma getirdiği, sanığın bu yükümlülüğe aykırı davranarak kişilerin mağduriyetine ve kamu zararına neden olması nedeniyle eyleminin TCK'nın 257/2. maddesinde düzenlenen ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu ve aynı fiilin hem kabahat hem de suç olarak tanımlanması halinde sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanacağı gözetilerek yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Belirsiz alacak davasında, alacağın miktarının belirlenmesinden sonra davacıya talep artırımı için süre verilip verilmeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Belirsiz alacak davasında alacağın miktarı veya değeri tam olarak belirlenebildiğinde, davacıya talebini kesinleştirme imkanı sağlamak ve hukuki dinlenilme hakkını korumak amacıyla 6100 sayılı HMK'nın 107/2. maddesi uyarınca talep artırımı için süre verilmesi gerektiği gözetilerek, davacıya süre verilmeden karar verilmesi nedeniyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Evlat edinme davasında, dava tarihinde ergin olan ve yargılama sürecinde kısıtlanmasına karar verilen evlat edinilmek istenen kişinin annesine karşı açılan davanın, husumet yönünden usulden reddinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Taraf ehliyetinin dava şartı olduğu ve dava şartı noksanlığının giderilebilmesi mümkün ise mahkemece ilgiliye eksikliği tamamlaması için kesin süre verilmesi gerektiği, bu durumda evlat edinilmek istenen kişinin dava sırasında kısıtlanması nedeniyle davanın vasisine yöneltilmesi için davacıya kesin süre verilmesi gerekirken, doğrudan davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gözetilerek bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.