Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sağlık Yardımları”
- Uyuşmazlık: Davacının hem SSK yaşlılık aylığı aldığı hem de eşinden dolayı Bağ-Kur sağlık yardımlarından yararlandığı dönemde, hatalı alınan sağlık yardımlarının hangi kurumdan tahsil edileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun Geçici 1. maddesi ile SSK ve Bağ-Kur'un tüm alacak ve borçlarının Sosyal Güvenlik Kurumu'na devredilmesi sonucu, aynı kurumda hem alacaklı hem de borçlu sıfatının birleşmesiyle borcun sona erdiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hayali olarak yüklendiği belirtilen primler nedeniyle, prim borcu olan davacının davaya konu dönemde sağlık yardımlarından yararlanma hakkının olup olmadığı ve yaşlılık aylığı tahsisi yönünde hüküm kuran mahkemenin talep aşımında bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sağlık yardımlarından yararlanabilmek için 1479 sayılı Kanunun Ek 12. maddesi ve ilgili yönetmeliğin 9. maddesi uyarınca sağlık ve sigorta prim borcu bulunmaması şartının arandığı, davacının da davaya konu dönemde prim borcunun bulunduğu ve hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup davada yaşlılık aylığının tahsisine ilişkin bir talep bulunmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, kendisi de Bağ-Kur sigortalısı iken, vefat eden Bağ-Kur sigortalısı eşinden dolayı aldığı sağlık yardımları nedeniyle borçlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hem 1479 sayılı Kanun'un ilgili ek maddelerinde hem de 4956 sayılı Yasa'da, farklı sosyal güvenlik kanunlarına tabi olanların sağlık yardımlarından yararlanmalarına engel bir hüküm bulunmadığı, ayrıca Anayasal sosyal güvenlik hakkının da gözetilmesi gerektiği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı banka tarafından, davalıların haksız sağlık yardımı alarak sebepsiz zenginleşmesi nedeniyle açılan alacak davasında görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının ... tüzel kişiliği olsa da ... adına hareket ettiği ve Türkiye ...’nın sosyal güvenlik kurumu niteliğinde olduğu gözetilerek, 5510 sayılı Kanun'un 101. maddesi gereğince uyuşmazlığın iş mahkemesinde görülmesi gerektiği değerlendirilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sosyal güvenlik sözleşmesi kapsamında, Almanya'dan emekli aylığı alan ve Almanya'da ikamet eden davacının, Türkiye'de geçici ikamet ettiği dönemde yapılan sağlık harcamalarının geri ödenmesi talebiyle açtığı menfi tespit davasının reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Türkiye ile Almanya arasındaki sosyal güvenlik sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca, her iki ülkeden de emekli aylığı alan kişilerin sağlık yardımları, daimi ikamet ettikleri ülke tarafından karşılanırken, geçici ikamet edilen ülkede sağlık yardımlarından yararlanma hakkının sağlık yardımı hak sahipliği formülleri ile düzenlendiği ve davacının bu formüller yerine sağlık karnesi kullanarak yersiz sağlık harcaması yaptığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kurum sigortalısı olmayan gebe hastanın sağlık giderlerini hasta tarafından sunulan sigortalı başka bir kişiye ait kimlik verileri üzerinden kuruma fatura eden sağlık hizmeti sunucusunun, taraflar arasındaki sağlık hizmeti alım sözleşmesinin cezai şart hükmü çerçevesinde sorumlu tutulup tutulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Gebe hastaların sağlık giderlerinin 5510 sayılı Kanun'un 63. ve 67. maddeleri uyarınca koşulsuz olarak Kurum tarafından karşılanması gerektiği ve bu nedenle sağlık hizmeti sunucusunun sözleşmede belirtilen "Kurum tarafından sağlık yardımları karşılanmayan kişiler" kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin davanın kabulüne dair direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kendisi de Bağ-Kur sigortalısı olan davacının, vefat eden eşinden dolayı ölüm aylığı alırken aynı zamanda eşinin sağlık karnesini kullanarak sağlık hizmetlerinden yararlanmasının hukuka uygun olup olmadığı ve davalı kurumun talep ettiği sağlık giderlerini ödemekle yükümlü olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hem 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu hem de Anayasa’nın sosyal güvenlik hakkına ilişkin hükümleri gözetilerek, farklı sosyal güvenlik kanunlarına göre sağlık yardımlarından yararlanılması konusunda engelleyici bir hüküm bulunmadığı, aynı sosyal güvenlik kanunu kapsamında olanlar yönünden de bir sınırlamanın olmadığı, dolayısıyla davacının hem kendi sigortalılığı hem de eşinden dolayı ölüm aylığı alırken eşinin sağlık karnesini kullanarak sağlık hizmetlerinden yararlanabileceği ve bu nedenle davalı kurumun talep ettiği sağlık giderlerini ödemekle yükümlü olmadığı değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kurum sigortalısı olmayan gebe bir hastanın, başka bir sigortalının kimlik bilgileri kullanılarak tedavi edilmesi ve giderlerin Kuruma fatura edilmesi nedeniyle sağlık hizmeti sunucusuna sözleşme hükümlerine dayanılarak cezai şart uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Gebelerin sağlık hizmet giderlerinin sigortalı olsun veya olmasın 5510 sayılı Kanun gereğince Kurum tarafından karşılanması gerektiği ve bu nedenle sağlık hizmeti sunucusunun, gebe hastaya ilişkin faturalandırma yapmasının taraflar arasındaki sözleşmenin cezai şart uygulanmasını gerektiren hükmüne aykırılık teşkil etmeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının, yargılama giderlerine ilişkin kısmı düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının ateşli silah yaralanması sonucu ambulans uçakla sevk edilmesi nedeniyle yaptığı ambulans uçak ücreti giderlerinin davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanıp karşılanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Yasa ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca, davacıya ait sevk raporunda hastanın mutat taşıt ile seyahat edememe gerekçelerinin açıkça belirtilmemesi, raporun usulüne uygun düzenlenmemiş olması ve 2008 yılı Sağlık Uygulama Tebliği'nde hava ambulans ücretlerinin sadece organ ve doku nakli tedavilerinde karşılanacağının belirtilmesi gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.