Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sabit Sınırlı Tapu Kaydı”
- Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, çekişmeli parsellerin davacıların dayandığı tapu ve vergi kaydı kapsamında olup olmadığı, zilyetlik yoluyla kazanılıp kazanılamayacağı ve orman içi açıklık niteliğinde olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli parsellerin, davacıların dayandığı tapu kaydının sınır ve miktar itibariyle kapsamı dışında kaldığı, parsellerin etrafının devlet ormanı ile çevrili olduğu, orman bütünlüğü bozulmadan ayrılmasının mümkün olmadığı, eğim ve bitki örtüsü itibariyle orman içi açıklık niteliğinde olduğu ve bu nedenle zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacıların (Şerefli ailesi) eski tapu kayıtlarına dayanarak açtıkları davada, davalı ...’un zilyetliğinin 1858 tarihli Arazi Kanunnamesi’nin 20. ve 78. maddeleri gereğince tapu kaydının hukuki değerini yitirip yitirmediği ve davalı lehine kazanılmış hak doğurup doğurmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı ... ve önceki zilyetlerin dava konusu taşınmazları bir insan ömrünü aşan bir süre malik sıfatıyla kullandıkları, bu zilyetliğin Medeni Kanun'un yürürlük tarihinden önce en az on yıllık bir süreyi kapsadığı, davacıların tapu kayıtlarının davalı zilyetliği karşısında Arazi Kanunnamesi'nin 20. maddesi gereğince hukuki değerini yitirdiği ve davalı lehine kazanılmış hak doğduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hibeden kaynaklanan 2000 m2'lik kısmı hariç tutularak geri kalan kısmın davacıya ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulünün yerinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının sabit sınırlı olduğu ve kadastro çalışmaları sırasında tapu kaydının hudutlarının esas alınarak işlem yapılması gerektiği, davacının zilyetliğinin tapu kaydı karşısında hukuki bir değer taşımadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacıların (... ailesi) tutunduğu tapu kayıtlarının hukuken geçerli olup olmadığı, davalıların zilyetliğinin tapu kaydının hukuki kıymetini kaybettirip kaybettirmediği, tapu kayıtlarına kapsam tayini gerekip gerekmediği, dava konusu taşınmazın orman olup olmadığı ve zilyetlik yoluyla iktisabını engelleyen bir durumun bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu 224 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden, davalı zilyedin zilyetliğinin kanıtlanamamış olması, davacıların tapu kayıtlarının hukuki değerini kaybettiği anlamına gelmediğinden ve bu kayıtların kapsam tayininin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesine uygun yapılmamış olması gözetilerek direnme kararı bozulmuş; diğer parseller yönünden ise davalıların zilyetliğinin Medeni Kanun'un yürürlük tarihinden önce en az 10 yıllık süreyi kapsadığının kanıtlanması ve davacıların tapu kayıtlarının dayandığı taşınmazların mirî arazi niteliğinde olması nedeniyle, 1858 tarihli Arazi Kanunnamesi'nin 20. maddesi gereğince tapu kayıtlarının hukuki kıymetini yitirdiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacıların, davalıya tespit edilen taşınmazın kendi eski tapu kayıtları kapsamında olduğunu iddia ederek açtıkları kadastro tespitine itiraz davasında, tapu kayıtlarının hukuki geçerliliği ve davalının zilyetliğinin kazanım koşullarını sağlayıp sağlamadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların dayandığı tapu kayıtlarının miktarı ile geçerli tapu kayıtları niteliğinde olduğu, davalı tarafın zilyetliğinin tapu kaydının hukuki değerini ortadan kaldıracak nitelikte olup olmadığının tespiti için tapu kayıtlarının kapsamının belirlenmesi gerektiği, bu hususta eksik inceleme yapıldığı gözetilerek mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın bir kısmı üzerinde davacının mülkiyet hakkı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davası.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının sabit sınırlı olduğu ve kadastro uygulamasının da bu kaydın hudutlarına uygun yapıldığı, bu nedenle davacının zilyetliğinin hukuki bir değer taşımadığı gözetilerek mahkemenin davayı reddeden direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacıların dayandığı kadim tapu kayıtlarının hukuki geçerliliği ve davalı zilyedin bu kayıtların hukuki değerini ortadan kaldıran zilyetliğinin bulunup bulunmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın geliri vakfedilmiş miri arazi olduğunun, davalı zilyedin ve önceki zilyetlerin taşınmazı 1926 tarihinden önce en az 10 yıl boyunca malik sıfatıyla kullandıklarının tespit edilmesi ve 1858 tarihli Arazi Kanunnamesi'nin 20. maddesi koşullarının oluşması gözetilerek, davacıların dayandığı tapu kayıtlarının hukuki değerini kaybettiği gerekçesiyle direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hazine'nin, kadastro öncesi tapu kaydındaki sınırların hatalı tespiti nedeniyle fazla miktarın Hazine adına tescilini veya bedelinin tahsilini talep ettiği davada, tapu kaydının sabit sınırlı olup olmadığı ve davalıların zilyetlikle iktisap şartlarını sağlayıp sağlamadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda, tapu kaydının sabit sınırlı olup olmadığının, değişebilir sınırlar varsa miktarının tespiti için gerekli araştırmanın yapılmadığı, Hazine'yi bağlayıcı olmayan yüzölçüm tespiti ve artırılması ile sınır düzeltim davaları hususunun değerlendirilmediği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davacıların dayandığı tarihi tapu kayıtlarının hukuki geçerliliği ve zilyetlik iddialarının dayanağı olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların dayandığı tapu kayıtlarının miktarı ile geçerli tapu kayıtları niteliğinde olduğu, davalı tarafın zilyetliğinin Arazi Kanunnamesi'nin 20. maddesindeki koşulları oluşturacak şekilde ispatlanamadığı ve tapu kayıtlarının kapsamının belirlenmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mihrişah Valide Sultan Vakfı’na ait olduğu iddia edilen taşınmaz üzerinde davacı H.. Y..'ın zilyetlik iddiasına dayalı tescil talebine, tapu maliklerinin itirazı üzerine, taşınmazın mülkiyeti, tapu kaydının geçerliliği ve zilyetliğin niteliğinin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın geliri vakfedilmiş miri arazi niteliğinde olduğu, davacı H.. Y.. lehine Arazi Kanunnamesi'nin 20. maddesinde düzenlenen zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği ve bu nedenle tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Muteriz davacıların tapu kayıtlarının hukuki geçerliliği, müdahil davacıların zilyetliğinin tapu kaydının hukuki değerini yitirip yitirmediği, tapu kayıtlarına kapsam tayini gerekip gerekmediği, taşınmazın orman olup olmadığı ve zilyetliğin mümkün olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: 190 ada 99 parsel yönünden, direnme kararının gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunduğu ve usulüne uygun bir direnme kararı mevcut olmadığı, 192 ada 13 parsel yönünden ise, davacıların zilyetliğinin Arazi Kanunnamesi'nin 20. maddesi şartlarını sağladığı ve tapu kaydının bu kısım yönünden hukuki değerini yitirdiği, ancak C kısmı hakkında hüküm kurulmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.