Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sanık Sıfatı”
- Uyuşmazlık: Katılan sanıklar vekilinin temyiz isteminin diğer sanık hakkında kurulan hükümleri de kapsayıp kapsamadığı ve kapsamadığı takdirde diğer sanık aleyhine bozma yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Temyiz isteminde bulunacak kişinin hangi sıfatla, hangi sanıklar ve hükümler yönünden temyiz yoluna başvurduğunu açıkça belirtmesi gerektiği, davaya katılan sanıklar vekilinin süre tutum dilekçesinde sanıklar vekili sıfatıyla ve müvekkilleri yönünden temyiz yoluna başvurduğu anlaşıldığından, diğer sanık hakkında kurulan hükümlerin temyiz kapsamı dışında kalması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu mu yoksa ülke topraklarının bir kısmını devlet egemenliğinden ayırmaya yönelik eylemlerde bulunma suçunu mu oluşturduğu, ve sanık ...'nın eylemlerinin niteliği uyuşmazlığıdır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ...'nın örgüt hiyerarşisindeki konumu, siyasi faaliyetlerden sorumlu olması ve örgüt yapılanmasındaki rolü değerlendirilerek eyleminin silahlı terör örgütü yöneticisi olma suçunu oluşturduğu kabul edilmiş ve mahkumiyet hükmü bozulmuş, sanık ...'nın ise askeri birimde yer aldığı, sorgulama yaptığı ve istihbari raporlar hazırlattığına dair deliller gözetilerek ülke topraklarının bir kısmını devlet egemenliğinden ayırmaya yönelik eylemlerde bulunma suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eylemlerinin TCK'nın 314/2. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütüne üye olma suçu mu yoksa TCK'nın 302/1. maddesinde düzenlenen devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçu mu oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eylemlerinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz etse de, barikat kazma eyleminin hazırlık hareketi niteliğinde olduğu, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunun oluşması için gerekli olan elverişlilik ve nedensellik bağının bulunmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı reddedilmiş ve sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, boşanma davasında müvekkili tarafından kendisine verilen ve aslını görmediği sahte doktor raporunu onaylayarak mahkemeye sunması eyleminin, Avukatlık Kanunu'nun 56/3. maddesinde düzenlenen "aslı olmayan belgeyi onaylama" suçunu mu yoksa TCK'nın 257. maddesinde düzenlenen "görevi kötüye kullanma" suçunu mu oluşturduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Avukatın, kendisine tevdi edilen belgenin aslını saklaması ve istemesi halinde ibraz etmesi gerekirken, sahte olduğu anlaşılan raporun aslını görmeden ve muhafaza etmeden, fotokopisini onaylayarak mahkemeye sunmasının ve bu eylemiyle katılanın mağduriyetine neden olmasının, görevinin gereklerine aykırı davranmak suretiyle kişilerin mağduriyetine neden olan kamu görevlisinin cezalandırılmasını öngören Avukatlık Kanunu'nun 56/3. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olup olmadığına ilişkin yargılama.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın örgüt üyelerinin talebiyle Yargıtay üyesi seçildiği, örgüt toplantılarına katıldığı, Devrimci Karargah ve Tahşiye soruşturmalarında örgüt adına hareket ederek görev aldığı, ankesörlü telefon hatları üzerinden örgüt üyeleriyle iletişim kurduğu ve benzer eylemleri gözetilerek FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğuna kanaat getirilerek mahkumiyet kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs ve nitelikli tehdit suçlarından verilen mahkûmiyet, beraat ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı yapılan temyiz başvurularının değerlendirilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, bozma kararına uygun şekilde haksız tahrik hükümlerini uyguladığı, delilleri değerlendirerek vicdani kanıya vardığı, ceza tayininde usul ve yasaya uygun davrandığı, sanığın atılı suçu işlediğine dair şüpheden uzak delil bulunmadığı durumlarda beraat kararı vermekte isabetsiz davranmadığı gözetilerek, katılanlar ve katılan sanıklar müdafilerinin temyiz talepleri reddedilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında verilen nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde, sanıkların hukuki ilişkiye dayanan bir alacağı tahsil amacıyla hareket ettikleri iddiasının yeterince incelenip incelenmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık avukatların, tahsil cirosu ile devraldıkları senedin sahte olduğunu bilerek ve avukatlık sıfatlarının gerektirdiği özeni göstermeyerek icra takibi başlatmaları, ayrıca diğer sanıkların da senedin dayanağı olan sözleşme ve borç ilişkisine dair delil sunamamaları ve hayatın olağan akışına aykırı savunmalarda bulunmaları gözetilerek, sanıklar hakkındaki nitelikli dolandırıcılık mahkûmiyet kararının onanması, ancak usuli bir eksiklik nedeniyle sanık ... yönünden bozulması gerektiğine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Lehe yalan tanıklık yapan sanıklar hakkında, daha sonra gerçeği söylemeleri nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 274. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Yalan tanıklık suçunda korunan hukuki değerin maddi gerçek olduğu, bu nedenle lehe tanıklığın da gerçeğe aykırılığının yalan tanıklık suçu oluşturacağı, sanıkların yalan tanıklıkları nedeniyle henüz bir hak kısıtlaması veya yoksunluğuna dair karar veya hüküm verilmeden önce gerçeği söylemeleri gözetilerek TCK'nın 274/1. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği ve yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerine karşı yapılan itirazın incelenmesinde, suça konu senedin aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığı ve eylemin TCK'nın 211. maddesinde düzenlenen sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığı hususlarında eksik araştırma yapılıp yapılmadığı noktasında uyuşmazlık oluşmuştur.
Gerekçe ve Sonuç: Suça konu senedin sahteliğinin ilk bakışta anlaşılamayacak nitelikte olması, yasal unsurları taşıması ve icra takibine konu edilmesi, senedin aldatma kabiliyetini haiz olduğunu gösterdiğinden ve sanıklar ile katılan arasında TCK'nın 211. maddesinin uygulanmasını gerektirecek bir hukuki ilişkinin bulunmadığı anlaşıldığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın sorgusunda hazır bulunan avukatın müdafilik sıfatını kazanıp kazanmadığı, gerekçeli karar tebliğinin kime yapılması gerektiği ve sanığın temyiz dilekçesinin süresinde olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sorgusunda hazır bulunan avukatın, sanık tarafından vekil olarak bildirilmesi ve savunmanın birlikte yapılması nedeniyle müdafilik sıfatını kazandığı, Tebligat Kanunu'nun 11. maddesi gereğince vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiği ve bu nedenle sanık müdafisine yapılan tebligatın geçerli tebligat olduğu, sanığa cezaevinde yapılan bildirimin hükümden haberdar olmak için yeterli olmadığı gözetilerek, sanık ve müdafisinin temyiz dilekçelerinin süresinde kabul edilerek, dosyanın esastan incelenmesi için Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bir hakim hakkında, bir yandan terör suçu, diğer yandan görev suçu kapsamında açılmış iki davanın birleştirilmesi ve sonrasında ayrılması işlemlerine bağlı olarak yetkili mahkemenin tespiti noktasında oluşan görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapma görevinin istisnai olması, davaların birleştirilmesinde yasal bir zorunluluk bulunmaması, birleştirmenin yargılamayı uzatabileceği ve sanığın makul sürede yargılanma hakkını ihlal edebileceği hususları gözetilerek, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin davaları ayırma kararının onanmasına ve terör suçuna ilişkin davanın yerel mahkemede görülmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.