Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Seçimlik Hareketli Suç”
- Uyuşmazlık: Sanığın sahte fatura düzenleme ve kullanma eylemlerinden dolayı Vergi Usul Kanunu'nun 359/b maddesi gereğince ayrı ayrı cezalandırılmasının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Vergi Usul Kanunu'nun 359/b maddesinde düzenlenen sahte belge düzenleme veya kullanma fiillerinin seçimlik hareketli suç teşkil etmesi ve sanığın her iki fiili de gerçekleştirmiş olsa dahi tek bir suçtan cezalandırılması gerektiği, ayrıca temel ceza belirlenirken TCK'nın 61. maddesi ile 7394 sayılı Kanun ile eklenen 9. fıkra uyarınca zincirleme suç hükümlerinin de değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Soyunma odasında bulunan mağdurlara ait kıyafetlerden cüzdan, cep telefonu ve para çalan sanık hakkında, yedi ayrı hırsızlık suçundan mı yoksa TCK'nın 43/2. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin mi uygulanması gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın tek bir iradi karara bağlı olarak aynı yer ve zaman birliği içinde mağdurlara ait kıyafetleri birbirini takip eden ardışık hareketlerle karıştırarak eşyaları çalmasının hukuki anlamda tek bir fiil oluşturduğu, mağdur sayısının birden fazla olmasının sanığın tekrarlanan her bir hareketinin bir bütün olarak değerlendirildiğinde ayrı suçların oluşmasına sebebiyet vermeyeceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı reddedilmiş ve Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin yargı görevi yapan kişiye karşı görevi yaptırmamak için direnme suçunu mu yoksa tehdit suçunu mu, yoksa yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, bir cinayet davasında maktulün kardeşinin müdafiliğini yapan avukata, dosyayı takip etmesi halinde kendisine ve ailesine zarar vereceğini söyleyerek tehdit etmesi ve bu nedenle avukatın görevden çekilmesi sonucu oluşan eylemin, avukatın yargı görevi yapan sıfatıyla görevini yapmasını engellemek amacıyla gerçekleştirildiği, bu nedenle de TCK'nın 265/2. maddesinde düzenlenen yargı görevi yapan kişilere karşı görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, iki ayrı kişiye ait kişisel verileri BİMER'e göndererek işlediği fiillerin, ayrı ayrı verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarını mı yoksa zincirleme suç hükümleri uyarınca tek bir suçu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın farklı kişilere ait kişisel verileri farklı zamanlarda ele geçirdiğinin kabulü gerektiği, TCK'nın 43/2. maddesindeki zincirleme suç hükmünün uygulanabilmesi için fiilin hukuki anlamda tek olması gerektiği ve somut olayda bu koşulun gerçekleşmediği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aleyhe temyiz bulunmayan resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmünde, suç tarihinin Özel Dairece tespit edilmesine rağmen eski TCK'ya göre hüküm kurulmasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Resmi belgede sahtecilik suçunun seçimlik hareketli suç olması ve en son hareketin tarihine göre suç tarihinin belirlenmesi, suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan 5237 sayılı TCK hükümlerinin uygulanması gerektiği, aleyhe temyiz olmaması nedeniyle 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının korunması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında, aynı anda iki kişiye uyuşturucu madde satması nedeniyle TCK'nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşturucu madde ticareti suçunun seçimlik hareketli bir suç olması ve sanığın aynı anda iki farklı kişiye uyuşturucu madde satmasının TCK 43/1'de öngörülen "değişik zamanlarda" unsurunun gerçekleşmediği, bu nedenle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın bandrolsüz, usulsüz bandrollü ve sahte bandrollü kitapları ticari amaçla satın alması eyleminin 5846 sayılı FSEK'nin 71/1, 81/13. maddeleri mi yoksa 81/9. maddesi mi uyarınca değerlendirilmesi gerektiği ve TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı hususunda oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin sahte bandrol kullanımını da içermesi ve 5846 sayılı FSEK'nin 81/9. maddesindeki suçun diğer suçlardan daha ağır bir cezayı gerektirmesi nedeniyle, TCK'nın 44. maddesindeki fikri içtima hükmü gözetilerek sanığın FSEK'nin 81/9. maddesinden cezalandırılması gerektiği, ayrıca bandrol yükümlülüğüne aykırılık ve sahte bandrol suçlarında mağdurun kamu olması sebebiyle TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Resmî belgede sahtecilik suçunda suç tarihinin tespiti ve bu suçun temyiz incelemesi tarihinde zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Suça konu sahte bononun sanık tarafından ne zaman düzenlendiği ve inceleme dışı sanığa teslim edildiğinin tespit edilememesi, bu hususun belirlenmesi için gerekli araştırmanın yapılmaması ve eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması bozma nedeni olarak değerlendirilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bandrolsüz ve izinsiz çoğaltılmış eserlerin satışı suçunda, birden fazla eserin olması halinde TCK'nın 43/2. maddesindeki zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5846 sayılı FSEK'in 81/13. maddesindeki özel içtima hükmünün, suçun vasfını ve re'sen kovuşturmaya tabi olma niteliğini değiştirmediği, mağdurun toplum olduğu ve birden fazla eser olması halinde de mağdurun değişmeyeceği, TCK'nın 43/2. maddesinin mağduru toplum olan suçlarda uygulanmasının mümkün olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin zincirleme suç hükümlerini uygulayan direnme kararının bozulmasına, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususun CMK m.322 uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın aynı işyerinden iki ayrı kişiye ait eşyaları çalması eyleminin tek bir hırsızlık suçu mu yoksa iki ayrı hırsızlık suçu mu oluşturduğu ve sanık hakkında daha önce verilen çocuk yaşta işlediği suçtan dolayı hükmolunan cezanın tekerrüre esas alınıp alınamayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, eşyaların farklı kişilere ait olduğunu bilerek aldığı ve eylemin hukuki anlamda tek bir fiil olarak değerlendirilemeyeceği gözetilerek iki ayrı hırsızlık suçundan cezalandırılması gerektiği, ancak sanığın 18 yaşından küçükken işlediği suçtan dolayı verilen cezanın tekerrüre esas alınamayacağı değerlendirilerek yerel mahkeme hükmünün tekerrür uygulamasına ilişkin kısmının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında değişik tarihlerde aynı mağdura karşı aynı suçtan dolayı TCK’nın 43/1 ve 43/2. maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağı ile fikri içtima hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay 19. Ceza Dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçunda mağdurun toplum olduğu, birden fazla eser ve şikayetçi olsa da mağdurun değişmeyeceği, tek fiille birden fazla farklı suç işlenmesi halinde TCK'nın 44. maddesi gereğince en ağır cezayı gerektiren suçtan hüküm kurulması gerektiği, 5846 sayılı Kanun'un 81/13. maddesinin özel bir içtima hükmü içerdiği ve bu hükmün uygulanması halinde TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanamayacağı, iddianamenin düzenlenmesiyle hukuki kesintinin meydana geldiği, sanığın eylemlerinin bir suç işleme kararı kapsamında gerçekleştiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.