Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sicil Kaydı”
- Uyuşmazlık: Davacının esnaf sicil kaydı olmamasına rağmen, sadece esnaf odası kaydı ile zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'nun 24. ve 25. maddelerinde sigortalılık için aranan esnaf sicil kaydı veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı şartlarından ilkinin, 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu'na tabi esnaf ve sanatkarlar için zorunlu olduğu, sadece oda kaydının yeterli olmadığı ve davacının da bu şartı sağlamadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının esnaf sicil kaydı bulunmamasına karşın sadece esnaf odası kaydı ile zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'nun 24. ve 25. maddeleri uyarınca esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı olmayan veya vergi kaydı bulunmayan kişilerin sadece esnaf odası kaydı ile Bağ-Kur sigortalısı sayılamayacağı ve geriye dönük sigortalılık tespiti yapılamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının hizmet döküm cetvelinde görünen çalışmaların kendisine ait olduğunun tespiti ve bu suretle yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı Kurum tarafından hizmetin davacıya ait olmadığının kabul edildiği 1997 yılına ait hizmet dönemleri yönünden de karar verilmesine yer olmadığına dair yerel mahkeme hükmünün hatalı olduğu, ancak bu yanlışlığın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığı gözetilerek, 1086 sayılı HUMK'nun 438. maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vergi, sicil ve oda kaydı bulunmayan davacının, ilgili döneme ait Bağ-Kur primlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından icra yoluyla tahsil edilmiş olması nedeniyle, 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılıp sayılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal Güvenlik Kurumu'nun geçmişe dönük primleri tahsil ettikten ve uzun süre kullandıktan sonra sigortalılığı iptal etmesinin iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığı ve davacının ilgili dönemde zorunlu sigortalı olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin davacıyı isteğe bağlı değil zorunlu sigortalı olarak kabul etmesi gerektiği hususunda düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının vergi kaydı bulunmayan dönemde, sadece meslek odası kaydı ile Bağ-Kur zorunlu sigortalısı sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'nun 2654 ve 3165 sayılı Kanunlarla değişik 24. ve 25. maddeleri ile Ek Geçici 13. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, 27.4.1982 ile 22.3.1985 tarihleri arasında davacının Bağ-Kur sigortalılığı için gerekli vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı bulunmadığından, sadece meslek odası kaydının sigortalılık için yeterli olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 04.10.2000 ile 26.03.2002 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalılığının tespit edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 619 sayılı KHK'nin iptaliyle 04.10.2000-02.08.2003 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun'un 3165 sayılı Kanun ile değişik 24. ve 25. maddelerinin uygulanacağı, davacının bu dönemde esnaf sicil ve oda kaydıyla kendi nam ve hesabına çalıştığına dair koşulların oluştuğu, 3165 sayılı Kanun ile değişik 25. madde gereği kendiliğinden sigortalı sayılacağı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tapu sicilindeki kaydın alıcıya verilen resmi senette hatalı yazılması nedeniyle oluşan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Devlet'ten tazmin edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu sicilinin herkese açık olması ve kimsenin tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri sürememesi, sicile doğru olarak tescil edilmiş bir kaydın resmi senetteki maddi yazım hatası nedeniyle hatalı gösterilmesinin TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumluluğunu doğurmayacağı gözetilerek, davanın reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Esnaf sicilinden kaydı silinip farklı bir meslekle yeniden kaydolan davacının, önceki kaydına istinaden kazanılmış haklarının devam edip etmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu'nun 8/2. maddesinde, üyeliğin tekrar tesis edilmesi halinde daha önce kazanılan hakların aynen devam edeceğinin düzenlendiği, farklı meslekten kayıt yaptırılması halinde kazanılmış hakların devam etmeyeceğine dair bir istisnaya yer verilmediği gözetilerek, davalı odanın işleminin iptali ve davacının önceki haklara sahip olduğunun tespiti yönünde verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının SSK sigortalılığı ile çakışan Bağ-Kur sigortalılığının sona erme tarihi ve 1479 sayılı Kanun'un Ek 19. maddesinin uygulanabilirliği.
Gerekçe ve Sonuç: Çakışan sigortalılık durumlarında 1479 sayılı Kanun'un Ek 19. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı, Bağ-Kur sigortalılığının vergi kaydı, meslek kuruluşu kaydı ve esnaf sicil kaydı ile olan ilişkisi ve davacının kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma durumunun devam edip etmediğinin tespiti gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığın iptaline ve yersiz ödeme iddiası ile borç çıkarılmasına yönelik Kurum işleminin iptali ve sigortalığın tespiti ile yaşlılık aylığının yeniden bağlanması istemine ilişkin davada, davacının kendi nam ve hesabına faaliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda yapılması gereken araştırmanın kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığının tespiti için vergi yoklama fişleri, trafik cezaları, oda ve sicil kayıtları, prim ödemeleri gibi tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.