Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sigortalı Çalışma”
- Uyuşmazlık: Davacının sigortalılık işlemlerinde esas alınacak doğum tarihinin, ilk sigortalılık tescilindeki tarih mi yoksa daha sonra idari işlemle düzeltilen tarih mi olacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Kanun'un 120. maddesi ve 5510 sayılı Kanun'un 57. maddesi uyarınca, sigortalılığın başlangıcından sonra yapılan yaş düzeltmelerinin sigortalılık işlemlerinde dikkate alınmayacağı ve davacının kötü niyetli olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Ev hizmetlerinde çalışan davacının, hizmet tespiti davasında, çalışmasının süreklilik arz edip etmediği ve gerçek çalışma süresinin belirlenmesinin gerekip gerekmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacının çalışmasının sürekliliği hususunda yeterli araştırma yapılmadan ve çelişkili hususlar giderilmeden hüküm kurulduğu, davacının haftanın kaç günü çalıştığı, başka evlerde de çalışıp çalışmadığı, site giriş kartının kime ait olduğu gibi hususların araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sigortalılık başlangıç ve hizmet süresinin tespiti davasında, hak sahibi davacı yönünden 506 Sayılı SSK m.79/10’da düzenlenen hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı SSK m. 79/10’da belirtilen hak düşürücü sürenin, yalnızca Kurum’un sigortalı çalışmadan habersiz olduğu durumlarda uygulanacağı, işe giriş bildirgesinin verilmiş olması halinde çalışmanın kesintisiz olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, bu husus araştırılmadan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurtdışında geçen süreleri borçlanarak yaşlılık aylığı bağlanan sigortalının, Türkiye'de sigortalı çalışmaya başlaması halinde aylığının kesilip kesilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun'un 6/B maddesindeki değişikliklerin yürürlük tarihleri ve 5754 sayılı Kanun'un Geçici 7. maddesi gözetilerek, davacının borçlanma talebinin 5754 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra olduğu ve bu nedenle kazanılmış haklarının saklı olmadığı, dolayısıyla Türkiye'de sigortalı çalışması nedeniyle aylığının kesilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yaşlılık aylığı alan sigortalının yeniden çalışmaya başlaması nedeniyle aylığının kesilmesine dair Sosyal Sigortalar Kurumu işleminin iptali talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Yaşlılık aylığı alan sigortalının yeniden çalışmaya başladığı süreyle sınırlı olarak aylığının kesilmesi gerektiği ve mahkemenin sigortalının fiilen çalışma süresini tespit etme yükümlülüğü bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının 18.09.1984 tarihindeki bir günlük çalışmasının sigorta başlangıcı sayılıp sayılmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının sigorta başlangıcının tespiti için yalnızca işe giriş bildirgesinin yeterli olmadığı, eylemli çalışmanın da ispatlanması gerektiği, mahkemenin ise bu hususta yeterli araştırma yapmadığı ve davacının çalıştığı iddia edilen işyerinin tescil bilgileri ile dönem bordrolarını incelemediği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının sigorta başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının sigortalı çalışmasının tespiti için yeterli delil toplanmadığı ve eksik inceleme yapıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurtdışında geçen sürelerin borçlanılmasıyla bağlanan yaşlılık aylığının, tahsis talep tarihinde sigortalının Türkiye'de çalışmaya devam etmesi nedeniyle yersiz ödendiği gerekçesiyle geri alınıp alınamayacağı ve sigortalının bu aylıkları iade etmekle yükümlü olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının yaşlılık aylığı tahsis talep tarihinde Türkiye'de çalışmaya devam etmesi nedeniyle, 3201 sayılı Yasa'nın ilgili maddesine aykırı olarak aylık bağlandığı, bu durumun Kurumun hatasından kaynaklandığı, davacının Kurumu yanıltıcı bir beyan veya işleminin bulunmadığı, yersiz ödenen aylıkların 5510 sayılı Yasa'nın 96. maddesi uyarınca değerlendirilerek iade yükümünün kapsamına karar verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacıların murisinin davalı işyerinde 1965-1966 yılları arasında yaptığı çalışmaların sigortalı hizmetten sayılması talebiyle açılan davada, hak düşürücü sürenin hangi kanuna göre değerlendirileceği ve sürenin geçmiş olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlık konusu dönemin 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun yürürlükte olduğu dönem olması ve 6900 sayılı Kanun'un uygulanamayacağı, dolayısıyla 506 sayılı Kanun'un 79. maddesinin onuncu fıkrası gereğince hizmetin sona erdiği yılı izleyen yılın sonundan itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının davalı şirket nezdinde bir gün süreyle sigortalı çalıştığının tespiti talebi üzerine açılan davada, fiili çalışmanın ispat edilip edilmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının fiili çalışmasını ispat için gerekli delillerin toplanmadığı, tanık beyanlarının çelişkili olduğu ve işyeri kayıtlarının incelenmediği, dolayısıyla eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sigortalının aynı döneme rastlamayan çalışmaları nedeniyle farklı iki sosyal güvenlik kurumundan yaşlılık aylığı bağlanmasının mümkün olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal güvenlik sisteminin çifte sigortalılık üzerinden birden fazla yaşlılık aylığına hak kazanılmasına olanak vermeyen yapısı ve 2829 sayılı Kanun'un aynı tarihlere rastlamayan hizmetlerin birleştirilmesi kuralı gözetilerek, davacının farklı kurumlardaki hizmetlerinin birleştirilerek tek bir yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.