Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Soyadı Değişikliği”
- Uyuşmazlık: Babanın mahkeme kararıyla soyadını değiştirmesi sonucu reşit olmayan çocuğun da soyadı değişmişken, çocuğun reşit olduktan sonra tekrar soyadı değişikliği davası açıp açamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/b maddesinin "aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir" hükmü gereğince, babanın açtığı soyadı değişikliği davası ile çocuğun soyadı da değişmiş olduğundan, çocuğun reşit olduktan sonra aynı konuda dava açamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Baba tarafından reşit olunmadan önce açılan soyadı değişikliği davası sonucu değiştirilen soyadının, çocuklar reşit olduktan sonra tekrar değiştirilip değiştirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Soyadının şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğu ve reşit olmayan çocuğun babası tarafından açılan dava ile çocuğun dava açma hakkının kullanılmış sayılamayacağı, hak arama özgürlüğü ve Anayasa'nın 36. maddesi ile AİHS'nin 6. maddesi gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Soyadı değişikliği davasında görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi mi yoksa asliye hukuk mahkemesi mi olduğu hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarında, ad ve soyadı değişikliği davaları da dahil olmak üzere, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Velayeti anneye verilen küçüğün, babasının soyadını taşımasından kaynaklanan sosyal ve psikolojik sorunlar nedeniyle, annesinin soyadını alması talebiyle açılan soyadı değişikliği davasında görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun doğumla kazandığı aile soyadının değiştirilmesi talebinin, velayet hakkı ve çocuğun menfaati kapsamında değerlendirilmesi gereken bir aile hukuku uyuşmazlığı olduğu, dolayısıyla 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesi uyarınca görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gözetilerek, asliye hukuk mahkemesinin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Velayeti annede olan ortak çocuğun, annenin kızlık soyadını kullanmasına izin verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üstün yararı gereği, velayetin annede olması durumunda annenin sırf velâyetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğun soyadının değiştirilmesini isteyemeyeceği, ancak çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadının çocuğa verilebileceği gözetilerek, somut olayda soyadı değişikliğinin çocuğun üstün yararına olacağına dair ispatlanmış bir durum olmadığından, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Soyadı değişikliği davasının, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1-b maddesi uyarınca birden fazla açılıp açılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1-b maddesinin, herhangi bir ayrım yapmaksızın tüm kayıt düzeltme davalarını kapsadığı ve davacının daha önce soyadı değişikliği davası açmış olmasının, aynı konuda ikinci bir dava açmasına engel teşkil ettiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Çocuğun annesinin kızlık soyadını kullanmasına izin verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Velayet hakkı bulunan annenin, çocuğun üstün yararı da gözetilerek, çocuğun soyadını kendi kızlık soyadıyla değiştirme talebinde bulunabileceği ve somut olayda bu değişikliğin çocuğun üstün yararına aykırı olmadığı değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.