Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Tüvenan Malzeme”
- Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinden kaynaklanan, yüklenici tarafından yapılan işlerin hakedişlerinden yapılan kesintilerin istirdadına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yüklenicinin yaptığı işin şevsiz olduğu ve davalının şevli/şevsiz fark kesintisinin yerinde olduğu, ancak tüvenan malzeme yerine kum kullanılmasının fen ve sanat kurallarına uygun olduğu ve bu nedenle yapılan kesintilerin yerinde olmadığı gözetilerek, mahkemenin bozmaya uyarak verdiği kısmi kabul ve kısmi ret kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazineye ait kum ocaklarından izinsiz çıkarılan malzeme nedeniyle, haksız fiil sorumluluğu temelinde tazminat davası açılması ve aynı konuda belediyeler aleyhine açılmış sözleşmeye dayalı davaların bulunmasının mükerrerlik oluşturup oluşturmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hazine’nin, kum ocaklarından izinsiz malzeme alan davalı şirkete karşı haksız fiil sorumluluğuna dayanarak dava açabileceği, aynı zarara ilişkin olarak belediyeler aleyhine açılan sözleşmesel davaların varlığının haksız fiile dayalı bu davaya engel teşkil etmeyeceği ve zararın tamamının tahsiline kadar tüm sorumluların müteselsilen sorumlu olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedellerinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların idare adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dairenin önceki bozma kararında belirtilen objektif değer artış oranının mahkemece uygulanmaması, değerleme tarihinin hatalı kabulü ve faiz hükmünün eksik kurulması bozmayı gerektirmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı şirketlerin, davalı Hazine tarafından açılan davada uygulanan ihtiyati tedbir nedeniyle uğradıkları iddia edilen zararlar ile tedbir kararı arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketlere ait araçların trafik kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmuş olsa da, banka hesaplarına ve kum stoklarına herhangi bir tedbir konulmadığı, dolayısıyla şirketlerin iddia ettikleri ticari faaliyetlerinin durması ve kumların telef olmasıyla oluşan zararlar ile uygulanan tedbir arasında illiyet bağı bulunmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı Kurum ile dava dışı şirketler arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı ve davacının bu bağlamda dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı Kurum ile dava dışı şirket arasında yapılan işin kanunen geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi olarak değerlendirilmesi ve davacının asıl işveren işçisi sayılamayacağı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesi kapsamındaki ilişkinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kurum ile dava dışı şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı ve kanunen geçerli asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kurum ile alt işveren şirketler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, davacının asıl işveren işçisi sayılıp sayılamayacağı ve dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı Kurum ile alt işveren şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan diğer işçilerin açtığı davalarda asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğuna dair kesinleşmiş yargı kararları ve Yargıtay'ın emsal kararları gözetilerek, mahkemece muvazaanın kabulü ile davacının asıl işveren işçisi olarak talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığının tespiti gerekirken, davalı Kurum ile alt işveren şirketler arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, muvazaa halinde toplu iş sözleşmesinden yararlanma koşulları, alacak hesaplama yöntemi, dava türü, zamanaşımı, faiz, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü bozma nedenlerinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozmayı gerektirecek nitelikte görülmemesi ve kararın usul ve yasaya uygun olması gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, muvazaa halinde toplu iş sözleşmesinden yararlanma koşulları, alacak hesaplama yöntemi, dava türü, zamanaşımı, faiz, yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü bozma nedenlerinin, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu iddiasını destekler nitelikte olmadığı ve kararın hukuka uygun olduğu değerlendirilerek temyiz edilen karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı Kurum ile alt işveren şirketler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının asıl işveren işçisi sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile aynı ihale kapsamında çalışan diğer işçilere ilişkin emsal dosyalarda asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğuna dair kesinleşmiş yargı kararları ve Yargıtay'ın da bu yöndeki yerleşik içtihatları gözetilerek, davacının çalıştığı işin yardımcı iş olması ve davalı kurumun ihale ile hizmet alımı yapması hususlarının tek başına muvazaa olgusunu ortadan kaldırmayacağı, mahkemece muvazaanın kabulü ile davacının asıl işveren işçisi olarak talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığının tespiti gerekirken, hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespitine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kuru tarım arazisi olarak kabulünün doğru olduğu, ancak bedelin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11. maddesine göre belirlenecek net gelir ve irtifak hakkı göz önünde bulundurularak hesaplanması gerektiği değerlendirilerek, yerel mahkemenin kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: İdare tarafından haksız feshedilen bir ihale sözleşmesi nedeniyle yüklenicinin uğradığı menfi zararın tespiti ve ödenmesi ile idarenin kalan ihale bedeli alacağının tahsili talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın önceki bozma kararında idarenin feshinin haksız olduğu ve yüklenicinin menfi zarar talep edebileceği hususları kesinleşmiş olup, bozma kararına uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak menfi zararın hesaplanıp hüküm altına alınması usul ve yasaya uygun bulunarak yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.