Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“TMK 426/2”
- Uyuşmazlık: Velayetin değiştirilmesi davasında, davaya konu çocuğu temsil etmek üzere temsil kayyımının atanmasının gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 4. ve 9. maddeleri ile TMK'nın 426/2. maddesi gereğince, velayetin değiştirilmesi davalarında küçüklerin menfaatlerinin korunması için temsil kayyımı atanması gerektiği gözetilerek mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Velayeti babada olan çocuğun, anne vefat ettikten sonra dede tarafından açılan velayet davasında, velayetin kaldırılarak dedeye verilmesi talebinin kabulü üzerine babanın temyiz etmesi ve yerel mahkemenin direnme kararı vermesi üzerine uyuşmazlığın Hukuk Genel Kurulu'na taşınması.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun velayetinin kaldırılacağı davalarda, çocuk ile velayet sahibi arasında menfaat çatışması olasılığı bulunduğu ve çocuğun üstün yararı gözetilerek, 4721 sayılı TMK’nın 426/2. maddesi gereğince çocuğa temsil kayyımı atanması gerektiği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Anonim şirkette yapılan genel kurulda alınan finansal tabloların onaylanması, yönetim kurulunun ibrası ve kâr dağıtımına ilişkin kararların iptali gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Finansal tabloların onaylanmasına ilişkin kararın iptali için yeterli şartların oluşmadığı, ancak yönetim kurulu üyelerinin birbirlerinin ibrasında oy kullanmaları ve vasi ile kısıtlı arasında çıkar çatışması olması nedeniyle ibra kararının, düşük oranda kâr payı dağıtılmasına karar verilmesi nedeniyle de kâr dağıtım kararının iptal şartlarını taşıdığı gözetilerek, mahkeme kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Velayeti babaya verilen çocuk ile anne arasında yatılı kişisel ilişki kurulup kurulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üstün yararı ve idrak çağındaki çocuğun beyanına üstünlük tanınması ilkeleri gözetilerek, çocuğun annesinde kalmak istemediği beyanı doğrultusunda yatılı kişisel ilişki kurulmasına ilişkin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Anne tarafından açılan babalık davasında, Türk Medeni Kanunu'nun 303. maddesinde düzenlenen bir yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları sonrasında çocuk tarafından veya çocuk adına açılan babalık davalarında hak düşürücü süre uygulanamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Babalık davasının anne tarafından açılmasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği ve davanın reddine karar verilip verilmeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuk adına açılan babalık davalarında Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları sonrasında hak düşürücü süre uygulanamayacağı gözetilerek, bölge adliye mahkemesinin hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ölümü nedeniyle mirasçıları davaya dahil edilen davalıların küçük yaştaki çocukları için atanan kayyımın dava yönünden de temsil yetkisinin bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kayyımın atanmasına dair sulh hukuk mahkemesi kararında, kayyımın sadece şirket işlemleriyle sınırlı yetkili olduğunun belirtilmesi ve dava yönünden bir temsil yetkisinin bulunmaması gözetilerek, mahkeme kararının küçük davalılara usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Velayetin değiştirilmesi davasında, mahkemenin davalı tarafın tüm tanıklarını dinlemeden ve davacı annenin yaşam alanında uzman incelemesi yaptırmadan karar vermesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuklarla ilgili davalarda, çocuğun üstün yararı ilkesi gereğince, çocuk ile velayet sorumluluğuna sahip kişiler arasında çıkar çatışması olması halinde çocuğa temsil kayyımı atanması gerektiği, bu davada da küçük ile anne ve baba arasında menfaat çatışması bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Murisin terekesinin borca batık olduğu iddiasıyla mirasın hükmen reddine ilişkin talep.
Gerekçe ve Sonuç: Murisin şirket borçlarından dolayı sorumlu olduğu miktarın tespiti ve terekenin aktiflerinin bu borcu karşılayıp karşılamadığının belirlenmesi sonucunda terekenin borca batık olduğunun tespit edilmesi gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Suç tarihinde 11 yaşında olan mağdureye CMK 234/2 uyarınca atanan zorunlu vekil ile mağdurenin kanuni temsilcisinin davaya katılma konusunda iradelerinin çelişmesi halinde hangisinin beyanına üstünlük tanınacağı ve bu bağlamda mağdurenin velisinin davaya katılmayı reddetmesi durumunda zorunlu vekilin temyiz hakkının olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Katılma hakkının şahsa sıkı surette bağlı bir hak olduğu, ayırt etme gücü bulunmayan küçüğün bu hakkını kanuni temsilcisinin kullanabileceği, velinin açıkça temsil görevini kötüye kullanması hali dışında velinin iradesine üstünlük tanınması gerektiği ve somut olayda mağdurenin velisinin davaya katılmayı reddetmesi nedeniyle zorunlu vekilin temyiz hakkının bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Çocuğun cinsel istismarı ve hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükmün, eksik araştırma nedeniyle bozulmasına rağmen yerel mahkemenin direnmesi üzerine, Yargıtay’ın hangi hususları gözeterek karar vereceği noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurun 15 yaş altı olması ve sanığın mağdurun dedesi olması nedeniyle mağdur ile yasal temsilcisi arasında menfaat çatışması bulunduğu, bu nedenle mağdura kayyım atanması ve 6284 sayılı Kanun uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın davaya katılımının sağlanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuş ve dosya, mağdureye kayyım atanması ve ilgililere tebligat yapılması için yerel mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.