Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Takip Çevirme”
- Uyuşmazlık: Kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takipten kaynaklanan iflas kararına karşı yapılan temyizde, takip çevirme işleminin usulüne uygun yapılıp yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin, takip çevirme işleminin usulüne uygun yapılmadığı ve ilanın hatalı olduğu yönündeki temyiz itirazlarının, dosyadaki bilgi ve belgeler ile yasal düzenlemeler uyarınca kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı değerlendirilerek, bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İhale bedelinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 115. maddesindeki şartları karşılamadığı iddiasıyla açılan ihalenin feshi şikayetinde, şikayet tarihinden sonra alacaklı vekilinin satış masraflarından feragat etmesinin şikâyetin sonucunu etkileyip etkilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Alacaklı vekilinin, satış masraflarından feragat etmesiyle ihale bedelinin kanunda aranan şartları karşıladığı ve borçlunun bir zarara uğramadığı gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İpotekli taşınmazın mülkiyetini devralan ve aynı zamanda kredi borcunun müteselsil kefili olan borçlu hakkında, genel haciz yoluyla ilamsız takiplerin yanı sıra ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İpoteğin asıl borçlunun borcunun teminatı olarak tesis edilmiş olması ve müteselsil kefilin bu borçtan dolayı ayrıca genel haciz yoluyla takibe konu olabileceği, kefilin ipotekli taşınmazı devralmış olmasının bu durumu değiştirmeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin takibi iptal kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra takibine yapılan itirazda, itiraz tarihinden sonra düzenlenmiş vekaletname kullanılması nedeniyle vekâletnamenin geçerliliğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İcra takibine itirazda kullanılan vekaletnamenin itiraz tarihinden sonra düzenlenmiş olması ve usulüne uygun vekâletname sunulmaması nedeniyle, geçerli bir vekâletname olup olmadığının tespiti için dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Genel kredi ve teminat sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, ipotekle teminat altına alınan alacağa ilişkin takibin nasıl yapılması gerektiği ve kefiller hakkında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip şartının aranıp aranmayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: İcra İflas Kanunu'nun 45. maddesinin asıl borçlulara ilişkin bir düzenleme olduğu, kefillerin ise Türk Borçlar Kanunu'nun 586. maddesi gereği borçlunun iflası veya ihtarın sonuçsuz kalması halinde doğrudan takip edilebileceği, ipotekle teminat altına alınan alacak olsa dahi bu kuralın geçerli olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davalıların itirazlarını kısmen kabul eden direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Üst sınır ipoteği bulunan taşınmazın, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibinde, ipotek veren üçüncü kişinin, aynı zamanda asıl borca kefil olması halinde, ipotek limitini aşan miktardan sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Üst sınır ipotekli taşınmazın, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibinde, ipotek veren üçüncü kişinin sorumluluğunun ipotek limiti ile sınırlı olduğu ve aynı zamanda asıl borca kefil olsa dahi bu takipte ipotek limitini aşan kısım yönünden sorumlu tutulamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü üzerine, sadece davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu bir itirazın iptali davasında, Bölge Adliye Mahkemesince asıl borçluya kat ihtarının tebliğ edilemediği gerekçesiyle 6098 sayılı Kanun'un 586/1. maddesi uyarınca müteselsil kefile başvuru koşullarının gerçekleşmediği ve bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırarak davanın reddine karar vermesinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6098 sayılı Kanun’un 586/1. maddesinin, her ne kadar emredici hüküm niteliğinde olsa da kamu düzenine ilişkin bir hüküm olmadığı ve davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 355. maddesi uyarınca kamu düzeni gerekçesiyle davacı aleyhine hüküm kurulmasının aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olması nedeniyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının müteselsil kefil olduğu kredi sözleşmesinde kefalet tarihini içeren şekil şartlarına uyulmaması nedeniyle kefalet sözleşmesinin geçersiz olup olmadığı ve davacı lehine verilen kısmi kabul kararının, sadece davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince bozulmasının aleyhe hüküm verme yasağına aykırılık oluşturup oluşturmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde Kanunen aranan şekil şartlarının bulunmaması halinde sözleşmenin geçersiz olacağı ve hakimin bunu re'sen göz önünde bulundurması gerektiği, ancak bu hususun kamu düzeninden olmadığı, davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığı durumda, sadece davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince davanın reddine karar verilmesinin aleyhe hüküm verme yasağını ihlal ettiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı kefillerin, davacı banka ile asıl borçlu arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında verilen teminat mektuplarının bedellerini depo etme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinin, kefilin asıl borçlunun borcunu ödememesi halinde sorumlu olmayı taahhüt ettiği bir sözleşme türü olduğu, somut olayda ise kefillerin, genel kredi sözleşmesinde açıkça teminat mektubu bedelini depo etme yükümlülüğü altına girmedikleri, bu yükümlülüğün asıl borçluya ait olduğu gözetilerek, davalı kefiller yönünden davanın reddine dair verilen direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kefilin, şekle aykırı kefalet sözleşmesinin geçerliliğini kabul etmesi durumunda, mahkemenin bu aykırılığı re'sen gözetip gözetmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde TBK m. 583’te aranan şekil şartlarına uyulmamasının sözleşmeyi kesin hükümsüz kıldığı, kefilin geçerlilik kabulünün bu hükümsüzlüğü ortadan kaldırmayacağı ve hâkimin bu durumu re'sen gözetmesi gerektiği değerlendirilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: İpotekle teminat altına alınmış kefalet borcu nedeniyle, alacaklı tarafından öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmadan genel haciz yoluyla takip başlatılıp başlatılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet borcunun da ipotekle teminat altına alındığı ve İİK'nın 45. maddesi gereğince, ipotekle teminat altına alınmış borçlar için öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması gerektiği gözetilerek, genel haciz yoluyla başlatılan takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yerel mahkeme kararının onanması bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yabancı para üzerinden düzenlenen bonoya dayalı takipte, alacaklının vade ile takip tarihi arasında işlemiş faizi yabancı para üzerinden talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Yabancı para borcunun takip tarihinde Türk Lirasına çevrilmesi ve takip talebinde vade ile takip tarihi arasında işlemiş faizin yabancı para üzerinden hesaplanarak Türk Lirası karşılığının belirtilmemesi nedeniyle, alacaklının artık yabancı para üzerinden faiz talep edemeyeceği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.