Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Tasfiye Halindeki Banka”
- Uyuşmazlık: Tasfiye halindeki bir banka aleyhine açılan tazminat davasında yargılama giderlerine ve harca ilişkin karar düzeltme talebinin infaza etkisi.
Gerekçe ve Sonuç: Tasfiye halindeki bankaların 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 140. maddesi gereğince yargılama harçlarından muaf olması gözetilerek, davalı bankadan yargılama harcı alınmasına ilişkin hükmün bozulmasına ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkrasının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vekalet ücreti alacağı istemine ilişkin davada, davalıların akdi vekalet ücreti ile karşı yan vekalet ücretinden hangi oranda sorumlu oldukları hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 05.10.2018 tarihli ve 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek, davalı vekil eden tasfiye halindeki bankanın hem akdi hem karşı yan vekalet ücreti alacağından, diğer davalıların ise yalnız karşı yan vekalet ücreti alacağından sorumlu olduğuna karar verilerek yerel mahkeme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında adi ortaklığın sona ermesiyle davacıya düşen kâr payının tespiti için, tasfiye prosedürünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Adi ortaklığın sona ermesiyle tasfiye aşamasına girilmesi gerektiği, tasfiyenin Türk Borçlar Kanunu'nun 642. ve devamı maddelerine göre yapılması gerektiği, mahkemece davalı tarafın ödeme iddialarının incelenmeden hüküm kurulduğu ve Özel Daire bozma kararında yer alan bir ifadenin maddi hataya dayandığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı ile davalı işveren arasındaki hukuki ilişkinin, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 8. maddesinde tanımlanan kapıdan satış sözleşmesi mi, yoksa 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 313-354. maddeleri arasında düzenlenen hizmet akdi mi olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, çalışma koşul ve süresini kendisinin belirlediği, davalı işverenin emir, talimat, denetimi ve gözetimi altında çalışmadığı, gelir elde edip etmemesinin tamamen kendi performansına bağlı olduğu, dolayısıyla taraflar arasında iş sözleşmesini karakterize eden bağımlılık unsurunun bulunmadığı ve ticari faaliyet risklerinin davacıya ait olduğu değerlendirilerek, yerel mahkemenin davacı ile davalı arasındaki ilişkiyi satış sözleşmesi kaynaklı olarak kabul eden direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Şikayetçi bankanın, icra takibinde ipotekli taşınmazı satın alması nedeniyle ödenmesi gereken icra tahsil harcından muaf olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 123/son maddesindeki istisnanın bankaların genel kredi sözleşmeleri ile müşterilerine kullandırdıkları kredilerin ödenmemesi nedeniyle açtıkları icra takiplerinde ödenmesi gereken yargı harçlarını kapsamadığı, ancak 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun Geçici 13. maddesi kapsamındaki bankaların 26.12.2003 tarihinden önce doğmuş belirli kredi alacakları için icra tahsil harcından muaf tutulabileceği gözetilerek, takip konusu kredi alacağının hangi tarihte doğduğunun tespiti için dosyanın esas icra takibinin yapıldığı icra müdürlüğünden getirtilerek incelenmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Terekenin tasfiyesi amacıyla, terekeye dahil edilmesi gereken alacak kalemlerinin davalı bankadan tahsili istemiyle açılan eda davasının reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan asli müdahilin, Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etme hakkı bulunmadığı gözetilerek temyiz istemi reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Vakıflar Bankası tarafından çeke dayalı olarak başlatılan icra takibine karşı borçlunun zamanaşımı def'i ile yaptığı şikayetin kabulü üzerine, banka tarafından yapılan temyiz üzerine, Özel Daire'nin bozma ilamına karşı direnme kararı verilmesi üzerine, uygulanacak zamanaşımı süresinin belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun, 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun ilgili hükümlerini yürürlükten kaldırmasına rağmen, fon ve hazine alacakları hakkındaki hükümlerin uygulanmasına devam edilmesini öngörmesi ve Vakıflar Bankası'nın alacağının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca 5411 sayılı Kanun'un geçici 16. maddesi ile fon lehine getirilen zamanaşımı hükümlerinin geçmişe etkili olduğunun belirtilmesi ve bu kapsamda takip konusu çekin keşide tarihinden itibaren 20 yıllık zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Çeke dayalı takipte uygulanacak zamanaşımı süresinin takip dosyasındaki son işlem tarihinden itibaren 6 ay mı yoksa Bankacılık Kanunu hükümleri gereğince çekin keşide tarihinden itibaren 20 yıl mı olduğu hususunda yaşanan hukuki anlaşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun, 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun bazı hükümlerini yürürlükte bıraktığı, Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş.'nin bu kapsamda olduğu, fon ve hazine alacaklarına ilişkin 20 yıllık zamanaşımı süresinin bu banka alacağı için de geçerli olduğu, ayrıca 5411 sayılı Kanun'un geçici 16. maddesi ile bu hükmün geçmişe etkili olduğunun açıkça belirtildiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma davasına bağlı olarak açılan mal paylaşımı davasında, artık değere katılma alacağı hesabı yapılırken kullanılacak kur tarihi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Artık değere katılma alacağı hesabında, tasfiye konusu malın karar tarihi itibariyle rayiç değerinin esas alınması gerektiği, önceki kararın bozulmasıyla değer güncelliğini yitirdiğinden bozma sonrası yeni karar tarihindeki değerin esas alınması gerekirken, eski tarihteki kura göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.