Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ticari İletişim Geliri”
- Uyuşmazlık: Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) paylarının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve davalı tarafından uygulanan iskontoların ticari iletişim gelirlerine dahil edilip edilmeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: RTÜK alacaklarının zamanaşımı ve uygulanacak zamanaşımı süresi konusunda Bölge Adliye Mahkemesi'nin yanılgılı değerlendirme yaptığı, 6112 sayılı Kanun'un 42/8. maddesiyle getirilen düzenleme öncesi ve sonrası için farklı zamanaşımı sürelerinin uygulanması gerektiği, idare mahkemesinde açılan davanın zamanaşımını kesen bir unsur olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalıya gönderilen icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, takibe konu kamu alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Takip konusu kamu alacağının vadesini takip eden yılbaşından itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, takibin bu sürenin dolmasından sonra yapıldığı ve davalının süresinde zamanaşımı def'inde bulunduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp davanın reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: RTÜK gelirlerinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebiyle ilgilidir.
Gerekçe ve Sonuç: 6112 sayılı Kanun'un 42/3. maddesindeki düzenlemenin yayın lisansının iptali ile birlikte ödenmeyen alacakların genel hükümlere göre tahsil edileceğini öngördüğü, ancak dava konusu olayda yayın lisansının iptal edilmediği, bu nedenle 6183 sayılı Kanun'un uygulanması gerektiği, ayrıca 04.07.2012 tarihinden önce ve sonra doğan alacaklar için farklı zamanaşımı sürelerinin uygulanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından imzalandığı iddia edilen taahhütnamedeki imzanın davalıya ait olup olmadığı ve bu hususta tanık beyanlarının hükme esas alınıp alınamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece aldırılan bilirkişi raporuyla imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunda kanaate varılamaması üzerine HUMK m. 309 gereğince dinlenen tanıkların beyanlarının davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu, tanıkların da imzanın davalı tarafından atıldığını beyan etmeleri karşısında taahhütname altındaki imzanın davalıya ait olduğunun kabulü gerektiği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin iletişim hizmetlerinde yaşanan aksaklıklar nedeniyle davacı şirketlerin uğradığı maddi zararın miktarı ve kusur oranının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporları arasında davacı şirketin zarar miktarı ve kusur oranı konusunda çelişkiler bulunması ve mükerrer fatura iddiasına ilişkin inceleme yapılmaması nedeniyle eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İşverenin işletmesel karar gerekçesiyle işçilerin yol ücretini tek taraflı olarak kaldırması sonucu düzenlenen müfettiş raporunun iptali talebinin reddi üzerine, kararın temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca iş sözleşmesi ve eki niteliğindeki kaynaklar veya işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı değişikliklerin işçinin yazılı onayı olmadan yapılamayacağı gözetilerek, işverenin tek taraflı olarak yol ücretini kaldırmasının hukuka aykırı olduğu ve müfettiş raporunun bu yönde düzenlenmesinin yasal olduğu değerlendirilerek, istinaf mahkemesinin kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Murisin sağlığında yaptığı taşınmaz temliklerinin muvazaalı olup olmadığı, davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteminin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların değerinin tespitinde kullanılan bilirkişi raporunda emsal taşınmazlara yer verilmemesi ve itirazlar üzerine düzenlenen ek raporda da bu eksikliğin giderilmemesi, taşınmazların değerinin doğru tespit edilememesi sonucunu doğurduğundan, hükmün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar ... ve ...'in, tutuklu şüphelilerin tahliyesine karar vermeleri nedeniyle silahlı terör örgütüne üye olma ve görevi kötüye kullanma suçlarından mahkum edilmelerine ilişkin temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü liderinin talimatı doğrultusunda, hiyerarşik yapısına dahil oldukları ByLock iletişim sistemini kullanarak ve hukuka aykırı kararlar vererek örgütün amaçlarını gerçekleştirmelerine hizmet etmeleri ve tutuklu şüphelilere haksız menfaat sağlamaları gözetilerek, silahlı terör örgütüne üye olma ve görevi kötüye kullanma suçlarından mahkumiyet hükümleri onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın komisyon karşılığı düzenleyip verdiği sahte müstahsil makbuzlarını kullanan kişilerin destekleme primi alması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyip işlemediği, işlediği kabul edilirse suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı, sanığın bu suça iştirak derecesinin ne olduğu, TCK'nın 158/1-f maddesindeki adli para cezası düzenlemesinin uygulanması ve yerel mahkemenin gün belirlemeden doğrudan adli para cezası tayin etmesinin doğru olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, gerçek bir ticari faaliyeti olmaksızın komisyon karşılığı sahte müstahsil makbuzu düzenleyerek, başkalarının haksız destekleme primi almasını sağlamasının nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, bu suça yardım eden sıfatıyla iştirak ettiği, TCK'nın 158/1-f maddesindeki adli para cezası miktarının suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı hükmünün temel ceza belirlenirken uygulanması gerektiği ve yerel mahkemenin gün belirlemeden doğrudan adli para cezası belirlemesinin hukuka aykırı olması nedeniyle yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın silahlı terör örgütü mensuplarına erzak, yaşam malzemesi ve çeşitli ihtiyaçlarını temin etmesi eyleminin, silahlı terör örgütüne yardım suçunu mu, yoksa terörün/terörizmin finansmanı suçunu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık tarafından terör örgütü mensuplarına temin edilen malzemelerin, 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'un 2. maddesinin (c) bendinde tanımlanan "fon" kapsamında olduğu ve bu eylemin aynı Kanun'un 4. maddesinde düzenlenen terörizmin finansmanı suçunu oluşturduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın silahlı terör örgütü mensuplarına erzak ve yaşam malzemesi temin etme eyleminin, silahlı terör örgütüne yardım suçunu mu yoksa terörizmin finansmanı suçunu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın örgüt mensuplarınca verilen para ile satın aldığı malzemelerin satış bedelinin verilen parayla karşılanmaması üzerine kendi cebinden ilave ettiği paranın da fon kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle eylemin terörizmin finansmanı suçunu oluşturduğu gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine ve hükmün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı belediyenin, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi nedeniyle davacı tüketicinin uğradığı zararlardan sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Belediyenin, inşaat projesinin tanıtım faaliyetlerindeki yoğun katılımı nedeniyle davacıda haklı bir güven oluşturduğu ve bu sebeple güven sorumluluğu kapsamında sorumlu olduğu gözetilerek, davalı belediyenin karar düzeltme talebi reddedilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.