Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Uluslararası Karayolu Taşımacılığı”
- Uyuşmazlık: Yolcuların taşımacılık faaliyeti sırasında oluşan kazalardan kaynaklanan zararlarının tazmininde, zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı arasındaki sorumluluk sırası ve davalının sorumluluğunun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Karayolu Taşıma Kanunu ve ilgili genel şartlar uyarınca, yolcu zararlarında öncelikle zorunlu karayolu taşımacılık sigortasının, limit aşımı halinde sırasıyla zorunlu trafik sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortasının devreye girdiği gözetilerek, mahkemenin bu sıralamayı dikkate almadan hüküm kurması nedeniyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Uluslararası karayolu taşımacılığında alıcının iflası nedeniyle yükün teslim edilememesi sebebiyle taşıyanın sorumluluğunun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Alıcının iflasının CMR’nin 15. maddesi kapsamında teslim engeli teşkil etse de, davalı taşıyıcının davacıdan usulüne uygun talimat almadığı ve ihbar yükümlülüğünü CMR’nin 15. maddesinde öngörülen şekilde yerine getirmediği gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Karayoluyla uluslararası eşya taşımacılığında, alt taşıyıcının teslimdeki gecikmesinden dolayı asıl taşıyıcının göndericiye ödemediği navlun bedelinin alt taşıyıcıdan talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: CMR Konvansiyonu'nun 30/3. maddesi uyarınca, alıcının teslim tarihinden itibaren 21 gün içinde gecikmeyi yazılı olarak taşımacıya bildirmemesi halinde tazminat hakkının düşeceği, bu durumda asıl taşıyıcının alt taşıyıcıya rücu hakkının da bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: CMR Konvansiyonu kapsamında uluslararası karayolu taşımacılığı sırasında zarar gören malların bedelinin ödenmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Taşıyıcının yükümlülüklerine aykırı davranarak malların hasar görmesine sebebiyet verdiği ve davacının zararının tespit edildiği gözetilerek, yerel mahkemenin tazminata hükmeden kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Uluslararası karayolu taşımacılığı (CMR) sözleşmesine göre taşınan malın hasar görmesi nedeniyle oluşan zararın miktarının tespiti ve tazminatın hesaplanması.
Gerekçe ve Sonuç: CMR sözleşmesinin 23. ve 27. maddeleri uyarınca tazminatın, yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki değeri üzerinden, eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8.33 SDR hesap birimini aşmayacak şekilde hesaplanması ve faizin ödeme isteğinin yazılı olarak taşımacıya gönderildiği tarihten itibaren yıllık %5 üzerinden işlemesi gerektiği gözetilerek, mahkemenin tazminat miktarını ve faizini buna göre belirleyen direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Uluslararası karayolu eşya taşımacılığında (CMR), üst taşıyıcının alt taşıyıcıya rücu ettiği tazminat alacağı için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, rücu talebine esas teşkil eden mahkeme kararının kesinleşme tarihinin tespiti ve zamanaşımı.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın, üst taşıyıcı ile taşıtan arasındaki davada verilen ve üst taşıyıcının temyizden feragat ettiği kararın kesinleşme tarihinin, feragat tarihi değil, karar düzeltme yolu da tüketildikten sonraki tarih olduğu, bu tarihten itibaren CMR'ye göre bir yıllık zamanaşımı süresinin hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: CMR Konvansiyonu'na tabi uluslararası karayolu taşımacılığında, gönderici tarafından yapılan yükleme ve istiflemede meydana gelen hasardan taşıyıcının ve CMR sigortacısının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Gönderici tarafından yapılan yükleme ve ambalajlamada taşıyıcının CMR Konvansiyonu'nun 17/4. maddesi uyarınca sorumlu tutulamayacağı ancak, malın emniyetli taşınması için gerekli tedbirleri alma ve nezaret etme yükümlülüğünün bulunduğu, bu yükümlülüğe aykırı davranması halinde Borçlar Kanunu'nun 44. maddesi gereğince kusurlu sayılacağı, diğer taraftan CMR sigortacısının ise, poliçede hasarın istifleme hatasından kaynaklanması halinde sorumluluğu bulunmadığı hükmüne yer verilmesi sebebiyle sorumlu olmadığı gözetilerek, direnme kararı taşıyıcı yönünden bozulmuş, sigortacı yönünden onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı işveren tarafından ödenen trafik cezalarının davacı şoföre rücu edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı işverenin, ikinci sürücü bulundurma yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle davacı şoförün kesintisiz sürüş süresini aşmasına neden olduğu, bu nedenle trafik cezasında davacı şoförün kusurunun bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıya ait Irak'taki bir işyerinde çalışan davacının işçilik alacakları davasında, taraflar arasında imzalanan yurt dışı hizmet sözleşmesindeki hukuk seçimi maddesi gereğince Irak hukukunun mu yoksa Türk hukukunun mu uygulanacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında imzalanan yurt dışı hizmet sözleşmesinde, uyuşmazlık halinde Irak hukukunun uygulanacağına dair açık bir hukuk seçimi maddesi bulunduğu, davacının tüm çalışma süresini Irak'ta geçirdiği ve mutad işyerinin Irak olduğu gözetilerek, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 27. maddesinin birinci fıkrası uyarınca Irak hukukunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının yurt dışında bulunan işyerlerinde çalışan davacının işçilik alacakları davasında, uygulanacak hukukun Türk Hukuku mu yoksa yabancı hukuk (Afganistan ve Rusya hukuku) mu olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında imzalanan yurt dışı hizmet akitlerinde uygulanacak hukukun çalışılan ülke hukuku olduğuna dair açık bir hukuk seçimi yapılmış olması ve bu seçimlerin 5718 sayılı Kanun'un 27. maddesi kapsamında geçerli olması gözetilerek, yerel mahkemenin Türk Hukuku'nun uygulanmasına dair direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.