Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Vekil sıfatıyla sözleşme imzalama”
- Uyuşmazlık: Kiracı, iş yerindeki ısınma sorunları nedeniyle kiraya verenden tazminat talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin kira sözleşmesini vekil sıfatıyla imzalaması nedeniyle davalı şirketin kiraya veren sıfatı bulunmadığı, davacılar vekilinin de cevaba cevap dilekçesinde davalı şirket isminin sehven hatalı gösterildiğini beyan etmiş olmasına rağmen mahkemece bu husus değerlendirilmeksizin yargılamaya devam edilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 25.11.1996 tarihli sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkta, hakem kararına karşı HUMK hükümlerine göre temyiz yoluna mu gidileceği yoksa 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu'na göre iptal davası açılacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmenin 4686 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden önce akdedilmiş olması, sözleşmede 4686 sayılı Yasa'nın uygulanacağına dair açık bir hüküm bulunmaması, sözleşmede tahkim usulünün HUMK hükümlerine göre düzenlenmiş olması ve sonradan düzenlenen görev belgesinin taraf vekillerince imzalanmış olsa da vekillerin sözleşmeyi değiştirme yetkisinin bulunmaması gözetilerek, uyuşmazlığın HUMK hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği ve hakem kararına karşı temyiz yoluna gidilebileceği sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İtirazın kaldırılması davasında, davalı kiracının icra takibine itirazında bulunmadığı kiralayan sıfatına, yargılama aşamasında itiraz edip edemeyeceği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: İcra ve İflas Kanunu'nun 63. maddesi gereğince, borçlunun itirazın kaldırılması davasında, icra takibine yaptığı itiraz sebeplerini değiştiremeyeceği ve genişletemeyeceği, davalı kiracının kira sözleşmesini imzalayan davacı alacaklının kiralayan sıfatına itiraz etmemiş olması nedeniyle bu hususun kesinleştiği ve yargılamada ileri sürülen bu savunmanın dikkate alınamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Apartmana ait hidrofor için yapılan su aboneliği sözleşmesinde, sözleşmeyi imzalayan kişinin yönetici sıfatı belirtilmediği için, sözleşmeden kaynaklanan borçtan dolayı şahsen sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Abonelik sözleşmesinin hidrofor gibi ortak kullanıma konu bir tesisat için yapıldığı, abonelik dosyasının içeriğinden ve yapılan işlemlerden davalının o dönemde apartman yöneticisi olduğunun ASKİ tarafından bilinebilir olmasının, davalının şahsi sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle, davanın husumet nedeniyle reddine dair direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı yüklenicinin, apartman yönetimi ile yaptığı sözleşme kapsamında tamamlanan iş bedelini, sözleşmenin tarafı olmayan bağımsız bölüm malikinden isteyip isteyemeyeceği hususunda husumet itirazının değerlendirilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 35. ve 38. maddeleri uyarınca, yöneticinin kat maliklerinin vekili sıfatıyla yaptığı sözleşmelerin kat malikleri adına ve hesabına hukuki sonuç doğurduğu, dolayısıyla yüklenicinin iş bedelini doğrudan kat malikinden talep edebileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin, davalı şirketle arasında imzalandığını iddia ettiği eser sözleşmesinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkin davada, davalı şirketin sözleşmenin tarafı olmadığı iddiasıyla husumet itirazında bulunması üzerine akdi ilişkinin ispatı ve davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddinin yerinde olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ve davalı tarafından sunulan sözleşmelerin farklı kişiler adına düzenlenmiş olması ve davacı tarafından sunulan sözleşme aslının istenmemiş olması nedeniyle, HMK'nın 216/1. maddesi uyarınca davacıdan sözleşme aslının istenmesi ve HMK'nın 208. maddesi uyarınca sözleşmelerin geçerliliği, imzalar ve tarafların beyanları değerlendirilerek husumet konusunun açıklığa kavuşturulması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Vekil sıfatıyla kira sözleşmesini imzalayan kişinin, kendi adına düzenlediği temerrüt ihtarnamesine dayanılarak tahliye kararı verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Vekilin, müvekkili adına kira sözleşmesini imzalayabilmesi gibi, yine müvekkili adına temerrüt ihtarnamesi de gönderebileceği ve bu ihtarnameye dayanılarak tahliye kararı verilebileceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmış ancak temerrüt için gerekli diğer koşulların incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Devre mülk sözleşmeleri ve senetlerinin iptali ile ödenen bedelin iadesi talebine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirkete ödeme yapıldığı, organik bağın bulunduğu, tapu devri ile sözleşmenin geçerli hale geldiği ancak davacı tarafından tesisin kullanıldığına dair delil bulunmadığı ve zilyetliğin devrinin de ispatlanamadığı gözetilerek davacının cayma hakkını kullandığından sözleşmenin iptali yönündeki yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vekilin, vekil edenlerin taşınmazını düşük bedelle kardeşine satması sebebiyle vekâlet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı ve alıcının iyi niyetli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Vekilin, vekil edenlerin menfaatlerini gözetmeksizin taşınmazı gerçek değerinin çok altında bir bedelle kardeşine satması ve alıcının da bu durumu bilmesi gerektiği gözetilerek vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı ve alıcının kötü niyetli olduğu değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı, dava konusu taşınmazda kiracı sıfatının tespitini talep etmiş, davalı ise kira sözleşmesinin geçerli olmadığını iddia etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kira sözleşmesinin aslını ibraz edememesi ve yıllık kira bedeli nedeniyle tanık dinlemenin mümkün olmaması, davacının kiracılık iddiasını ispatlayamaması sonucunu doğurduğundan, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.