Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yürürlük Tarihi”
- Uyuşmazlık: Davacının 11.03.1981 tarihini sigorta başlangıç tarihi olarak kabul ederek 1479 sayılı Kanun'dan yararlanma ve emeklilik hakkı tespiti talebinde bulunması üzerine, davalı Kurum'un hukuki yarar ve tescil sürelerine aykırılık iddiasıyla açılan tespit davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında sigorta başlangıcı tespiti talebinde hukuki yararının bulunmadığı, hâkimin HMK’nın 31. maddesi gereğince davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında davacının talebini açıklığa kavuşturması gerektiği, ayrıca 1479 ve 5510 sayılı Kanunlarda belirtilen tescil sürelerine uyulmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, davalı işyerinde yürürlükte olan geriye etkili toplu iş sözleşmesi hükümlerinden hangi tarihten itibaren yararlanabileceği ve buna bağlı olarak fark alacaklara hak kazanıp kazanamadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Geriye etkili toplu iş sözleşmesinden yararlanmak için işçinin sözleşmenin hem imza tarihinde hem de yürürlük tarihinde sendika üyesi ve işyerinde çalışıyor olması gerektiği, davacının ise sözleşmenin yürürlük tarihinden sonra sendikaya üye olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, davalı işyerinde yürürlükte olan geriye etkili toplu iş sözleşmesi hükümlerinden hangi tarihten itibaren faydalanacağı ve buna bağlı olarak fark alacaklara hak kazanıp kazanamadığına ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Geriye etkili toplu iş sözleşmesinden yararlanmak için işçinin sözleşmenin yürürlük tarihinde işyerinde çalışıyor ve sendikaya üye olması gerektiği, davacının ise sözleşmenin imza tarihinden önce sendikaya üye olduğu ancak yürürlük tarihinde üye olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sürücünün tam kusuruyla ölümlü tek taraflı trafik kazasında, ölenin desteğinden yoksun kalanların, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Zorunlu mali sorumluluk sigortasının, işletenin KTK m.85/1'deki sorumluluğunu üstlendiği, işletenin ve işleten adına aracı kullanan sürücünün işletene göre üçüncü kişi sayılamayacağı, destek şahsın kusuruna denk gelen zararların da Genel Şartlar A.6. (d) maddesi gereğince teminat dışında kaldığı, dolayısıyla sigortacının sorumluluğunun sigortalının sorumluluğu ile sınırlı olduğu ve davacıların desteklerinin tam kusuruyla ölümü nedeniyle sigortacıdan tazminat talep edemeyecekleri gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, davalı işyerinde yürürlükte olan geriye etkili toplu iş sözleşmesi hükümlerinden hangi tarihten itibaren faydalanabileceği ve buna bağlı olarak fark alacaklara hak kazanıp kazanamadığı noktasında çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Geriye etkili toplu iş sözleşmesinden yararlanmak için işçinin sözleşmenin yürürlük tarihinde o işyerinde çalışıyor ve sendikaya üye olması gerektiği, davacının ise sendikaya üyelik tarihinden itibaren sözleşme hükümlerinden yararlanabileceği gözetilerek mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, davalı işyerinde yürürlükte olan geriye etkili toplu iş sözleşmesi hükümlerinden hangi tarihten itibaren faydalanabileceği ve buna bağlı olarak toplu iş sözleşmesinden kaynaklı fark alacaklara hak kazanıp kazanamadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Geriye etkili toplu iş sözleşmesinden yararlanmak için işçinin sözleşmenin yürürlük tarihi ile imza tarihi arasında hem sendika üyesi hem de işyerinde çalışıyor olması gerektiği, davacının ise toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden önce sendikaya üye olması sebebiyle sözleşmeden üyelik tarihinden itibaren faydalanabileceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bağ-Kur sigortalısının basamak satın alma yoluyla yükselttiği basamaklar dikkate alınarak hesaplanması gereken yaşlılık aylığının miktarının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 4956 sayılı Yasa’nın geçici 2. maddesiyle basamak satın alma imkanından yararlanan sigortalıların yaşlılık aylığının, 31.12.1999 tarihindeki fiili basamakları değil, satın alınan basamaklar da dikkate alınarak hesaplanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına, ancak işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, davalı işyerinde yürürlükte olan geriye etkili toplu iş sözleşmesi hükümlerinden hangi tarihten itibaren faydalanabileceği ve buna bağlı olarak fark alacaklara hak kazanıp kazanamadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Geriye etkili toplu iş sözleşmesinden yararlanmak için işçinin sözleşmenin yürürlük tarihinde işyerinde çalışıyor ve sendika üyesi olması gerektiği, somut olayda davacının sendikaya üyelik tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ayrıca ücret zamlarının belirlenmesine ilişkin talebin eda davasında çözülmesi gereken bir ön sorun olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ölüm aylığına hak kazanılması için gerekli sigortalılık süresinin belirlenmesine ilişkin yasal düzenlemelerin yürürlük tarihlerinin tespiti ve uygulanması.
Gerekçe ve Sonuç: 4956 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile 1479 sayılı Kanun'da öngörülen ölüm aylığına hak kazanmak için gerekli sigortalılık süresinin 3 yıldan 5 yıla çıkarıldığı, bu düzenlemenin 5389 sayılı Kanun ile 02.08.2003 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girdiği ve murisin ölüm tarihi itibariyle 5 yıllık sigortalılık süresini doldurmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin ölüm aylığına hak kazanıldığı yönündeki direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, çalıştığı alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakları talep ettiği davada, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanma şartlarını sağlayıp sağlamadığı, davalının bu alacaklardan sorumlu olup olmadığı ve alacakların hesaplanma döneminin doğru belirlenip belirlenmediği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmesi için gerekli olan sendika üyelik tarihi ve işverene bildirim tarihinin, toplu iş sözleşmesinin imza ve yürürlük tarihlerine göre değerlendirilmesi gerektiği, davacının ilk toplu iş sözleşmesinin imza ve yürürlük tarihinden sonra sendikaya üye olduğu ve üyeliğinin işverene bildirildiği anlaşıldığından, davacının bu sözleşmeden ve art etkisinden yararlanamayacağı, ikinci toplu iş sözleşmesi bakımından ise yararlanma şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 27.11.2000 tarihinde 506 sayılı Kanun'a tabi sigortalılığı başlayan davacının, 1.9.1989-30.11.1989 tarihleri arasındaki vergi kaydına istinaden 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık başlangıç tarihinin 01.09.1989 olarak tespit edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 4.10.2000 tarihinden önce 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık tescili ve prim ödemesi bulunmadığı ve 27.11.2000 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun'a tabi zorunlu sigortalı olduğu gözetilerek, 1479 sayılı Kanun'un 4956 sayılı Kanun ile eklenen geçici 18. maddesi kapsamında geriye dönük sigortalılık tesciline olanak bulunmadığından direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.