Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yıllık İzin Kullanımı”
- Uyuşmazlık: Davacının işçilik alacakları davasında, ücret, fazla mesai ve yıllık izin alacaklarının hesabında esas alınacak ücretin tespiti, fazla mesai ücretinin hesaplanması ve yıllık izinlerin kullandırılıp kullandırılmadığı hususlarında direnme kararı ile Özel Daire bozma kararı arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının ücretinin bordrolardaki ücret değil, tanık beyanları ve emsal ücret araştırmasıyla belirlenen ücret olarak kabul edilmesi gerektiği, fazla çalışma ücretinin imzalı bordrolarda belirtilen saatler üzerinden değil, tanık beyanlarıyla sabit olan fiili fazla çalışma saatleri üzerinden hesaplanması gerektiği, yıllık izinlerin ise işverence usulüne uygun olarak kullandırıldığının ispatlanamadığı gözetilerek, Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunarak bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı işveren nezdinde çalıştığı dönemde kullanmadığını iddia ettiği yıllık izin ücretlerine hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı işçinin, çalıştığı dönemdeki izinlerini kullandığına dair belgeyi imzaladığı, yetkili makam olarak onayladığı ve ayrıca emeklilik sonrası ödenen yıllık izin ücreti karşılığında davalı bankayı ibra ettiğinin tespit edilmesi üzerine, davacının yıllık izin ücreti alacağının bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, işveren tarafından haksız yere iş akdinin feshedilmesi nedeniyle kıdem, ihbar, fazla mesai, yıllık izin, hafta tatili ve bayram/genel tatil ücretleri alacaklarına ilişkin açtığı belirsiz alacak davasında, mahkemece hükmedilen faiz başlangıç tarihi ve yıllık izinlerin kullanılıp kullanılmadığının tespiti uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Belirsiz alacak davasında faizin dava tarihinden itibaren işlemesi gerektiği, yıllık izin kullanımı hususunda ise davalı tarafından sunulan izin formlarının yıllık izin kullanıldığının ispatı için tek başına yeterli olmadığı ve davacının bu konudaki beyanının da alınması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Asıl işveren-alt işveren ilişkisinde, işçinin yıllık izin ücreti alacağı davasında, mahkemenin alt işveren kayıtlarını getirterek araştırma yapmasının gerekli olup olmadığı ve ispat yükünün kimde olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı asıl işverenin, mahkemece verilen kesin süre içerisinde alt işverenlerdeki işçi özlük dosyası ve iş yeri kayıtlarına dayandığı, davacının da yaklaşık 8 yıllık çalışma süresince hiç yıllık izin kullanmamış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davanın 1086 sayılı HUMK döneminde açıldığı ve bu dönemde davalının delillerini bildirmiş olduğu gözetilerek, davacıya tamamlayıcı yemin verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davanın, zamanaşımı, hizmet süresi, ücret seviyesi, giydirilmiş ücretin tespiti, yıllık izinlerin kullanımı ve ücreti, mahsup, eksik ücret alacağı ve vekâlet ücretine ilişkin hususları kapsaması.
Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesince, yıllık izin ücretlerinin mahsubu yapılırken davacının izin tahakkuklarının yapıldığı tarihte Türkiye'de olup olmadığının ve bu dönemlere ait ücretlerin ödenip ödenmediğinin araştırılmadan eksik incelemeyle hüküm kurulduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin yıllık izin ücretinin hesabında, kullanılan yıllık izin sürelerinin doğru belirlenip belirlenmediğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının ilk çalışma yılında 20 gün yıllık izin kullandığına dair beyanı ve belgelere dayalı olarak tespit edilen 34 günlük izin kullanımının toplam 54 gün üzerinden hesaplama yapılmasını gerektiği halde, mahkemece sadece 34 günlük izin kullanımı esas alınarak hüküm kurulması hatalı görülerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı, davacının kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının bulunup bulunmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 854 sayılı Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesindeki fazla çalışma ücretinin hesaplanmasına ilişkin açık hüküm ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesindeki düzenleme arasında çatışma olmadığı, 854 sayılı Kanun'un 48. maddesindeki "saklı haklar" hükmünün, Deniz İş Kanunu'ndan sonra yürürlüğe giren genel bir kanun hükmüne öncelik tanıdığı şeklinde yorumlanamayacağı ve davacının yıllık izin kullanımı hususunda ispat yükünün tam olarak yerine getirilmediği değerlendirilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının yıllık ücretli izin, kömür ücreti ve ilave tediye alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, hak kazanmışsa hesaplanması ve ödenip ödenmediği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı işverenin yönetim kurulu kararında davacı işçinin kömür alacağını ikrar etmesiyle zamanaşımını kestiği, iş sözleşmesinde yıllık izin süresinin 30 gün olarak belirlendiği ve davalı şirketin belediyeye bağlı bir şirket olması sebebiyle ilave tediye ödemekle yükümlü olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin iş sözleşmesinin feshi nedeniyle kıdem, ihbar, yıllık izin ve fazla mesai alacaklarına ilişkin açtığı davada, yıllık izin alacağının hesaplanmasında eksik inceleme yapılıp yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının beş yıldan fazla çalıştığı işyerinde hiç yıllık izin kullanmamış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olması ve hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü gözetilerek, davacının yıllık izin kullanımı konusunda beyanının alınması ve sonucuna göre yeniden değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 20 yıllık çalışma süresi boyunca sadece 68 gün yıllık izin kullanmış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olması ve hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü gereği davacının çalışma süresi boyunca kullandığı yıllık izin gün sayısının tespiti gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6111 sayılı Kanun uyarınca başka bir kuruma nakledilen işçinin, nakil öncesi döneme ait yıllık izin ücretini talep edebilmesi için iş sözleşmesinin sona ermiş olması şartının gerçekleşip gerçekleşmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 6111 sayılı Kanun uyarınca yapılan nakil işleminin iş sözleşmesini sona erdirmediği, aksine iş sözleşmesinin devri niteliğinde olduğu ve bu nedenle işçinin nakil öncesi döneme ait yıllık izin ücretini talep edebilmesi için gerekli olan iş sözleşmesinin feshi şartının gerçekleşmediği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının yıllık izin ücret alacağı talebine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Dairemizin önceki bozma ilamına uyularak davacının yıllık izin kullanımı konusunda beyanının alındığı ve buna göre hesaplanan yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alındığı, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.