Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yıllık Nafaka Miktarı”
- Uyuşmazlık: İştirak nafakasının artırılması talebiyle açılan davada, yerel mahkemenin belirlediği nafak miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ve temyiz sınırının nasıl hesaplanacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Nafaka davalarında temyiz sınırının belirlenmesinde yıllık nafaka miktarının esas alınması gerektiği ve somut olayda hükmedilen nafak miktarının hakkaniyete uygun olmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yoksulluk nafakasının kaldırılması davasında verilen hükme karşı yapılan temyizin miktar itibariyle kanun yoluna kabil olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yıllık nafaka miktarının, temyiz edilebilirlik sınırının altında kalması ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin hüküm oluşması gözetilerek temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma protokolünde belirlenen iştirak nafakası miktarının ve artış oranının azaltılıp azaltılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Nafaka yükümlüsünün iş sözleşmesini kendi isteğiyle feshetmesine rağmen mali durumunda bir bozulma olmadığı ve çocuğun ihtiyaçları gözetilerek iştirak nafakası miktarının azaltılmasına ilişkin talebin reddine, ancak yıllık %20 artış oranının ileride nafaka yükümlüsünün ekonomik olarak zorlanmasına yol açabileceği gerekçesiyle artış oranının TÜFE-TEFE oranına çevrilmesine ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davası kapsamında açılan tedbir nafakası talebinin reddine ilişkin kararın temyiz edilebilirliği.
Gerekçe ve Sonuç: Yıllık nafaka miktarının temyiz sınırı altında kalması ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz edilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin tedbir nafakası talebini reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma protokolünde, müşterek çocuğun giderleri için peşin para ödenmesi ve tarafların birbirlerinden nafaka talebinde bulunmayacaklarının kararlaştırılmasına rağmen, yıllar sonra çocuk için iştirak nafakası talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İştirak nafakasının çocuğun korunmasına yönelik olup kamu düzenine ilişkin olduğu, boşanma protokolünde kararlaştırılan peşin ödemenin iştirak nafakası yerine geçmeyeceği, tarafların ekonomik durumlarındaki değişiklik ve çocuğun ihtiyaçlarındaki artış da gözetilerek, hakkaniyet ilkesi gereğince iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakasının miktarının indirilmesi ve babanın protokol ile kabul ettiği okul giderlerinin ödenmesi yükümlülüğünün kaldırılması taleplerinin hukuki dayanağının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Boşanma protokolünde yer alan nafaka miktarının ÜFE oranındaki artış nedeniyle güncellenen miktarının aşırı yük getirdiği ve babanın ekonomik durumunda değişiklik olduğu gözetilerek nafakada indirime gidilmesi uygun görülmüş, ancak babanın boşanma protokolü ile kabul ettiği okul giderleri yükümlülüğünün kaldırılmasının sözleşmeye bağlılık ilkesine ve hakkaniyete aykırı olması nedeniyle bu talebin reddine karar verilerek, direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı lehine hükmedilen yardım nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ve davanın kısmen kabulünün yerinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve günün ekonomik koşulları gözetilerek davacı yararına takdir edilen yardım nafakası miktarının az olduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun bir miktarda nafaka takdir edilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının nafakaya hükmedilen miktar yönünden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yoksulluk nafakasının kaldırılması davasında, yerel mahkemenin direnme kararının temyiz edilebilirliği.
Gerekçe ve Sonuç: Nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde yıllık nafaka miktarının esas alınması ve direnme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan 5219 sayılı Kanun'un belirlediği temyiz sınırının altında kalınması nedeniyle, direnme kararı kesin olarak kabul edilerek davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya karar verilip, velayet, nafaka miktarı ve nafakalara yıllık artış uygulanıp uygulanmayacağı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarının azlığı ve nafakalara yıllık artış uygulanıp uygulanmayacağına dair karar verilmemiş olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının nafakaların miktarı ve yıllık artış yönünden bozulmasına, diğer yönlerden ise onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Nafaka artırımı davasında, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının yetersizliği nedeniyle Yargıtay'ca bozma kararı verilmesinden sonra, ilk derece mahkemesince yeniden belirlenen iştirak nafakası miktarının yeterli olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, Yargıtay'ın bozma kararında belirtilen ilkeler ve çocuğun ihtiyaçları doğrultusunda yeterli miktarda iştirak nafakasına hükmetmediği, özellikle hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha yüksek bir nafaka miktarı belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının iştirak nafakası miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının reddine ilişkin kararda, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin miktarının usul ve yasaya uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 9. ve 13. maddeleri uyarınca, nafaka davalarında hükmedilen vekalet ücretinin reddedilen nafaka miktarını geçemeyeceği gözetilerek, İlk Derece Mahkemesinin davalı lehine hükmettiği vekalet ücretinin, reddedilen bir yıllık nafaka miktarından fazla olması nedeniyle karar, sonuca etkili olmamak üzere bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.