Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yargılama Yasağı”
- Uyuşmazlık: Davalı tarafın, esasa cevap süresi içerisinde ileri sürmediği zaman aşımı def'ini, sonradan ıslah yoluyla ileri sürüp süremeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Zamanaşımı def'inin maddi hukuktan kaynaklanan bir def'i ve savunma aracı olup, davanın başında ileri sürülmesi gerektiği, ancak unutma vb. nedenlerle zamanında ileri sürülememiş olması halinde ıslah yoluyla ileri sürülebilmesinin ve HUMK m. 202/3 ve m. 482'de ıslahın savunmanın genişletilmesi yasağına istisna olarak düzenlenmesinin de bu yönde yorumlanması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hüküm kurulurken hesap hatası yapılarak fazla ceza tayin edilmesi nedeniyle bozulan hükmün, Yargıtay tarafından düzeltilerek sonuçlandırılabileceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında verilen cezada hesap hatası yapılarak fazla ceza tayin edilmesi nedeniyle bozma kararı verilmesi gerektiği, ancak bu hatanın düzeltilmesiyle sanığa daha az ceza verileceği ve yeniden yargılama yasağı da gözetilerek, hükmün Yargıtay tarafından düzeltilerek sonuçlandırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hapis cezası verildikten sonra adli para cezasına çevrilmesinin TCK 50/2’ye aykırı olması nedeniyle kanun yararına bozma kararı verilen bir olayda, yerel mahkemede yeniden yargılama yapılıp yapılmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkumiyet hükmünün kanun yararına bozulmasının sanık aleyhine sonuç doğurmaması gerektiği ve hükmün esasına ilişkin bir aykırılık nedeniyle TCK’nın 309/4. maddesindeki hallerden birinin uygulanamayacağı gözetilerek hükmün, CMK 309/3 uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında daha az ceza verilmesini gerektirmesi halinde, lehe olan cezaya Yargıtay Özel Dairesi'nce mi yoksa yerel mahkemece mi hükmedileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 309/4-d maddesi uyarınca, bozma nedeni hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ilgili ceza dairesince doğrudan hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve dosyanın hukuka aykırılığın giderilmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının, aynı fiilden dolayı daha önce verilmiş kesinleşmiş bir hüküm bulunması nedeniyle kanun yararına bozulması üzerine, CMK'nın 309/4-a mı yoksa 309/4-d maddesi uyarınca mı işlem yapılacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında aynı fiilden dolayı daha önce açılan davada tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmiş ve bu karar kesinleşmiş olup, TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının durma kararının hukuki sonuçlarını doğurduğu, bu kararın davanın esasını çözmeyen bir karar niteliğinde olduğu ve CMK m.223/7 hükmü gereği davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, Özel Dairenin CMK'nın 309/4-a maddesi uyarınca kararı bozması ve dosyanın mahalline gönderilmesi isabetli bulunmuş ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçen davacının ücretinin tespiti, fark alacak talepleri, savunmanın genişletilmesi yasağı, arabuluculuk şartı ve yargılama giderlerine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın açılmasından önce arabuluculuk faaliyeti gerçekleştirilmiş olmasına rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamanın arabuluculuk faaliyetinin son tutanağından önceki tarihi kapsaması ve mahkemenin arabuluculuk giderinin tamamını davalıya yüklemesi hatalı bulunarak bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İtiraz mercii kararının Yargıtay tarafından aleyhe sonuç doğurmamak üzere bozulmasının ardından, merciince verilen yeni kararın hukuki sonuç doğurup doğurmadığı ve bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire’nin itiraz mercii kararını CMK’nın 309/4-c maddesi uyarınca “aleyhe sonuç doğurmamak üzere” bozması ve yeniden yargılamayı gerektirmemesi nedeniyle, bozma kararından sonra itiraz merciince yeni bir karar verilmesinin hukuken mümkün olmadığı ve bu nedenle İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararın hukuki değerden yoksun olduğu gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteğinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma talebi üzerine, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen hapis cezası hükmünün bozulması durumunda, hükmün Yargıtay tarafından mı yoksa yerel mahkeme tarafından mı yeniden kurulacağı hususunda yaşanan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Suça sürüklenen çocuk hakkında verilen hapis cezasından yaş indirim yapılmaması ve kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmemesi hususlarının TCK'nın 31/2 ve 50/3. maddeleri uyarınca hükümlü lehine daha hafif bir ceza verilmesini gerektirmesi ve CMK 309/4-d maddesi uyarınca yargılamanın tekrarlanamaması gözetilerek, hükmün Yargıtay tarafından düzeltilerek yeniden kurulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında aynı eylem nedeniyle açılan mükerrer dava sonucu davanın reddi yerine hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kanun yararına bozulması üzerine davanın reddi kararının Özel Dairece mi yoksa Yerel Mahkemece mi verilmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesin hüküm niteliğinde olması ve adil yargılanma hakkı ile makul sürede yargılanma hakkı gözetilerek, davanın reddi kararının cezanın kaldırılması sonucunu doğurması nedeniyle CMK'nın 309/4-d maddesi uyarınca Özel Dairece verilmesi gerektiği değerlendirilerek, Özel Daire kararının bu hususta düzeltilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gerçekte var olmayan bir kişinin kimlik bilgileri kullanılarak açılan davada verilen mahkûmiyet hükmünün, kanun yararına bozma halinde, 5271 sayılı CMK’nın 309/4-b maddesi uyarınca mı yoksa 309/4-d maddesi uyarınca mı işlem yapılması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hayali bir kişi hakkında mahkumiyet hükmü kurulamayacağı ve bu durumun davanın esasını etkileyen bir husus olması nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d bendi uyarınca hükmün bozulması ve cezanın kaldırılması gerektiği gözetilerek, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin kararı kaldırılarak hükmün bozulmasına ve cezanın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.