Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yargılamanın Tekrarı Yasağı”
- Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık hakkında, bu kararın kanun yararına bozulması halinde bozma kararının sanık aleyhine sonuç doğurup doğurmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinde sayılan ve davanın esasını çözen hükümlerden olmadığı, bu nedenle bu kararlara ilişkin kanun yararına bozma halinde yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kuralların uygulanamayacağı ve lehe/aleyhe sonuçtan söz edilemeyeceği gözetilerek, Özel Daire’nin “aleyhe sonuç doğurmamak kaydıyla” bozma kararının kaldırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında daha az ceza verilmesini gerektirmesi halinde, lehe olan cezaya Özel Dairece mi yoksa Yerel Mahkemece mi hükmedileceği ve hükmün kanun yararına bozma istemi üzerine incelendiği sırada, kanun yararına bozma istemine konu edilmeyen başkaca hukuka aykırılık hallerinin saptanması halinde ne şekilde bir yol izlenmesi gerektiği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, kanun yararına bozma nedeninin daha hafif ceza verilmesini gerektirmesi halinde lehe olan cezaya Yargıtay ilgili ceza dairesinin doğrudan hükmetmesi gerektiği, ayrıca, istekle bağlılık kuralı gereği Bakanlığın istem yazısında ileri sürülmeyen ve sonuca etkili bulunan başkaca hukuka aykırılıkların saptanması durumunda, bu aykırılıklara istinaden bozma kararı verilemeyeceği gözetilerek, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin bozma kararının kaldırılarak dosyanın Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında daha az ceza verilmesini gerektirmesi halinde, lehe olan cezaya Özel Dairece mi yoksa yerel mahkemesince mi hükmolunacağının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi kapsamında olan ve yargılamanın tekrarını yasaklayan hukuka aykırılıklarda, lehe olan hükmün Özel Daire tarafından verilmesi gerektiği gözetilerek, Özel Daire'nin bozma ilamı kaldırılarak, dosyanın hukuka aykırılığın giderilmesi için Özel Daire'ye tevdiine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında iki yıldan az hapis cezası verilmesini gerektirmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya erteleme hükümlerinin uygulanma ihtimalinin doğması halinde, Özel Dairece doğrudan karar verilip verilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kanun yararına bozma nedeninin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya erteleme gibi kişiselleştirme hükümlerinin uygulanmasını gerektirmesi halinde, davanın esasının çözülmemiş sayılması ve bu hükümlerin takdiri gerektirmesi nedeniyle CMK'nın 309/4-b maddesi uyarınca yerel mahkemede yeniden yargılama yapılmasının gerektiği, bu nedenle de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının CMK'nın 310/1. maddesi uyarınca kanun yararına bozma yoluna başvurma yetkisinin bulunmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmiş, Özel Dairenin bozma kararı kaldırılmış ve dosya Adalet Bakanlığı'na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında aynı eylem nedeniyle açılan mükerrer dava sonucu davanın reddi yerine hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kanun yararına bozulması üzerine davanın reddi kararının Özel Dairece mi yoksa Yerel Mahkemece mi verilmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesin hüküm niteliğinde olması ve adil yargılanma hakkı ile makul sürede yargılanma hakkı gözetilerek, davanın reddi kararının cezanın kaldırılması sonucunu doğurması nedeniyle CMK'nın 309/4-d maddesi uyarınca Özel Dairece verilmesi gerektiği değerlendirilerek, Özel Daire kararının bu hususta düzeltilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının, aynı fiilden dolayı daha önce verilmiş kesinleşmiş bir hüküm bulunması nedeniyle kanun yararına bozulması üzerine, CMK'nın 309/4-a mı yoksa 309/4-d maddesi uyarınca mı işlem yapılacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında aynı fiilden dolayı daha önce açılan davada tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmiş ve bu karar kesinleşmiş olup, TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının durma kararının hukuki sonuçlarını doğurduğu, bu kararın davanın esasını çözmeyen bir karar niteliğinde olduğu ve CMK m.223/7 hükmü gereği davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, Özel Dairenin CMK'nın 309/4-a maddesi uyarınca kararı bozması ve dosyanın mahalline gönderilmesi isabetli bulunmuş ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Hukuki kesinti olmadan aynı mahkemede farklı tarihlerde işlenen aynı mahiyetteki suçlar nedeniyle verilen ayrı mahkûmiyet kararlarına karşı yapılan kanun yararına bozma talebinin reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında aynı mahkemeye farklı tarihlerde açılan iki ayrı dava dosyasında, suç tarihleri arasında hukuki kesinti bulunmaması, suçların aynı mahiyette olması ve dosyaların aynı mahkemede olması sebebiyle yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamayacağı, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi için dosyaların birleştirilmesi gerektiği hususunun kanun yararına bozma yoluyla incelenmesi gerektiği gözetilerek Özel Daire kararının kaldırılmasına ve dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tazminat isteminde, bozma kararından sonra yapılan ıslahın ve eksik hesaplamaların dikkate alınıp alınmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacılar vekilinin bozma kararından sonra ıslah yapılabileceği yönündeki temyiz itirazları ile davalı vekilinin 14 no'lu bağımsız bölüm için kira tazminatı hesabında yapılan hata yönündeki temyiz itirazları yerinde görülerek, hükmün davacılar ve davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yerel mahkemenin direnme kararı üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen bozma kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz yetkisinin bulunup bulunmadığı ve bulunması halinde sanıklar hakkında usulüne uygun açılmış bir kamu davasının olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz yetkisini düzenleyen bir kanun hükmü bulunmadığı ve kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği fiille aynı fiilden dolayı sanıklar hakkında daha sonra kamu davası açılmasının CMK'nın 172/2 ve 173/6. maddelerine aykırı olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Sanığın silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan mahkumiyetine dair Yargıtay 3. Ceza Dairesince verilen hükmün temyizi üzerine, hükmün onanıp onanmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın hazırlık aşamasındaki kabule dönük beyanları, tanık beyanları ve diğer delillerin sanığın örgüt üyeliğine işaret etmesi, Danıştay üyeliğine örgütsel faaliyetler kapsamında yerleştirildiği ve örgüt hiyerarşisine dahil olduğunun anlaşılması gözetilerek, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin mahkumiyet hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Boşanma davasının Yargıtay tarafından bozma kararı sonrası yapılan yargılamada, davacı lehine tekrar vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesince verilen ilk boşanma kararında davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiği ve bu kararın kesinleştiği, Yargıtay’ın bozma kararı sonrası yapılan yargılamada boşanmanın fer’ileri hakkında hüküm kurulması gerekirken davacı lehine tekrar vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gözetilerek karar bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.