Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Zamanaşımını Kesen Sebepler”
- Uyuşmazlık: Satım sözleşmesine konu araçtaki ayıbın ikrarının zamanaşımını kesip kesmediği ve davanın zamanaşımı süresi içinde açılıp açılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Ayıbın varlığının veya ikrarının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda zamanaşımını kesen sebepler arasında sayılmaması ve davalının ağır kusurunun da ispatlanamaması nedeniyle, davanın zamanaşımından reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçunda, diğer sanıklar hakkında verilen mahkûmiyet kararının sanık hakkında da dava zamanaşımını kesip kesmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Taksirle işlenen suçlarda iştirak mümkün olmadığı ve TCK’nın 22. maddesi uyarınca herkesin kendi kusurundan sorumlu olduğu gözetilerek, diğer sanıklar hakkındaki mahkûmiyet kararının sanık bakımından zamanaşımını kesmeyeceği ve asli dava zamanaşımı süresinin dolduğu kabul edilerek yerel mahkemenin kamu davasının düşmesine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İştirak halinde işlenen suçlarda, ortaklardan birinin savunmasının alınmasının dava zamanaşımının kesilmesi bakımından diğer ortakları da etkileyip etkilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK’da dava zamanaşımının sirayeti konusunda fiile bağlılığı esas alan nesnel ölçütün kabul edildiği, zamanaşımının kesilmesinin suçu işlediği iddia olunan kişiye ya da kişilere ilişkin olmayıp aksine suç konusu fiile ilişkin olduğu, bahse konu suçu oluşturan fiilin objektif olarak şerikler arasındaki bağı ifade ettiği, bu bağın suça iştirak eden kişilerden kaynaklanmayıp aksine ortak katkıda bulunulan fiilin çerçevesinde hüküm ifade ettiği, dolayısıyla objektif bu bağ kapsamında meydana gelen ve dava zamanaşımını kesen nedenlerin, kişilerden bağımsız olarak hukuki sonuç doğuracağı ve fiil nedeniyle birleşen tüm şerikler hakkında da geçerli olacağı gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kaçakçılık suçundan yargılanan sanıklar hakkında verilen düşme kararının dava zamanaşımı yönünden isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK'nın 67. maddesinin 2. fıkrasında yer alan zamanaşımı kesme nedenlerinin, ek iddianame veya birleştirilen iddianameler yönünden uygulanma yeri olmadığı ve her iddianamenin kendi sanığı açısından zamanaşımını etkileyeceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine ve Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıya karşı açılan alacak davasında, yerel mahkemenin bozma ilamına rağmen davanın reddine karar vermesi üzerine davacının temyiz başvurusunda ilam zamanaşımının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Temyize konu hükmün davacıya tebliğ tarihi ile hüküm tarihi arasında on yıldan fazla süre geçmiş olması ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 156/2. maddesi uyarınca hükmün verildiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra zamanaşımına uğraması ve bu sürede zamanaşımını kesen bir sebebin de bulunmaması gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı ormandan münhasıran yakacak nitelikte emval veren ağaç kesme suçunun sabit olup olmadığı ve davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın savunmalarındaki çelişkiler, suçta kullanılan at arabasının sanığa ait olması, kolluk birimlerine hırsızlık ihbarının doğrulanmaması ve tanık beyanları değerlendirilerek sanığın suçu işlediğinin sabit olduğu ve dava zamanaşımının gerçekleşmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresinin beş yıl mı yoksa on yıl mı olduğu ve davalı idarenin yazısının zamanaşımını kesen borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu alacakların, 21.02.2012 tarihli protokol ile değil, hatalı intibak uygulamasına bağlı ücret ve ücretin eki niteliğindeki fark işçilik alacakları olması sebebiyle beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davalı idarenin 13.11.2014 tarihli yazısının ise kesin bir borç ikrarı niteliğinde olması nedeniyle zamanaşımını kestiği ve bu tarihten itibaren beş yıllık yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresinin beş yıl mı yoksa on yıl mı olduğu ve işverenin yazısının zamanaşımını kesen borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İşverenin 13.11.2014 tarihli yazısının, protokol ile belirlenen intibak derecesi farkına bağlı alacakların ikrarı niteliğinde olduğu ve bu nedenle zamanaşımını kestiği, yeniden işlemeye başlayan zamanaşımı süresinin ise işçilik alacakları için öngörülen beş yıl olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresinin beş yıl mı yoksa on yıl mı olduğu ve davalı idarenin yazısının zamanaşımını kesen borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarının İş Kanunu ve TBK uyarınca beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davalı idarenin 13.11.2014 tarihli yazısının işçilik alacaklarını ikrar niteliğinde olduğu ve bu tarihte zamanaşımını kestiği, yeniden işlemeye başlayan zamanaşımı süresinin de beş yıl olduğu gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresinin beş yıl mı yoksa on yıl mı olduğu ve Milli Savunma Bakanlığı'nın 13.11.2014 tarihli yazısının zamanaşımını kesen borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu alacakların 21.02.2012 tarihli protokolle yapılan ücret intibakına ilişkin fark işçilik alacakları olması ve işçilik alacaklarında beş yıllık zamanaşımı uygulanması gerektiği, Bakanlığın 13.11.2014 tarihli yazısının kesin bir borç ikrarı niteliğinde olduğu ve zamanaşımını kestiği, bu tarihten itibaren beş yıllık yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı, davanın da bu süre içerisinde açıldığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresinin beş yıl mı yoksa on yıl mı olduğu ve Milli Savunma Bakanlığı'nın 13.11.2014 tarihli yazısının zamanaşımını kesen borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu alacakların, 21.02.2012 tarihli protokol ile değil hatalı intibak uygulamasıyla oluşan işçilik alacakları niteliğinde olduğu ve bu nedenle beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, Milli Savunma Bakanlığı'nın 13.11.2014 tarihli yazısının ise borç ikrarı niteliğinde olup zamanaşımını kestiği ve bu tarihten itibaren yeni beş yıllık zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı, davanın da bu süre içinde açıldığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresinin beş yıl mı yoksa on yıl mı olduğu ve davalı idarenin yazısının zamanaşımını kesen borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarının İş Kanunu'nun 32. maddesi ve TBK'nın 147. maddesi gereğince beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davalı idarenin 13.11.2014 tarihli yazısının kesin bir borç ikrarı niteliğinde olduğu ve bu tarih itibariyle beş yıllık yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı, davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.