Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Zarar Tazminatı”
- Uyuşmazlık: Haksız tutuklama nedeniyle maddi tazminat belirlenirken, davacının vergi dairesine beyan ettiği düşük gelirin mi yoksa asgari ücretin mi esas alınması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının gerçek gelir kaybının tespiti için tutukluluk süresince işyerinin açık olup olmadığının ve gelir elde edilip edilmediğinin araştırılması, elde edilen gelirin asgari ücretten düşük olması halinde ise en azından asgari ücret üzerinden tazminat hesaplanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş kazası nedeniyle açılan tazminat davasında, davalının müteselsil sorumluluğunun olup olmadığı ve varsa hangi kusur oranı üzerinden hesaplama yapılacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, dava dışı üçüncü kişinin kusurundan da sorumlu olan davalı işverene karşı açtığı davanın müteselsil sorumluluk hükümlerine dayandığı ve iş kazasından kaynaklanan zararın tamamından davalı işverenin sorumlu olduğu gözetilerek, davacının müterafik kusuru düşüldükten sonra kalan %60 kusur oranı üzerinden maddi tazminat hesabı yapılması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sürücünün tam kusuruyla ölümlü tek taraflı trafik kazasında, ölenin desteğinden yoksun kalanların, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Zorunlu mali sorumluluk sigortasının, işletenin KTK m.85/1'deki sorumluluğunu üstlendiği, işletenin ve işleten adına aracı kullanan sürücünün işletene göre üçüncü kişi sayılamayacağı, destek şahsın kusuruna denk gelen zararların da Genel Şartlar A.6. (d) maddesi gereğince teminat dışında kaldığı, dolayısıyla sigortacının sorumluluğunun sigortalının sorumluluğu ile sınırlı olduğu ve davacıların desteklerinin tam kusuruyla ölümü nedeniyle sigortacıdan tazminat talep edemeyecekleri gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sürücünün tam kusuruyla gerçekleşen tek taraflı trafik kazasında vefat etmesi üzerine, desteğinden yoksun kalanların, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Zorunlu mali sorumluluk sigortasının, işletenin Karayolları Trafik Kanunu'nun 85/1. maddesinde düzenlenen sorumluluğunu kapsadığı, işletenin kendi kusuruyla ölümü halinde üçüncü kişi olarak değerlendirilemeyeceği ve sigortacının da sorumluluk kapsamı dışında kaldığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Zorunlu trafik sigortası bulunmayan aracın sürücüsünün tek taraflı kazada ölümü üzerine, destekten yoksun kalanların Güvence Hesabından destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Destekten yoksun kalma tazminatının, KTK’nın 85/1. maddesinde düzenlenen işletenin sorumluluğu ile sınırlı olduğu, işletenin kusurundan kaynaklanan kendi ölümünün, işletene rücu edilemeyeceği gibi, sigortacıya da rücu edilemeyeceği ve Genel Şartlar’ın bu yöndeki düzenlemesinin kanuna uygun olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sürücü desteğin tam kusurlu olduğu tek taraflı trafik kazasında vefat etmesi üzerine, desteğinden yoksun kalanların zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Zorunlu mali sorumluluk sigortasının, işletenin Karayolları Trafik Kanunu'nun 85/1. maddesi gereğince üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu kapsadığı, destek şahsının tam kusurlu olduğu tek taraflı kazada vefatında ise desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi sayılamayacağı ve işletenin kendisine karşı sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İş kazası sonucu vefat eden sigortalının işe giriş bildirgesinin işveren tarafından süresinde verilmemesi nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu'nun rücu davasında, işveren dışındaki diğer kusurlu olan davalıların da 506 sayılı Kanun'un 10. maddesi kapsamındaki kusursuz sorumluluktan sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Kanun'un 10. maddesinin, işverenin sigortalı çalıştırmaya başlama bildirimini süresinde yapmaması halinde uygulanacak bir yaptırım hükmü olduğu, iş kazasının oluşumunda kusuru olan diğer davalıların ise 26. maddedeki kusurlu sorumluluk hükümlerine göre sorumlu tutulması gerektiği, 10. madde kapsamında işverene yüklenen kusurun diğer davalılara yansıtılamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Elektrik akımına kapılma sonucu yaralanan davacının, maluliyet oranının kesinleşmesinden sonra açtığı manevi tazminat davasında zamanaşımının dolup dolmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bedensel bütünlüğün ihlali neticesinde oluşan ve gelişen bir durum niteliğinde olan zararın, gelişmenin sona ermesi ve zararın tüm unsurlarıyla öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacak zamanaşımı süresi içinde dava açılmış olması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hazineye ait kum ocaklarından izinsiz çıkarılan malzeme nedeniyle, haksız fiil sorumluluğu temelinde tazminat davası açılması ve aynı konuda belediyeler aleyhine açılmış sözleşmeye dayalı davaların bulunmasının mükerrerlik oluşturup oluşturmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hazine’nin, kum ocaklarından izinsiz malzeme alan davalı şirkete karşı haksız fiil sorumluluğuna dayanarak dava açabileceği, aynı zarara ilişkin olarak belediyeler aleyhine açılan sözleşmesel davaların varlığının haksız fiile dayalı bu davaya engel teşkil etmeyeceği ve zararın tamamının tahsiline kadar tüm sorumluların müteselsilen sorumlu olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından yapılan köprü inşası sonucu davacıya ait taşınmazda meydana gelen taban suyu yükselmesi nedeniyle oluşan değer kaybının mevcut zarar mı yoksa muhtemel zarar mı olduğu ve bu değer kaybının tazmin edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Haksız fiil sonucu oluşan ve taşınmazın kullanım şeklinin değişmesine bağlı olarak meydana gelen değer kaybının mevcut zarar niteliğinde olduğu ve tam tazmin ilkesi gereğince tazmin edilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Yangın nedeniyle oluşan zarardan dolayı açılan tazminat davasında, davalıların müteselsil sorumluluğunun belirlenmesi ve tazminatın tahsil yöntemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalıların eylemlerinin aynı zarara yol açması ve Borçlar Kanunu'nun 61. ve 62. maddeleri uyarınca müteselsil sorumluluklarının olması gözetilerek, mahkemenin davalıları kusur oranlarına göre ayrı ayrı sorumlu tutan kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat davasında, zararın tespitine ilişkin yapılan soruşturma ve araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Gerçek zarar ilkesi gereğince tazminat miktarının, zarar görenin haksız fiil nedeniyle yaptığı gerçek masraflar dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği, yerel mahkemenin ise davacı kurumun onarım giderleri belgelerinde yer alan miktarları doğru kabul ederek eksik araştırma ve soruşturma sonucu hüküm kurduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.