Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Çocuk Hakları Sözleşmesi”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Boşanma davasında, idrak çağındaki çocuğun velayeti anneye verildikten sonra babayla kişisel ilişki kurulup kurulmayacağı hususundaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun yüksek yararı ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12. maddesi gereğince, idrak çağındaki çocuğun babasıyla kişisel ilişki kurulması hususunda görüşünün alınması ve uzman görüşüne başvurulması gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, idrak çağındaki çocuğun velayetinin anneye verilmesi kararına karşı yapılan temyizde, çocuğun dinlenip dinlenmediği ve görüşünün dikkate alınıp alınmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: İdrak çağındaki çocuğun, velayeti hususunda görüşünün alınması ve bu görüşün çocuğun yüksek yararına ters düşmemesi kaydıyla dikkate alınması gerektiği, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi hükümleri ile TMK'nın velayete ilişkin düzenlemeleri gözetilerek, çocuğun yeterli idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği halde görüşünün usulüne uygun alınmadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanmış eşlerin müşterek çocuklarının velayetinin değiştirilmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun velayetinin belirlenmesinde çocuğun yüksek yararı ve çocuğun idrak çağında ise dinlenilmesi gerektiği hususu gözetilerek, idrak çağındaki çocuğun velayeti konusunda tekrar dinlenilmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma davasından sonra, babanın çocuklarıyla kişisel ilişkisinin, boşanma aşamasında ileri sürülmeyen veya kanıtlanamayan cinsel istismar iddiaları nedeniyle kaldırılıp kaldırılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Reşit olan çocuk yönünden davanın konusuz kaldığı, diğer çocuklar yönünden ise çocukların yeterli idrak çağında olmaları sebebiyle, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12. maddesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin 3. ve 6. maddeleri uyarınca, çocukların bizzat dinlenerek görüşlerinin alınması ve bu görüşlere değer verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, velayet düzenlenirken çocukların görüşlerinin alınması ve uzman bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekliliğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin ilgili maddeleri uyarınca, velayete ilişkin kararlarda yeterli idrake sahip çocukların görüşlerinin alınması ve çocuğun yararı gözetilerek uzman bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İdrak çağındaki çocuğun velayetinin değiştirilmesi davasında, çocuğun velayeti konusunda mahkeme huzurunda bizzat görüşüne başvurulup başvurulmayacağı ve uzman tarafından alınan beyanın yeterli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin ilgili maddeleri ile velayete ilişkin yasal düzenlemeler gereğince, idrak çağındaki çocuğun velayetini ilgilendiren konularda görüşünün alınması gerektiği ve somut olayda çocuğun idrak çağında bulunması, uzman raporunda da çocuğun kendi arzu ve isteklerini belirleyebilecek olgunlukta olduğunun belirtilmesi, ayrıca dava tarihinden itibaren çocuğun görüşünün alınmasını gerektirecek ölçüde uzun süre geçmiş olması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dede ve babaannenin torunlarıyla kişisel ilişki kurulması talebine ilişkin açtıkları davada, idrak çağındaki çocukların beyanlarının dikkate alınıp alınmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İdrak çağındaki çocukların dede ve babaanneleriyle görüşmek istemedikleri yönündeki beyanlarının, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin ilgili maddeleri gözetilerek, çocukların yüksek yararı ilkesi gereğince dikkate alınması gerektiği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanmış eşler arasında çocukla kişisel ilişki tesisi ve velayetin değiştirilmesi talepli davada, kurulan kişisel ilişkinin şekli ve vekâlet ücreti takdiri hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanabilir hukuk kuralları dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin temyiz sebeplerinin kararı bozmaya yeterli olmadığı değerlendirilerek, temyiz edilen karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı babaanne ve dedenin kişisel ilişki kurma talebinin samimiyetsiz olduğu ve çocuğun üstün yararına aykırı davranışlarda bulundukları iddiasıyla açılan kişisel ilişkinin kaldırılması davasının reddinin temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, dosyadaki deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.