Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Öğrenme Tarihi”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Sebepsiz zenginleşme nedeniyle açılan alacak davasında zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi ve davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kamu kurumlarında sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davalarında zamanaşımı, dava açılmasına emir vermeye yetkili makamın olayı öğrendiği tarihten itibaren başlayacağı ve dosyadaki bilgi ve belgelerden, yetkili makamın olayı öğrendiği tarihin 10.05.2011 olduğu, dolayısıyla davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı gözetilerek davalıların karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, boşandığı eşinden olan iki çocuğunun kendi öz çocuğu olmadığını ileri sürerek açtığı soybağının reddidavasında hak düşürücü süre aşımı olup olmadığı noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, çocukların doğumundan ve baba olmadığını bildiğinden itibaren hak düşürücü süre olan bir yıl içinde dava açmadığı, boşanma davası sürecinde ve sonrasında çocukların varlığından haberdar olmasına rağmen dava açmakta geciktiği, gecikme için haklı bir sebep sunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Murisin, davalılara mal kaçırmak amacıyla arsasını devrettiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, tenkis talebi için öngörülen hak düşürücü sürenin başlangıç tarihi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, saklı payının ihlal edildiğini öğrendiği tarihin davalıların kooperatif hisselerine karşılık dairelerin tescil edildiği tarih olduğu ve bu tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin reddine ve bölge adliye mahkemesinin onamasına dair kararları onanmıştır. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, davalılar tarafından gabin ve hile yoluyla miras paylaşımında zarara uğratıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü süreye ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacıların mirasbırakanının gabin ve hile nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil talebinde, öğrenme tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun değil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun hak düşürücü süre hükümlerini uygulayarak ve tanık dinlenilmeksizin eksik inceleme ile hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazlarının hile ile devredildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının hileyi öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde dava açmadığı, Türk Borçlar Kanunu'nun 39. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek yerel mahkemenin davayı reddetme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hile nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, hak düşürücü sürenin ne zaman başlayıp, sürenin geçip geçmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, hileden kaynaklanan sözleşmeden dönme hakkını kullanması için öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin, ceza soruşturması başlatan şikayet tarihinden itibaren işlemeye başladığı ve bu nedenle davanın süresinde açıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, dava dışı bir kişi tarafından dolandırılarak taşınmazını devrettiği iddiasıyla davalı şirket aleyhine açtığı tapu iptali ve tescil davasında, hileye dayalı iptal hakkının kullanılması için öngörülen hak düşürücü sürenin geçip geçmediği noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının hileyi öğrendiği tarihin şikayette bulunduğu tarih olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının sözleşme ile bağlı olmadığını süresinde karşı tarafa bildirip bildirmediğinin tespit edilmesi gerekirken, bu hususta bir değerlendirme yapılmadan yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru görülmeyerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından hile nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılmış, mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle dava reddedilmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Hile nedeniyle tapu iptali ve tescil davalarında hak düşürücü sürenin işlemeye başladığı tarihin hilenin öğrenildiği tarih olduğu ve davalı tarafın bu sürenin geçtiğini ispatlaması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında irade fesadına dayalı açılan davanın hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı ve bu sürenin ne zaman başlayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının irade fesadını öğrenme tarihinin hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak kabul edilmesi ve davacıların bu süreyi geçirmiş olması gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın yaptığı bağış işleminin davacı mirasçıların saklı paylarını ihlal ettiği iddiasıyla açılan tenkis davasında, hak düşürücü sürenin başlangıcı ve davanın süresinde açılıp açılmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların tenkise konu bağış işlemini ne zaman öğrendiklerinin tespit edilmemesi ve bu hususta taraf delillerinin toplanmadan, davacıların dava konusu taşınmazlarda işlem yaptıkları tarihin öğrenme tarihi olarak kabul edilerek hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Genel haciz yoluyla takipte borçluya yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olup olmadığına ilişkin şikayet davasında, yerel mahkemenin tebliği usulüne uygun bulup şikayeti reddetmesine karşı istinaf yolunda direnme kararı verilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulu'nun direnme kararını bozması.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca tebligatın muhatabın bilinen son adresine yapılması gerektiği, davalı borçlunun bilinen son adresinin ticaret sicil gazetesinde kayıtlı olan adresi olduğu, ancak tebliğin borçlunun ortağı olduğu şirketin adresine yapıldığı, bu nedenle tebliğin usulsüz olduğu ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliği öğrendiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ödeme emrinin Tebligat Kanunu'na uygun tebliğ edilip edilmediği ve borçlunun şikayetinin reddedilmesinin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat memurunun, tebligat yapılacak kişinin adreste bulunmaması halinde Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi ve Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesinde belirtilen usule uygun hareket etmediği, komşunun beyanını imzalatmadığı ve komşunun dahi o adreste ikamet etmediğinin sonradan anlaşıldığı gözetilerek, tebligatın usulsüz olduğu ve yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.